Gündem öylesine yorucu ve yıpratıcı ki başa çıkamaz hale geldik.

Geçim mücadelesi vermekten, yaşama sevinçlerimizi kaybettik.

Tiyatro, sinema, konser gibi etkinlikler birçoğumuzun imkânsızlıkları arasında. Maliyetleri söz konusu olduğunda, içine kaçıyor ne yazık ki insan.

Gün boyunca ne yer ne içeriz, çoluk çocuğun ihtiyaçlarını nasıl gideririz ay sonunu nasıl getiririz, onun derdinde çünkü birçoğumuz.

Ha bir de tuzu kuru olanlar var elbette, marka yarışında başı çekenler, şaşalı yaşamlarıyla dikkat çekenler ve sırtını güce dayayanlar…

Ve kendinden başka hiç kimseye fayda sağlamayanlar!

Herkes eşekten düşmüyor ki anlasın birbirini di mi?

Başımıza bela edilen virüs de işin içine girince, ölmemek için savaş verir olduk. Ruhumuzun beslenebilmesi bu süreçte, tamamen imkânsızlaştı.

Tadı tuzu kalmadı inanın hiçbir şeyin, karamsar olmamak için bahaneler arıyor birçoğumuz. Bulabilene aşk olsun.

Daha iyi koşullarda yaşayabilme isteğimiz, içinde bulunduğumuz koşullarca pek mümkün görünmese de, züğürt tesellisi gibi medet umuyoruz butik kültür sanat faaliyetlerimizden. Ürettiklerimizi sergileyebilmek için, okuyucularımızla, izleyicilerimizle, dinleyicilerimizle buluşabilmek için fırsat kolluyoruz adeta.

 Bu coğrafyanın sanıldığından fazla yazarı çizeri, sazı sözü var biliyorum. Her birimizin farklı farklı üretimleri,  becerileri, hevesleri, hayalleri var, malum ruhu hassas insanların işi sanat.

Son dönemlerde pandeminin bizleri eve hapsetmesiyle birlikte, bir de yeteri kadar finansal desteği verecek kurumların ve sponsorların olmamasından dolayı, elimizde olmadan daha çok karamsar bir tablo çizer olduk. Destek söz konusu olduğunda bahanesi çok olan bir mecranın gönüllü üreticileridir sanatçılar zanaatkârlar.

Sanat karın doyurmaz, sadece insanın ruhunu besler, diye bir gerçek de var bildiğiniz üzre.  Buna rağmen karnının doymasını beklemekten geri durmuyor sanat çünkü bu da büyük bir gereklilik üretimin devamı için.

Üretip bir köşede biriktirdiklerimizin gün yüzüne çıkabilmesi için finans desteği gerekiyor kısacası.

“Bu anlamda sanatını gelire dönüştürecek, akmasa da damlatacak güzel gelişmelerde oluyor, az sonra size aktaracağım”

İşte bu anlamda kapı kapı dolaşıp olumsuz cevaplarla sanatın, sanatçının başını öne eğdirenlere sitemkâr oluyorsunuz, bu kaçınılmaz bir tepki doğuruyor ruhunuzda.

Öyle acımasızca kırıyorlar ki, sevginiz, saygınız alıp başını gidiyor malum kişiler söz konusu olduğunda.

Tabi ki beşeri ilişkileri kuvvetli olanların ayrıcalıkları oluyor, taraf olduğunuz zaman, şartlar lehinize değişebiliyor. Fakat bu bile sanatı iyileştiremiyor çünkü özgürlüğü tarafa göre kısıtlanabiliyor, eeee o zamanda olması gerektiği gibi sanat olmuyor. Sanatın özgürlüğü satın alınamaz ki ancak üretimine üretilenine destek verilebilir.

ZONGULDAK-KOZLU

Üreten, paylaşabilmek için fırsat bekleyenler için yeni bir oluşumun içine girdik ve bunun için bir taraf olmanıza gerek yok, sadece üreten, paylaşan iyi niyetli insanlar olalım bu yeterli.

Sanat kendi gayretiyle kendi karnını doyurabilecek böylesi yeni bir mecraya kavuştu, umarım uzun soluklu ve samimiyetini kaybetmeden yola devam eder.

ANADOLU SANAT DERNEĞİ Kurucusu Fuat Kayabalı ve Yedi kişiden oluşan yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Kültür Sanat faaliyetleri için Butik etkinlikler düzenlemeye başladı bile.

Yazarlarımız, Şairlerimiz, ressamlarımız ile Tiyatro etkinliklerimiz,  el sanatları, kitap okuma etkinliklerimiz müzik ve her geçen gün yeni sanat dallarının eklendiği gün gün büyüyen kocaman bir aile olmaya doğru gidiyoruz. Bir kez daha yineliyorum, bu yolda umuyorum ki uzun soluklu olunur.

Yazılı ve görsel basında, sosyal medya mecralarında, yaptığımız etkinliklerin duyurularını yapıyoruz.

Üreten, kendini yalnız hisseden herkese kapımız açık, yeter ki bu coğrafyaya faydalı bir iş yapalım gelecek kuşaklara iyi birer örnek olabilelim.

Kıymetli okuyucularımız ilk etkinlik olarak benim için düzenlenen kitap imza günüyle yola koyulduğumuz ANADOLU SANAT DERNEĞİ Kozlu Sanat Sokağında 30 Ekim Cumartesi günü birbirinden kıymetli yerel Yazarlarımız ile etkinliklerine devam ediyor olacak.

Ekim ayı itibarıyla Yazar takvimimizi bilgilerinize sunuyorum.

İmza günü yapan yazarlarımız.

Selma AYDIN, Muharrem AKMAN, Gülden IŞIK, Ferhan TOPÇU, Gül GÜLERYÜZ, Ayşe EREN

30 Ekim Cumartesi günü 12.00 ile 18.00 arası imza günü düzenleyeceğimiz yazar kadromuz.

Hafize ŞENTÜRK SUALP, Döndü AÇIKGÖZ, İbrahim TIĞ, Vedat DİNÇ

Öncelikle Yerel yazarlarımız, daha sonra ulusal yazarlarımız ile imza günü ve şiir dinletileri etkinliklerimize devam edeceğiz

Bizlerle iletişime geçerek sanat adına ürettiklerinizi paylaşabilir ve bunu kazanç haline dönüştürebilirsiniz.

safak.aydin.slm @hotmail.com tr