Zonguldak’ın meşhur bir ayı yogisi var…

Ayı yogi pandemi döneminde çift bilgisayarla okullardan mezun etmiş…

Onların kapı köpekleri de aynı yöntemle yüksek okul mezunu olmuş…

6’ıncı katta her gece Erdemli şekilde içerken şehir adına planlama yapıyorlar…

Ayı Yogi; Hiçbir işe yaramayan çocuğu atadan gelen servetle bindiği 2 milyonluk araçla belediyede işe alınacak…

Erdemli belediyecilik ya…

Ev kirası, Elektrik, TOKİ borcu, araba taksiti ödenen de muteber bir göreve getirilecek…

İnsanları ruhsat, İmar v.s tehditleriyle avantayı toplayan gazeteci muteber adam sözde kurumu yönetmeye başlamış… 

Hem de Erdemli belediyecilik adına…

1+1 Birlerde alem partileri hep Erdemli belediyecilik adına yapılmaya devam edecek…

Evet sizden öncede yediler, içtiler, diktiler…

Şimdi sıra Erdemli yapacağız –Erdemli yiyeceğiz- diyorsunuz…

Çok Erdemlisiniz Tavuz kuşu gibi…

Getirin bakalım nerede kadar…

10 Dairelik yere 84 daire ruhsatı…

Verin Erdemli olarak…

Hani bir Türk Atasözü var…

Siz çokta Türk sayılmazsınız…

Yediğiniz hurmalar gün gelir sizi tırmalar…

Erdemli Yiyin…

“Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır

Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;

Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler!Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?

Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;

Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:

Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,

Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.

Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını

Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;

Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini

Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak:

Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;

Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”

Erdemli yiyin…

Yiyin bakalım…

Ünlü siyasetçi Ömer Bartutçu’nun meşhur bir sözü vardı; “Senetle seçimin günü çabuk gelir” diye…

Yiyin… 

Çok hızlı başladınız yemeğe…

Kral falan olduğunuzu sanmayın…

Biz çok Kral sevdik… Hem de şey ederek Erdemli sevdik…