Boğazı kesilerek öldürülen Metin Alagözoğulları’nın kardeşi, cinayet anında ikinci bir kişi olduğunu iddia etti

“Emniyet Müdürü Uyuyor mu?”

Kozlu’da Ramazan Bayramı arifesinde, vahşice öldürülen Metin Alagözoğulları’nın kardeşi Hakan Alagözoğlulları ve en yakın arkadaşı Atanur Öner, cinayetle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atarak, olayda cinayeti işleyen bir değil iki kişi olduğunu, polisin olayın üzerine yeteri kadar gitmediğini, görgü tanıklarının ise konuşmadığını söylediler.

Acı haberi Özbekistan’da çalışırken öğrenen kardeş Hakan Alagözoğulları, cinayetin ardından çıkan dedikodularla acılarını dahi yaşamadıklarını söyledi.

Alagözoğlulları, kişinin haklı ya da haksız bu dünyada bir insanın canını alacak boyutta vahşice cinayet işlenmesinin insanlık suçu olduğunu belirterek, “Bu vahşi cinayeti ben trafik kazası diye öğrendim. Özbekistan’dan Türkiye’ye gelinceye kadar kendimi kaybetmemeyeyim diye yakınlarım bana abimin trafik kazasında öldüğünü söylediler. Kozlu’ya geldiğimde acı gerçekle yüzleştim. Vahşet boyutunda işlenen cinayetin perde arkasını öğrenmek için olayı gören, duyan, işiten herkesle irtibata geçtim. Ve çok üzücü sonuçlarla karşı karşıya kaldım.

 

“KOZLU’DA CİNAYET İŞLENİYOR HERKES FİLM İZLER GİBİ SEYREDİYOR”

Cinayeti işleyen şahıs, Sürmene kaması diye tabir edilen bıçakla  Kemeraltı lokantasının önünden geçerek İYİ Parti binasına kadar sokak ortasında elini kolunu sallaya sallaya cinayeti işlemeye gidiyor. Parti binasında abime kamayla önce arkadan vurduğu, ardından boğuştukları ve boğuşma esnasında da abimin dışarıdaki insanlardan ‘beni kurtarın’ diye yardım istediğini öğrendim. Şahsın elinden kurtulan abim, binanın merdivenlerinden kaçarken yuvarlanarak aşağıdaki kapıya kadar ulaşıyor. Bilincinin yerinde odluğunu düşündüğümüz abimin butona basarak kapıyı açıyor. Tam çıkarken katil zanlısı Sebahattin Kardeş ya da yanındaki şahıslar tarafından binanın içine sokulmak isteniyor. Abimin vücudunun yarısı dışarıda yarısı da içeride kalırken şahıs bıçak darbelerine devam ediyor.

Olanları gören bir esnaf ve taksici de olaya müdahale ediyor. Hemen abimin boğazına tampon yapıyorlar. Fakat yüzde 60 engeli bulunan ve aynı zamanda kan sulandırıcı hap kullanan abimden oluk oluk kan akıyor. Kanın yoğunluğundan arka kısımdaki bıçak darbesini göremedikleri için abim olay yerinde çok kan kaybediyor. Ambulansla hastaneye kaldırılan abim kan kaybından hayatını kaybediyor. Kozlu’da olaya müdahale edecek hiç mi insan yoktu? Herkesin gözü önünde cinayet işleniyor, abim beni kurtarın diye bağırıyor, adamın elinden kurtulup kaçıyor, herkes film seyreder gibi olayı seyrediyor. Hiç vicdanınız yok mu?

“CİNAYETİ İŞLEYEN ŞAHIS MADDE Mİ KULANIYORDU, ARAŞTIRILSIN”

Yerel ve ulusal basında çıkan haberlere göre olayın bir kömür alacak verecek meselesi olduğu söylenildi. Evet doğrudur, hatta bin lirasını verdiği, geriye kalan 500 lira üzerinden tartışma çıktığı söyleniyor. Değil 500 lira isterse 50 bin lira olsun, dünyadaki hiçbir şey insan canından önemli değildir. Ben bu cinayeti işleyen şahsın etrafındaki insanlar tarafından gaza getirildiğini ya da cesaretlendirici tarzda haplar kullanabileceğinden şüpheleniyorum. Yoksa ki bir insan 500 lira ya da bin lira için niye cinayet işlesin? Ben bunun araştırılmasını talep ediyorum. Bir madde kullanıp kullanmadığı da aradan 6 ay geçse de ortaya çıkacaktır.

