İstanbul’da yapılacak bir belediye başkanlığı seçimini Zonguldak’taki bir yerel gazetede tartışmak ne kadar doğru bilemiyorum ama tüm ülke o kadar seçime kilitlendi ki es geçmek mümkün değil... Bu seçim önemli, toplumsal muhalefet AKP’yi bir kez daha mağlup ederse, üzerindeki ölü toprağını silkerek özgüven kazanacak… Yıllar sonra ilk kez “Başardık” duygusuna sahip olarak, yeni bir atılım sürecini girecek… En önemlisi toplumu saran korku duvarları yıkılacak, AKP denen yedi canlı canavarın da yenilebileceğini dünya âleme ilan etmiş olacak…
 
Kolay değil, AKP, 1995 yılından beri kesintisiz elinde tutuyor İstanbul Büyükşehir Belediyesini… 24 yılı aşkın bu zaman AKP’de, doğal olarak, bir “ev sahipliği” duygusu yaratıyor… Belediyeyi terk etmek, tapusu dedelerinden kalan mülkünü terk etmek gibi bir şey onlar için bu yüzden… Ontolojik bir yanı da var, varlığını tümüyle de buraya borçlu çünkü… Erdoğan efsanesi İstanbul Belediyesinde doğduğu gibi tüm kadroları da orada yetişti… Erdoğan başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde en yakın çalışma arkadaşlarını, İstanbul Belediyesinde birlikte çalıştığı ekipten seçerek ülkeyi yönetti onlarla…
 
İMAR YETKİSİ İLE ÜLKENİN EN BÜYÜK KENT RANTLARINI DA ELİNDE TUTUYOR
Başka bir yanı da İstanbul Belediyesi, bağlı şirketleriyle birlikte ülkenin en büyük kamu kuruluşu konumunda bulunuyor… Birçok bakanlıktan çok daha büyük bütçeye sahip belediye, imar yetkisi ile ülkenin en büyük kent rantlarını da elinde tutuyor… Taşı toprağı zaten altın olan İstanbul’da, bir arsada yapacağı küçük bir imar değişikliğiyle, arsa sahibine, yedi sülalesini zengin edecek bir kaynak yaratılabiliyor mesela… Dahası on binlerce kişilik istihdam potansiyeliyle partinin ayakta kalmasını da sağlıyor… Denilene göre AKP üyesi binlerce bankamatik memuru buradan maaş alıyor… 
 
AKP’lilerin kurduğu vakıflara aktarılan para da dudak uçuklatıyor… Erdoğan’ın mahdumu Sümeyye’nin başında olduğu TÜGVA’ya 74 milyon, Bilal’in başında olduğu TÜRGEV’e 51 milyon, Okçular Vakfına 16 milyon aktarılmış örneğin… Çatısı altında yenen herzelerle tüm ülkenin yüz karası olan Ensar Vakfı’na verilen paraysa 30 milyon lira… Bu şekildeki dinci vakıflara aktarılan kaynak tam 847 milyon liraya ulaşıyor… Zonguldak’ın tüm köylerine hizmet götürmeye çalışan Özel İdarenin, 2019 bütçesi, 100 milyon liraya bağlandı dersek, Hasan’ın böreği nasıl yağmalanmış daha iyi anlatmış oluruz herhalde…
 
KİM KAZANIRSA KAZANSIN KAYBEDEN KESİNLİKLE AKP OLACAK
Artık iyice belli oldu ki, AKP, altın yumurtlayan tavuğunu kaybediyor… Tüm kamuoyu yoklamaları aynı şeyi gösterdiği gibi son iki haftadır Erdoğan’ın sahalardan çekilerek Soylu ile Yıldırım’ı öne çıkarması bunu anlatıyor… Seçimi kaybeden Erdoğan değil de onlar olacak… AKP’nin bu zamana kadar oluşturduğu teamüllere aykırı şekilde canlı yayına razı olması da bu stratejinin ürünü bence… Canlı yayındaki görüntülerle toplumda İmamoğlu’nun rakibi Erdoğan değil de Yıldırım’dı algısı yaratılacak, o da sözüm ona karizmasını çizdirmekten kurtaracak…
 
Bir seçimde, sonucu kesin olarak söylemek müneccimlik olur elbette… Ama şurası bir gerçek ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin kim kazanırsa kazansın kaybeden kesinlikle AKP olacak… İlk kez inisiyatifi kaçırdı elinden… Özgüveni yıkıldı… Sürekli savunmada kalarak, oyunu kendi sahasında kabul etti… Bu seçimle ülkede devrim olmayacak… Dahası kent rantlarına el koyacak haramzadelerin değişiminden başka bir işe yaramayacak belki de… Ama kesin olan şu ki, bir cerahat patlayacak… Ülke bir nefes alacak… Her şey en azından bugünkünden daha güzel olacak…