Zonguldak’ın Ereğli ilçesi ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Yaşar Tetiker düzenlediği basın toplantısında ilçede yakalanan barış ortamı ve istikrarın devam etmesini istediğini söyledi.
Kdz. Ereğli TSO Başkanı Yaşar Tetiker, Başkan Yardımcısı Sertan Yalçın, Yönetim kurulu üyeleri Abdülkadir Çınar ve Mehmet Çivici ile basın toplantısı düzenledi. Kdz. Ereğli TSO olarak OSB’nin tam kapasite ile faaliyete geçmesi, tersanelerin canlandırılması, öğrenci sayısının 10 bine çıkartılması ve Erdemir ile olan sorunların çözümü noktasındaki çalışmaların devam ettiğini belirten Tetiker, ilçede 2 aydır devam eden barış ortamındaki istikrarın devam etmesini istedi. Hastane binalarının üniversiteye devri ile yeni yapılacak kampüs projesini TSO olarak üstlendiklerini ve çalışmaların devam ettiğini dile getiren Tetiker şu bilgileri verdi; “Kdz. Ereğli TSO’nun koymuş olduğu hedeflerde bizim mevcut fakültemizde biz 10 bin sayısı yakalayalım. Hastanenin oraya kampüs yapılınca da öğrencileri oraya taşıma düşüncesi hakimdi. Hepinizin gözü önünde hareket cereyan etmiştir. Siyasetçiyi zorlamak lazım. Yerel dinamikleri zorlamak lazım. Bunları markaja almak lazım. Belediye o zamana kadar neredeydi? Hiç adreste yoktu açıkçası. Sayın Faruk Çaturoğlu sağolsun dosya halindeki meseleyi hallediyor. İşin içerisinde bizde varız. Meseleyi gündemden kaldırıp tatbikata çeviriyor. Proje safhasını biz üstlendik. Proje sür’atle yapılıp neticeye çıktıktan sonra geriye inşaatların yıkılıp yeniden yapılması kalıyor” dedi.
“O KİŞİ İHANET ŞEBEKESİNİN BAŞIDIR”
Bir gazetecinin hastane binalarının üniversiteye devri konusunda eski milletvekili Ercan Candan ile belediye başkanı Hüseyin Uysal’ın da çalışmaları olduğunu söylemesine tepki gösteren Tetiker, Candan’ı ihanet şebekesinin başı olmakla suçladı. Candan’ın her projeyi engellemek için çaba gösterdiğini, kendi partisine bile ihanet ettiğini ifade eden Tetiker, hastane binalarının üniversiteye devrini Milletvekili Faruk Çaturoğlu2nuın sağladığını söyledi. Tetiker konuşmasında “Ben bir kere Ercan Candan’ın ismini bile anmak istememde, Hüseyin Uysal’ı kardeş gibi görüyoruz. Mücadelenin içerisindeki samimiyetini biliyorum. Ama değiniz şahıs Kdz. Ereğli’ye en fazla ihanet etmiş adam. Allah için, biz bu hedefi koyuncaya kadar bu insan nerede? Bana bunun bir izahını yapın. O şahıs milletvekiliydi? Hüseyin Uysal seçilmiş belediye başkanıydı, bunlar neredeydi? Ben soruyorum. Fakülteye yemekhane ve kantin yaptık. Yapılan inşaatlarla birlikte ’öğrenci sayımız ilk sene 5, ikinci sene 10 bin olacak’ dedik. Bunlar nerede? Hiç yok. Fakülteye çevre düzeni ve istinat duvarı yapılması lazım, söyledik bunu belediyeye. Yine baskıdan deyin ki ben buna inanıyorum. Bizim yapmış olduğumuz ilave inşaatlara en ufak bir şey yapılmamıştır. Sen nişanda yoktun, hoş geldin düğüne. Olaylar bitmiş, kamuoyu yaratılmış, mesele sağlıklı bir şekilde sonuca ulaşmış. Ondan sonra sahiplenmeye çalışıyorsun. Bu hareketli ben asla kabul etmem. Hareketin ötesinde aldatıcı bir