“ABİMİ YAŞATMAK İÇİN BÖBREĞİMİ VERMİŞTİM”


Böbreği iflas eden abimi yaşatmak için kendi böbreğimi vermiştim. Dolayısıyla abim yüzde 60 engellidir. Ona rağmen gücü yerinde olan abimi o şahsın tek başına yıkması zordur. Mutlaka bir yardım almıştır. Çünkü binanın içinde hiç boğuşma emaresinin olmadığını gördük. Kaldı ki binanın dış kapısı da bilinçli olarak kapatılmış. Şahıs ya da şahısların oraya öldürmek için geldikleri ve bu işi yapmak için organize oldukları bellidir. Ben eski Hakan olmuş olsaydım, o ailenin kundaktaki bebeğine kadar öldürürdüm. Dua etsinler eski Hakan yok. Ben de doğru yolu buldum. O zaman herkes kendi cezasını kendi kessin. Bu ülkede polis, savcı, hakim boşuna mı duruyor. Eğer bir alacak verecek varsa, abimden kaynaklanan bir durum varsa gidersin Adliye’ye şikayetçi olursun, devletimiz gerekeni yapar. Bunun da hukuki karşılığı 20 yıldır. Adam ya gider sana borcunu öder ya da 20 yıl hapis yatar. Öyle ki kişi hapis yatacağına gelir sana borcunu öder.

“EMNİYET VE KOZLU HALKINDAN RİCAM VAR”

Eğer insanlarda vicdan varsa bu olayı gören kim varsa öncelikle kendini tanıtmadan size, isterse emniyete, isterse adliyeye ya da bizlere gelsin anlatsın. Dinleyelim. Çünkü bu olay çok vahşice bir olay. Bir kişinin yapabileceği, planlayabileceği bir iş değil. Bu olayın içinde katil zanlısının kardeşinin de yaralı olduğu söyleniyor. Bu olayın içinde, şunu da söyleyeyim: Acaba Emniyet uyuyor mu?

Bakın Emniyet’e kötü bir şey söylemiyorum. Acaba emniyetim uyuyor mu? Emniyet müdürüm uyuyor mu? Ben bir vatandaş olarak bunu araştırıp birçok konuya ulaştıysam Emniyet’in daha çok bilgilere ulaşması gerekiyor. Ben Emniyet müdüründen şunu rica ediyorum. Kozlu halkından da rica ediyorum: orada olayı gören, bilen kim varsa herkes söylesin. Lütfen bu şahıs sadece 3 – 5 seneyle kurtulmasın. Çünkü neden? Bugün bana olan, sen komşususun, sen onun arkadaşısın, yarın sana olur. En ufak bir cinnette bu adam seni de öldürebilir. Rica ediyorum duyanların, görenlerin sizlere ulaşmasını, isterse sizlere, istemezse emniyete, onu da istemezse adliyeye olmadı, bana ya da Atanur abiye ulaşmasını özellikle rica ediyorum. Biz sizi gizli tutarız. Vicdan sahibi insanların vicdanlarını dinleyerek hareket etmelerini istiyoruz”

“ATANUR ÖNER’İN YANINDAYKEN TELEFON GELMİŞ”

Kozlu’daki cinayet olayında yaşamını yitiren Metin Alagözoğulları’nı  en son gören yakın arkadaşı Atanur Öner ise şu açıklamayı yaptı:

“1978 yılından beri Metin’i tanıyorum. Aile dostumdur, benim kardeşimdir. Bundan 10 yıl önce olsaydı, ‘Bunu Metin hak etmiştir’ der hiç üzülmezdim. Doğruya doğru eğriye eğri derdim. Bir gece önce Metin’le iftar yaptık. Bizden ayrıldı. O gece cinayeti işleyen şahsın kahvesine gitmiş. Ödemeyi konuşmuşlar. Olayın işlendiği gün Erzurum Pidesi’nin önünde otururken Metin abi geldi. Orada görüştük. Zannedersem o şahsa vereceği parayı istemek için benden borç almaya gelmiş. O sırada Metin’e telefon geldi. Metin, arayan kişiye ‘Hemen geliyorum’ dedi ve kalktı gitti. Demek ki benden para isteyecekti de isteyemedi. Yarım saat sonra acı haber geldi. Ambulansa bindiriyorlardı. İyi Partinin önündeki kanı görünce ne kadar vahşi bir cinayet olduğunu gördüm. Tam bir vahşet. Bu bir kişinin işi değil. Bu ansızın olmuş. Olaydan sonra kovalamaca var.

“İNSANLARI GEÇMİŞİYLE YARGILAMAYIN”

Ben Kozlu halkından ve Türk toplumundan özellikle şunu istiyorum: Hiç kimseyi geçmişiyle yargılamayın. Ben Allah razı olsun oğlum sayesinde 7 yıl önce tövbe ettim. Bunu da kimse bilmez. 7 senedir de 5 vakit namaz kılıyorum. Onun için kimseyi geçmişiyle yargılamayın. Metin Alagözoğlulları’nın ne bir çakı ne de bir tırnak makası dahi görmedim. Böyle bir insanı tanıdığım ve arkadaşlık yaptığım için de mutluyum gururluyum. Allah rahmet etsin, mekanı Cennet olsun."