İnsanlar fıtratları gereği yüce bir yaratıcıya inanmaya eğilimli yaratılmışlardır. En ilkel toplumlardan günümüz modern toplumlarına kadar insanoğlunun olduğu her yerde bir tanrı inancı vardır. Ancak insanoğlu zaman içerisinde yaratıcıyla olan ilişkilerinde sapmalar yaşayarak inancına şirk bulaştırmıştır. Şirkin olduğu her yerde zulüm ve adaletsizlikte kaçınılmaz olur.

İşte Allah insanoğlunun bu sapmaları karşısında sürekli peygamberler göndererek onları yanlış inançlardan kurtarmak için yol göstermiştir. Hz. Muhammed (sav) aracılığıyla bütün insanlığa gösterilmiş olan kurtuluş yolu, kaynağından çıktığı haliyle tertemiz ve sapa sağlam olarak varlığını sürdürüyor. Bundan dolayı doğru bir Allah anlayışı oluşturmak, Allah ile kul arasındaki ilişkiyi doğru anlamak ve buna göre bir yaşam tarzı benimsemek için Kuran’ın rehberliğine ihtiyaç vardır.

Allah aşkın bir varlıktır. Var olmak için dışarıdan bir sebebe ihtiyacı yoktur. Aksine bütün varlıklar var olmak için ona muhtaçtır.

Canlı ve cansız her şeyin bir enerjiden oluştuğu artık bilinmektedir.  Bu enerjinin kaynağı da Allah’tır. İnsan içinde yaşadığı bu dünyada Allah’ın kudreti kuvveti, saltanatı, azameti vb. sıfatlarının tezahürüyle çepeçevre kuşatılmıştır.  “Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yönü orasıdır. Allah her yeri kaplar ve  her şeyi bilir.”(bakara 115) bu gerçek “Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.” (Ali imran 5) ayetiyle de vurgulanmıştır.

Bu durumda insan Allah olmadan var olamaz. Göklerde var olup insanları yukarıdan takip eden bir Allah” anlayışı Kuran’ın anlattığı gerçeklere hiç uymamaktadır. Nitekim Kuran’da “Yemin olsun ki! İnsanı Biz yarattık ve insanın kendi kendine neler kurduğunu iyi biliriz. Biz insana şah damarından daha yakınız.”(Kaf suresi,16)

İnsana şah damarından daha yakın” olduğunu ifade etmesi Allahın bilinçli enerjisi ile vücudumuzda olduğunu vurgulamaktadır.

Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Gazi Özdemir şu çarpıcı tespitlerde bulunmaktadır: “Enerjinin üretim ve başlangıç merkezi beyin diyoruz. Beyindeki başlangıç noktası tek yeri mi? yoksa bütün beyin veya tüm sinir sisteminin hepsi bir den mi? Bu konu da kesin bir görüş ileri süremiyoruz. Ayrıca bu enerjinin kaynağının neresi olduğu ve beyine bu enerjiyi koyan gücün kim olduğunu, ancak önce vücudumuzda ki ,sonra çevremizdeki  canlı ve cansız çözemediğimiz maddesel yapı ve imalat özelliklerini düşünerek ve dini kitaplardaki mesajları(ayetleri)okuyup,anlayıp yine düşünerek öğrenebiliyoruz ve bu güce “Allah veya “Rab” diyoruz. Bu kelimeler farklı diller de, farklı kelimelerle tanımlasa da insanların işaret ettiği güç ve yaratıcı makam aynıdır

Yani Allah, bu enerjinin tek kaynağı olmaktadır. Bu açıklamalarımıza göre tüm vücudumuzu bir enerji havuzu olarak tanımlayabiliriz. Diğer bir ifade ile, Allah ın bilinçli enerjisini taşımaktayız ve Allah,bu enerjisi yolu ile de tüm bedenimizde,içimizdedir. “Sinir sisteminin, ürettiği enerjiyle vücudun her şeyinin içinde olduğu gibi Allah da Allah kaynaklı saf enerji ile canlı ve cansız her şeyin içindedir. Her şeyi kuşatmıştır ve nerede olursak olalım bizimle ve her şey ile beraberdir karşılıklı bir iletişim süreci içindedir…”

 

İnsanın Allah’ın kendisine şah damarından daha yakın olduğunu idrak etmesi, kendisini dünyaya bağlayan her şeyin hırsların, tutkuların Allah’ı ve ahireti unutturan boş şeyler olduğu gerçeğini kavramasını sağlar.