tiyatro olarak görürüm. Kaldı ki kendisi sadece dosya verdi, bunu Faruk Çaturoğlu’da söyledi burada. Dosya vermek msele değildir. Dosyaya bakana yada müsteşara verirsiniz. Önemli olan sonuç alınmış mı alınmamış mı? Faruk Çaturoğlu milletvekili olduktan sonra gelmiş ‘arkadaş ben dosya mosya bilmem. Bunun sonuca çıkması lazım’ demiş. Bu binaların üniversiteye devri Faruk Çaturoğlu tarafından yapılmış mı? Ben bunu bilirim. Ben siyasetçinin ön alma, kendisini tatlandırma, parlatma taktiklerini iyi bilirim. Biz dört hedefi koyuyoruz. Erdemir ile olan ilişkiler, tersaneler, öğrenci sayısının artması ve OSB. Hangi taşı kaldırsan bu ihanet şebekesi çıkıyor işin altından. Bunların bin kere ispatını yaptım, bir daha yaparım. Hangi taşı kaldırsanız bu ihanet şebekesinin başındaki, o söylediğiniz isim çıkıyor. OSB’de Allah’tan farkına varmadı bazı şeylerin. Biz işi bitirdikten sonra valiyi başımızdan aldı, kaymakamı getirdi. Kaymakam beyle çalışmaya başladık, ihaleler bir ayda biteceğine üç ayda bitmeye başladı. Biz ihaleleri erken yaptık ve yüzde 100 sonuç aldık. Eğer bunu baştan yapmasaydık orada da bir ihanet vardı. Şebeke bunlar çünkü. Bunların uzantıları var. Bizim içimizde de var. Erdemir ile sorunların bu güne kadar sarkmasının bir tek sebebi o dediğiniz isim. Bunun ispatı bu saatten sonra kolay. Baskı kalktığı için herkes çok rahat konuşabiliyor. Bir iftar yemeğinde Sayın Ali Pandır ile bir arada olacağız. ‘O iftar yemeğinde ben Yaşar Tetiker’i istemiyorum’ diyen adam. Arkadaş sen Yaşar Tetiker’i istemiyor, sevmeyen olabilirsin. Kaldı ki o güne kadar bizden sürekli yardım isteyen birisin. Bizde yardımcı olmuşuz. Belediye seçimleri alındıktan sonra ne olduysa bunun adına ister güç zehirlenmesi deyin, inisiyatif de, ne dersen de” diye konuştu.
“GELSİN ‘BEN İHANET ETMEDİM’ DESİN YÜZÜME”
Erdemir ile olan görüşmenin engellenerek sorunların görüşülerek çözüme kavuşmasının geciktiğini anlatan Tetiker sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Erdemir ile ilgili iftar yemeğinde biz Ali Pandır ile 1-1,5 sene önce beraber olsak, hepsinin perde arkasına baksak o ihanet şebekesinin başındaki adam var. Desin ki; ‘Kdz. Ereğli’ye ben ihanet etmedim.’ Gelsin ben yüz yüze konuşayım. İhanetlerini sizin gözünüzün önünde söylüyorum. Desin ki ‘arkadaş ben bunu söylemedim. Hüseyin Uysal ile birlikte iftar yemeğinde buluşacağız, sorunları ortadan kaldıracağız. Hiçbir şey yapmasa Erdemir Ereğli kucaklaşması sağlanmış olacaktı. O günden bu güne kadarda dertlerimizi anlatmak koşuluyla şimdiye kadar bu sorunlar bin kere ortadan kalkmıştı. Kendi adresi nerede, bizim adresimiz nerede? Şimdi yine uğraşıyor, bir takım çalışmalar var. Yine de bir şey demiyoruz; hodri meydan burası. Sen bir kere hem ihanet edeceksin hem de utanmadan sıkılmadan insanlardan destek isteyeceksin. Eğer bu insanlar ikinci kere aldanırsa hiçbir şey söylemeye gerek yok. “
“KENDİ İLÇE BAŞKANINA İHANET EDEN BİR MİLLETVEKİLİ”
