Ne diyor siyasi iktidarın temsilcileri son “operasyon” için?

“Dış güçlerin işi.”

“Devlet içinde devlet.”

İşi kurnazlığa ve pişkinliğe verip, bir taşla üç kuş vurmak istiyorlar.

 

Birincisi ayyuka çıkan yolsuzluk iddialarının üstünü örtmeye çalışarak, milleti düpedüz ahmak yerine koyuyorlar.

İkincisi, bizatihi AKP iktidarının dış güçlerin ürünü olduğu gerçeğini karartmak istiyorlar.

1989-1991 arasında ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Morton Abromowitz’in, R.Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün iktidara taşınması tezgahına ilişkin yüzlerce haberi anımsayınız.

Kaldı ki, Başbakan Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olduğunu birçok kez üstüne basa basa itiraf etmiştir.

Şimdi olan şudur.

Siyasi iktidar, kendisine verilen enstrümanlık rolünü gereği gibi yerine getirememiştir.

Güven bunalımına neden olan AKP iktidarı, dengeleri bozmakla kalmammış, büyük projenin bir başka enstrümanı Cemaat’le arasındaki çelişkileri arttırarak ipleri kopma noktasını getirmiştir.

Yani kısacası, öküz ölmüş, ortaklık bozulmuştur.

Üçüncüsü, iktidar yeniden o bayatlamış mazlumu-mağduru oynamaya yelteniyor.

Argosuyla söylersek, bu kez bu numara pek yenilecek cinsten değildir.

Ayıya yapılan şaka hikâyesini bilir misiniz?

Ayı ormanda sallana sallana gezerken, tilkinin biri sessizce arkasından yanaşarak “pöh” diye bağırır.

Çok ürken ayı, hışımla geri döner ve tilkiye “Ne halt ediyorsun” der.

Tilki, “Kızma ayı ağabey şaka yaptım” derse de, ayı korkudan altına pislemiştir.

Pisliğini tilkiye göstererek: “Bak bakalım bu hiç şaka bokuna benziyor mu?” der.

Kıssadan hisse: yolsuzluk operasyonu ile ileri sürülen iddiaların onda biri bile doğru ise, bunlar pek de öyle mazlum-mağdur işine benzemiyor!