20. yüzyılın ilk çeyreğinde Çaycuma gelişmiş bir bucak merkezi görünümündedir. 1915-16 Yılı Bolu Livası Salnamesi’ne göre Çaycuma’da: 11.600 İslam, 370 Rum, 34 Ermeni olmak üzere toplam 12.004- nüfus vardır. Salname’de “muntazam bir çarşı, iki câmî-i şerîf, bir medrese ve üç sınıflı bir mekteb-i ibtidâiyye (ilkokul) ile bir kilise, bir Rûm Mekteb-i İbtidâiyyesi” nin varlığını belirtmesi çok önemlidir. Öğretim-eğitim yönünden bir medrese, üç sınıflı bir ilkokul, ayrıca bir de Rum ilkokulu bulunuyor.
ANADOLU İŞGAL EDİLİYOR
Osmanlı Devleti ise çok zor günler yaşamaktadır. 30 Ekim 1018’de İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Mondros Mütarekesi’nin 7. ve 24. maddeleri Osmanlı Devleti’nin parçalanması için her türlü işgal hareketine imkan veriyordu. Bunun sonucu, 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir, Yunanistan tarafından işgal edilmiş, katliamlar yaşanmıştı.
İzmir’in işgalinden hemen sonra,   16 Mayıs’ta Bandırma vapuru ile yola çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları 19.Mayıs.1919 günü Samsun’a varmış, ulusal bir direnişin ateşini yakmıştır. 21/22.Haziran.1919-AmasyaTamimi, 23.Temmuz-7.Ağustos.1919-Erzurum Kongresi, 4-11.Eylül.1919-Sivas Kongresi toplanmıştı.
16.Mart.1920 günü İtilaf Devletleri tarafından İstanbul da işgal edilmiş, Meclis-i Mebusan dağıtılmıştı. Mustafa Kemal öncülüğünde yapılan Milli kongrelerde alınan kararlar gereği 23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da toplanmış, Türkler’in Anadolu toprağı, özgürlükleri, bağımsızlıkları hakkındaki her türlü kararın bu Meclis tarafından alınıp, uygulamaya sokulacağı dünyaya ilan edilmişti.
Toplanan ilk Meclis’te, bölgemizde Milli Mücadele’ye verdiği destekle tanınan Devrek Müftüsü Abdullah Sabri Efendi (D.1870-Ö.1950), Zonguldak adlı bir il olmadığından Bolu mebusu olarak yer almıştı. Abdullah Sabri Efendi I.Meclis’te (23.04.1920-11.08.1923) Bolu milletvekili olarak yasama çalışmalarına katılmıştı.
   MUSTAFA KEMALE BAĞLILIK TELGRAFI 
               Dr. Cevdet Müftüoğlu; Babası Müftüzade Tahir Efendi’nin Çaycuma Belediye Başkanlığı sırasında; “Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasından sonra Çaycumalılar adına kendisine bağlılık ve destek telgrafı çektiklerini” anlatır. Dr. Müftüoğlu, “Bu telgrafın babasının Belediye Başkanlığı süresince duvarda asılı durduğunu, ama sonraları kaybolduğunu öğrendiğini” belirtir. (Hasan Ataman- Çaycuma-2001)
               Bu konuyu Dr. Cevdet Müftüoğlu’ndan Zonguldak’taki muayenehanesinde ben de (1987-88 yılları) dinlemiştim. Dr. Müftüoğlu ile bu söyleşilerimiz “bir araştırmaya dayalı olarak” değil, arada bir kendisini ziyaretlerim sırasında olmuştur.
MÜDAFAA-YI HUKUK TEMSİLCİLİĞİ
Çaycuma’da İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucuları daha sonra   Kuva-yı Milliye’nin kurulmasında, örgütlenmesinde görev almışlardır. Milli Mücadele başladığında Çaycuma’da Müftüoğlu Tahir Efendi başkanlığında Çaycuma Müdafa-yı Hukuk Temsilciliği kurulur. Yönetim Üyeleri: Ahmet Kalaycı, İsmail Zeren, Cerrah Abdurrahman Efendi, yöremizde Devrek’le birlikte etkili hizmetler yürütürler.Müftüoğlu Tahir Efendi, Hacı Abdulah Sabri Efendi’nin Bolu mebusu seçilmesinden sonra “Müftü” olarak Devrek Kuva-yı Milliye heyetinin de başına geçmiştir.
Yunanlılar İzmir’e çıkınca Çaycuma’da otran bazı Rumlar, Fransız bayrağı çekerek gösteri yapmak isterler. Çaycuma gençleri bu bayrağı ellerinden alarak parçalayıp yakarlar. Rumların evlerini taşlarlar, camlarını çerçevelerini , indirirler. Rumlar’ın sesi soluğu kesilir. (1967 Mustafa Zeren)
YÜZBAŞI CEVAT RIFAT 
Zonguldak ve çevresinde ulusal kuvvetlerin oluşturulması gerektiğinden Mustafa Kemal, Ali Fuat Paşa’nın verdiği bilgiyle Yüzbaşı Cevat Rıfat’ı 21 Nisan 1920’de “Bartın ve Havalisi Komutanı” olarak görevlendirir. Bartın ve Havalisi Kuvay-ı Milliye Komutanı olarak göreve başlayan Cevat Rifat, Kastamonu kışlasındaki piyade taburlarından işe yarar eratla, hapishaneden seçtiği mahkumlardan 100 kişilik bir müfreze oluşturur. Sürmeneli Rıfat Kaptan yönetiminde onbir taka ile Bartın Boğazına gelmiş olan yüz küsur Karadeniz çocuğu da askerimize katılır. Bunların hepsi mükemmel surette techiz ve teslih edilir.