İnsan her anında, Allah'a bağımlı olarak yaşar, bilse de bilmese de, kabul etse de etmese de aslında Allah'a boyun eğmiştir. Allah bir ayetinde bunu şöyle bildirir. Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de (O'na secde eder). (Ra'd Suresi, 15)

Bu gerçeği  bilen bir insanın zenginliği, sahip olduğu ilim, ünvan veya şöhret, mevki veya makam ile, yetenekleri veya işyerindeki başarılar ile övünüp büyüklenmesi imkansız hale gelir. Bu sırrı kavrayanlar Allah’a gönülden teslim olur, onu çok sever ve ondan çok korkarlar. Her an O’nunla beraber olduğu hakikatini içselleştirerek hareket ederler. Hz. Peygamberde ortaya çıkan örnek Kuran Ahlakı ancak bu gerçek kavrandığında kişide oluşabilir. Allah’ın kullarından istediği en temel hakikat da budur. Buna rağmen kibirlenenler ise, aslında büyük bir acizlik içindedirler.

İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah'ı bulur. (Allah da) Onun hesabını tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)

 

SAĞLIK

PRATİK SAĞLIK BİLGİLERİ

 

Ağzınızın içi yara mı oluyor?

 Ağzınızın içi yara olduysa hemen bir bardak ılık çay için. Bu yaralarınıza etki edecektir.

Aniden bir uçuk çıktıysa

 Sabah uyandınız o da ne dudağınızda bir uçuk çıkmış! Hemen metal bir kaşığı buzlu suya batırın ya da dondurucuda bekletin. Kaşığı dudağınızda birkaç dakika bekletin.

Kepek problemleriyle başınız mı dertte?

Banyo yaparken saç derinize doğal yağlarla masaj yapın. Daha sonra saç derinizi iyice durulayın. Bu sorununuzun birkaç yıkamadan sonra ortadan kalktığını farkedeceksiniz.

Gözaltı torbalarıyla başınız dertte mi?

Sabah gözaltı torbalarıyla uyanıyorsanız kağıt havluya sardığınız buzlarla göz kapaklarınıza kompres yapın. Gözünüzdeki şişlikler belirgin bir şekilde inecek.

Ayaklarınız su mu topluyor?
Ayakkabınız ayağınızı mı vuruyor? Yara olan yeri yara bandı ile kapatın. Ayakkabınızın içine de mutlaka koruyucu bant yerleştirin. Her akşam ılık su ile ayaklarınıza masaj yapmayı ihmal etmeyin.

 

                                 HZ ALİNİN NASİHATİ

Hazreti Ali (r.a), hain bir el tarafından yaralandığında oğlu Hazreti Hasan (r.a) ağlayarak yanına girer. Hazreti Ali (r.a) oğluna dönerek:

- Seni ağlatan nedir oğlum? der.

Oğlu:

- Nasıl ağlamayayım, sen vefat etmek üzeresin, der.

Hazreti Ali (r.a):

- Yaptığında sana zarar vermeyecek sekiz tavsiyemi ezberle oğlum! der ve sözlerine şöyle devam eder:

1- Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir.

2- En büyük fakirlik de ahmaklıktır.

3- En büyük yalnızlık kendini beğenmektir.

4- En büyük şeref güzel ahlâktır.

5- Ahmakla arkadaş olmaktan sakın. Sana faydalı olmak isterken zararı dokunur.

6- Yalancı ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o sana uzağı yakın, yakını uzak gösterir.

7- Cimri ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o kendisine en çok ihtiyaç duyduğun anda senden uzaklaşır.

8- Fâsıkla, kötü kimse ile arkadaş olmaktan sakın. Çünkü o, çok değersiz bir şeye seni satar

 

 

 

           MAUN SURESİ

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. Dini yalanlayanı gördün mü?

2. İşte o, yetimi itip kakar;

3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

6. Onlar gösteriş yapanlardır,

7. Ve hayra da mâni olurlar.