Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürprizlerle dolu yeni kabineyi açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy dışındaki tüm bakanlar değişti.

Zonguldak'ta da 5 milletvekilinden 3'ü değişti.

Ahmet Çolakoğlu ve Deniz Yavuzyılmaz'ın yanı sıra Muammer Avcı, Saffet Bozkurt ve Eylem Ertuğrul Zonguldak'ın TBMM'de temsil edecekler.

Milletvekilliği ve ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, tüm dikkatler 2024 Mart'ında yapılacak olan yerel seçimlere çebrildi

Tabi bu ekip Mart 2024'te yapılması planlanan yerel seçimlerde de özellikle belediye başkan  adaylarını  belirlemede etkin rol oynayacaklar.

Peki nu yeni dönem Zonguldak'ta nasıl yaşanacak?

Yeni bakanların ve yeni vekillerin Zonguldak'a katkıları olacak mı?

Milletvekilleri uyum içinde çalışıp, Zonguldak adına birlikte hareket edebilecekler mi?

Özellikle cumhurbaşkanına yakın olmasıyla bilinen ve övünen Muammer Avcı'nın performansını çok merak ediyorum.

Çünkü Muammer Avcı-Selim Alan, Muammer Avcı-Mustafa Çağlayan arasında medya üzerinden bir savaş yaşanıyor.

Muammer Avcı daha milletvekili olmadan partisinin 2 önemli ismini karşısına aldı.

Bu da bize gösteriyor ki önümüzdeki süreçte medya üzerinden yürüyen bu savaş daha da büyüyecek.

Mesela merak ediyorum, 'Muammer Avcı Selim Alan'ın yeniden belediye başkan adayı olmasını isteyecek mi?'

Yine Muammer Avcı, 'Mustafa Çağlayan'ın il başkanı olarak kalmasını hazmedebilecek mi?'

Yoksa Muammer Avcı önümüzdeki süreçte tüm enerjisini Zonguldak'a hizmet için harcayıp, Selim Alan ve Mustafa Çağlayan ile birlikte hareket etmeyi başarabilecek mi?

Elbette tüm bu merakımızı zaman içinde giderecek ve kafamızdaki soruların cevabını zaman içinde bulacağız.

Ama görünen o ki 3 kişi arası da medya üzerinden yaşanan bu soğuk savaş zaman içinde daha da alevleneceğe benziyor.

Çünkü 3 kişiden 2'si, yanı Muammer Avcı ve Selim Alan hem aksi hem de vitrinde olmayı seven isimler.

İkisinde de kendilerine has farklı bir bakış açıları ve ilginç bir kibirleri var.

Köprüde karşılaşan 2 inatçı keçi gibiler.

Köprüden geçmek için ya kafa tokuştuurup, tos yapacaklar, biri köprüden düşecek, diğeri yoluna devam edecek.

Yada yine köprüyü geçebilmek için biri inadından vazgeçip diğerine yol verecek.

Bakalım hangisinin inadı ağır basacak, hangisinin kafası daha kalın hep birlikte göreceğiz.

Kalın derken yanlış anlaşılmasın, buradaki 'kalın' kelimesini sağlam anlamında kullandım.

İşte yeni dönemde Zonguldak'ı böyle bir iktidar bekliyor.

Kenti için değil kendi için savaşanlar mücadelesine tanık olacağız gibi görünüyor.

Umarım yanılıyorumdur.

Çünkü bizler kendi için değil kenti için savaşan siyasi karekterleri gerçekten özledik.

Kibirden ve egodan uzak, halkı kucaklayan, kenti için hizmet eden, vatandaşları için ayrım gözetmeden kaygılanan siyasi karekterlere ihtiyacı var bu şehrin.

Bu şehrin kendinden büyük sorunları var.

Denizi var vapuru yok.

Demiryolu var, treni yok.

Havaalanı var, uçağı yok.

Altında milyar ton rezervi var, kömürü çıkaracak işçisi yok.

Binlerce yıllık tarihi, cennet gibi doğası var, turizmi yok.

Onbinlerce genci var işi yok.

Onbinlerce emeklisi var, işeyecek tuvaleti yok.

Bu kadar varlığın arasında bu kadar yokluk çeken kaç şehir var merak ediyorum.

Aslında merak edilen çok şey var bu süreçle ilgili.

Az önce de altını çizdiğim gibi merakımızı zamanla gidereceğiz.

Umarım bu dönem, Zonguldak'ın sorunlarının çözüldüğü, kentin hizmet aldığı bir dönem olur.

Temennimiz bu yönde.

Yeni kabine ve yeni milletvekilleri hem ülkemize hem de ilimize hayırlı uğurlu olsun.