Kdz. Ereğli’de iki aydır barış ortamında yakalanan istikrarın devam etmesini istediğini belirten Tetiker, şu an görevde olan iktidar ve muhalefet olmak üzere 5 milletvekili ile güzel bir çalışma örneği gösterdiklerini ifade etti. Tetiker şunları söyledi; “Milletvekili olması için ne sebep var bilemiyorum. Halka bırakıyorum. Buna parti genel merkezi bu kadar duyarsız kalacaksa yine mücadelemiz devam eder. Biz Kdz. Ereğli TSO’yuz. Bizi tekrar tekrar sınamaya gerek yok. Biz halk için, insanlar için varız burada. AK Parti’nin geleceği için varız. Eğer biz bir şeyler yaptıysak, ihaneti deşifre ettiysek bundan daha güzel ne olabilir? Kendi ilçe başkanına ihanet eden bir milletvekilinden ne gelir bu memlekete? Kendi milletvekili bir mücadele içerisinde uğraşırken ‘Bu ilçe başkanının taleplerini yerine getirmeyin’ diye kurumlara aleni çalışmaları var. İlçe başkanı 5 kişinin işini görse bu sana oy olarak geri döner. İlçe başkanının taleplerini yerine getirme, TSO’nun taleplerini yerine getirme, falancı şahısların taleplerini yerine getirme. Kendi inisiyatifine ne kadar karşı gelen varsa kurumlara ‘Bunun işini yerine getirme’ dersen sana kim milletvekili der arkadaş? İstikrar çok önemli. İstikrarı gayet güzel yakalamışız. 5 milletvekili ile birlikte istikrarı da yine sizlerle beraber yakaladık. Bu çorbada en fazla belki sizin tuzunuz var. Şimdi istikrar devam etse kime yarar sağlar? Ereğli’ye, insanlara yarar sağlar. Madem burada istikrar yakalanmış, hakikaten bu doğru. Bu gün iktidarıyla, muhalefetiyle kim varsa görüşüyoruz. Her biride mücadelenin içerisinde rol almak istiyorlar. Samimi olarak ticaret sanayi odamıza destekleri var. Zaten bu destekler olmasa belki yarı yarıya yol alırız. Ben sizlerin aracılığı ile her birine teşekkür ediyorum. Bu istikrarın devam etmesi Ereğli ekonomisinin sorunlarının tamamen çözülerek refaha kavuşmasıdır.”
Bir gazetecinin Dahiliye İşlemi Rejimi’nin (DİR) kaldırılması ile ilgili sorusunu da değerlendiren Tetiker “Çin çok düşük fiyattan mal teklif ediyor. Yassı hadde fiyatları çok düştü. Dahiliye işleme rejimi dünyanın her yerinde var. Bu ne demek? Ben ihracat kaydıyla getirdiğim malı işliyorum ve ihracat yapıyorum. Şimdi bunun neresi zararlı Türkiye’ye? Hiçbir yeri zararlı değil. Bu gün sadece Ereğli’de ve Türkiye’de değil Avrupa’nın çeşitli pazarlarında isim sahibi olmuş Zorlu Gurubu var. Dahiliye İşleme Rejimi ile çalışır. Bulaşık makinesi, çamaşır makinesi yapar İngiltere’ye mal ihraç eder. Bizim kendi borucularımız Dahiliye İşleme Rejimi ile getiriler malı. İşlerler ve ihracat yaparlar. Bunlar dünyanın her yerinde var. Ama şuan fiyat düştüğü için Erdemir kendisini koruma altına alabilmek için ilk müracaat edeceği şey ‘Dahiliye İşleme Rejimi kalksın, vergiler artırılsın’ bunlardır. Şimdi burada haklı, haksız meselesini görüşeceğiz. Şu önümüzdeki 10 gün içerisinde tarihi ve saati de belli. Bütün bunların hepsini sağlıklı bir şekilde görüşeceğiz. Ama bütün bu işlerin görüşülmesi Estaş’a, Bestaş’a kalmaz. Sadece kendilerine destek olunması için oradan bir sinyal gelmiştir. Oda cevap vermiştir basın yoluyla” dedi.