MİLİS KUVVETLERİ MERKEZİ ÇAYCUMA
Bartın ve Çaycuma Bölgesi Milis Kuvvetleri Komutanı Yüzbaşı Cevat Rıfat (Atılhan), Fransızlar’ın Zonguldak’a asker yığması üzerine Bartın’da küçük bir birlik bırakarak Çaycuma’ya geçer, karargahını kurar ve burayı, “Çaycuma Milis Kuvvetleri Merkezi” haline getirir. Çaycuma’da oluşturduğu milis kuvvetleriyle, Zonguldak’a asker ve cephane yığan Fransızlar’ın iç kesimlere (Çaycuma-Devrek-Ankara yolu) sarkmasını önlemek için Kırat ve çevresini kontrol altına alır. Zonguldak’taki Fransız askerlerini çeşitli baskınlarla taciz eden Dursun Reis, Laz Emin Reis gibi milis güçlerine yardımcı olur.  
Kuva-yı Milliyeciler, Milli mücadele yıllarında, milli mücadelenin propagandası, erzak, bağış toplama işlerini yürütürler. Toplanan yiyecek ve erzak Çaycuma’daki Depboy adlı binada toplanır. Buradan kağnı arabalarıyla Devrek üzerinden Bolu’ya, Ankara’ya sevk edilir. Cepheden gelen haberleri halka duyururlar. Sonraları bu kadro 1924’de Tahir Efendi başkanlığında CHF’yi(Cumhuriyet Halk Fırkası) kurar.
ÇAYCUMA’DA KADIN ÖRGÜTLENMESİ
             Erkekler bir yandan cepheye öbür yandan maden ocağına giderken, kadınlar da evde oturmazlar, her hal ve durumda kuvva-yı milliye güçlerine yardımda bulunurlar. Müdafa-yı Hukuk temsilciliği ile “Asker Kardeşlerimize Muavenet Kadınlar Cemiyeti” kurarlar. İlk elde kısa sürede hazırlanan 150 katlık çamaşır ve levazımla birlikte cepheye gönderirler. Kaza merkezi Devrek adına toplanan 60.000 kuruşluk yardımın içinde Çaycumalılar’ın da büyük katkıları vardır.
ÇAYCUMA’DA ASKERİ HASTANE
              Bartın ve Çaycuma Bölgesi Milis Kuvvetleri Komutanı Yüzbaşı Cevat Rıfat, Fransızlar’ın Zonguldak’a asker yığması üzerine bütün askeri gücünü Çaycuma’da toplamıştır. 
             Çaycuma’da Yzb. Cevat Rıfat’ın öncülüğünde Temmuz 1921’de nahiye ve köy halkının gayret ve fedakarlığı ile yaptırılan “Çaycuma Hastanesi” de (Şimdiki Anadolu Ticaret Meslek Lisesi binasının olduğu yerde tek katlı, sonradan Ortaokul olarak kullanılan bina) cepheden yaralı ve hasta dönen askerlerin tedavi edilmelerine önemli destek sağlar. Hastanenin alt tarafında bir de okul yaptırılır.
ÇAYCUMA’DA İNÖNÜ ZAFERİ ŞENLİĞİ 
                Mustafa Kemal öncülüğünde yürütülen Milli Mücadele’nin cephe harekatı bütün yörede dikkatle izlenmektedir. I. ve II. İnönü Savaşları’nın başarıyla sonuçlanması büyük sevinçle ve gösterilerle karşılanır, coşkuyla kutlanır. “Milli Mücadelede Zonguldak ve Havalisi” kitabının yazarı Ali Sarıkoyuncu, Kastamonu’da o yıllarda çıkarılan “Açıksöz” gazetesinden yaptığı alıntılarla bu durumu belgeler.
                 Zonguldak ahalisi, Birinci İnönü Zaferi nedeniyle bütün gün ve gece zafer şenlikleri düzenlemiştir. “Halk kahraman ordumuza bu başarısının devamı için dualar etmiş” ve “bir kısım halk Yunan ordusuna karşı bilfiil mukabelede bulunmak isteklerini” Ankara’ya iletmiştir.
            Çaycuma’da 29 Nisan 1921 günü, Çaycuma ve köyleri ahalisinden kadın-erkek-çocuk olarak binlerce insan nahiye merkezinde toplanarak bir miting düzenler. Mitingde “ordunun gösterdiği başarıdan duyulan memnuniyetin” yanı sıra “Yunanlılar’ın memleketimizde irtikap eyledikleri şenaat ve melanetler fiilen protesto edilir”. Ayrıca halk, “memleketin saadeti ve selameti için her türlü fedakarlığı ifaya amade bulunduklarını” Ankara’ya bildirir.”(ATASE Arş.KI:956,D:21,F:57) (Prof.Dr.Ali Sarıkoyuncu: Milli Mücadelede Zonguldak Sancağı)
ZONGULDAK MİTİNGİ 17 MAYIS 1921’de
            Prof. Afet İnan, İzmir’de 14/15 Mayıs gecesi Reddi İlhak Milli Heyeti’nin çağrısı üzerine, Yunan işgaline karşı gelmek amacıyla büyük bir miting düzenlenir. Türk halkı bu mitingi desteklemek için yurt genelinde 16-17-18 Mayıs günlerinde coşkulu mitingler düzenler. Miting yapılan yerler arasında; 17 Mayıs 1921 gününde Zonguldak da vardır. (Prof. Afet İnan- Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi-TTK-1998)