Yerel yönetimlerin AKP’nin yükselişindeki rolünü tartışmak olanaksız… İstanbul Belediye Başkanı olarak tüm ülkece tanınır hale gelen Erdoğan, ülkedeki siyasal koşulların kendine verdiği olanakları da iyi kullanarak, siyasi karizmasını oluşturdu... Toplumun en geri duyguları ve korkuları üzerine siyasal hattını kuran AKP, yarattığı kent rantlarıyla büyük bir güce ulaştı… Sonrası kırık bir aşk hikâyesi… Kentleri tarumar eden bir Vandallık… Ülke yönetiminde her şeyi eline yüzüne bulaştıran beceriksizlik… Memleketin tüm birikimlerini yer ile yeksan eden bir gözü dönmüşlük…
 
Anımsayacaksınız, kentlerin doğal, kültürel, tarihsel birikimlerini yok edip, ortaya beton cehennemi çıkaran AKP elebaşları, “Biz kentlere ihanet ettik” diyerek özeleştiri yaptı sözüm ona… Tam bir samimiyetsizlik örneği; başta TMMOB Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve ekoloji örgütleri olmak üzere toplumsal muhalefetin tamamı, yapılan uygulamaların yanlışlığı konusunda kendilerini defalarca uyardı çünkü… Yetinmeyip sokaklarda gösteri yaptı… Bu talepleri devlet zoru ile bastıran tiranların, o çevrelerin hakkını teslim etmeden yaptığı özeleştiri anlamsızlığın dik alası olarak tarihe geçti…
 
YALANDAN KİM ÖLMÜŞ
Dahası, tüm söylenenlere karşın tam bir “Aynı tas aynı hamam” durumu var orta yerde… Kent düşmanı uygulamaların hiçbirinden geri adım atılmadı çünkü… Yapılan plan tadilatlarıyla yeşil alanlar imara açılmaya devam etti yine… Kanalİstanbul gibi spekülatif projeler harala gürele sürdürüldü… Göğü delecekmiş gibi yükselen çok katlı insan siloları, prestij projeler olarak sunulmaya devam ederken yerel demokrasini “d”si bile rafa kaldırıldı… Halkın iradesi hiçe sayılıp, ülke nüfusunun yarısından fazlasının atanmış başkanlarca yönetilmesi, bin türlü riyayla halka yutturuldu…
 
Hazretler bir de 11 maddelik manifesto yayımlamış… Neymiş, özellikle parsel bazlı plan tadilatlarının yapımına izin vermeyeceklermiş… Kararları, kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin fikirlerine başvurup, en geniş uzlaşmayla alacaklarmış… Dikkatiniz çekerim, kendisi gibi düşünmeyen herkese “Sizden öğrenecek değiliz” babalanmasıyla yanıt veren kibir deryası söylüyor bunları… İnsanların tüm itirazlarına karşın yerel halkın iradesini yok sayıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratlarına Ankara’dan plan tadilatı yapma hakkı veren vesayetçi kafa bu vaatte bulunuyor… Yalandan kim ölmüş…
 
AKP BELEDİYECİLİĞİNDEN KURTARMA ZAMANIDIR
Yaptığı şehircilik uygulamalarıyla kentleri beton cehennemine çeviren AKP, çıkardığı “İmar Barışı Yasası” ile şehirlerimizin ölü bedenlerine bir şarjör mermi boşalttı bir de… Bizlerin “Daha yaşanabilir bir kent” için verdiği mücadeleyi sıfıra çıkarıp, açgözlü haramilerin, imara aykırı tüm yapılarının yasallaşmasını sağlayarak büyük rant sağladı… Kentleri bitiren bu yasa ile halkın can güvenliği de hiçe sayıldı… Olağan koşullarda üretilen yapıların beton kalitesinden içindeki donatısına her şeyi yapı denetim firmalarınca denetlenirken, yasadışı yapılarda böyle bir şey söz konusu değil çünkü…
 
Çok güldüm… Her yeri TOKİ’nin mimarisiyle şekillendirip kentlerin kimliğini yok eden estetik yoksunları her şehrin coğrafyasını, tabiatını, dokusunu gözeten yepyeni bir şehircilik hamlesi başlatacakmış… En komiği de, kentleri, mahalle kültürünü yaşatan, komşuluk ilişkilerini canlı tutan yatay mimari anlayışıyla geliştireceklermiş… “Bu zaman kadar yaptığımız her şey yanlıştı” demenin kibarcası olan bu manifestoyla bir de “ülke bekası” diyerek oy istemiyorlar mı şaka gibi gerçekten… Emin olun AKP kentler için beka sorunudur… Vakit kentlerin bekası için, ülkeyi, AKP belediyeciliğinden kurtarma zamanıdır…