Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, eski Başkanlar İsmail Eşref ve Secaattin Gonca hakim karşısına çıktı. Hakeme de belediye başkanları suçlamaları kabul etmeyerek beratlarını istediler.

Zonguldak- Kozlu karayolu üzerinde yaklaşık 15 yıl önce yapılan Çatı Cafe, Ballim Cafe ve Ballim 2 Cafe’nin işyeri ruhsatlarının, imar kirliliğine neden olacak şekilde yapı yaptıkları, imara aykırı kısımların yıkım kararının bulunmasına rağmen yerine getirilmediği ve haksız kazanç sağlandığını iddiasıyla, Zonguldak Özel Halk Otobüsleri İşletmecisi Akın Kavi'nin şikayetiyle başlayan davanın ilk duruşması Zonguldak 3. Asliye Ceza Mahkemesi görüldü.

Görülen davada sanık olarak yargılanan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, eski Başkanlar İsmail Eşref ve Secaattin Gonca, Necat Uludüz, Nazmi Çolban, Nilgün Sarbay, Murat Yanık, Ata Sevimli, Tayfun Albayrak, Yalçın Girgin, Erhan Darende, Ender Gürcan, duruşmada hazır bulunurken eski Zabıta Müdürü Murat Hamzacebi duruşmaya katılmadı.

AKDEMİR: “BERAATİMİ İSTİYORUM”

İlk olarak mahkemede konuşan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; “Görev yaptığım süre boyunca üzerime düşen görevleri yerine getirdim ve buda kayıtlarda mevcuttur. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum ve beraatimi istiyorum” dedi.

GONCA: “ÜZERİME ATILI SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM”

Zonguldak Belediyesi eski Belediye Başkanı Secaattin Gonca’da “Benim ve birlikte görev yaptığım arkadaşlar hakkında ve 5 yıllık görev süremiz boyunca imar ile ilgili hakkımızda açılmış hiçbir soruşturma ve dava yoktur. Dönemimde yapılan bütün uygulamalar yasaya uygundur. Müfettiş raporu somut bilgi ve belgelere dayanmaktadır. Caferlerdeki genişlemeler benim dönemimde meydana gelmiş değildir. Suça konu cafelerle ilgili olarak dönemimde açılmış iki ayrı dava vardır ve bu davalar halen sonuçlanmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum ve beraatimi istiyorum” dedi.

EŞREF: “İHBAR ALMADIĞIM İÇİN MÜDAHALE ETME ŞANSIM OLMADI”

Son olarak Zonguldak Belediyesi eski Başkanı İsmail Eşref ise, “Ben 3 dönem Belediye Başkanı olarak görev yaptım. Görev yaptığım ilk dönemde cafelerin genişleme çabalarına müdahale ettim ve hatta hakkımda kamu davası açıldı. Ancak zaman aşımı nedeniyle dava düştü. Diğer görev yaptığım iki dönemde cafelerde herhangi bir genişleme yapılmadı, yapılmış ise de bu konuda bilgilendirilmediğim ve kamuoyundan da herhangi bir ihbar almadığım için müdahale etme şansım olmadı. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum ve beraatimi istiyorum” dedi.     

Mahkeme heyeti diğer sanıkların ifadelerini aldıktan sonra duruşmayı 9 Haziran’a erteledi.

EŞREF: “HARİTALAR BELLİ, NE ZAMAN YAPILDIĞI ORTADA”

Mahkeme çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zonguldak Belediyesi eski başkanlarından İsmail Eşref, “Osmanlıda bir laf vardır, eğer yargılanmıyorsanız bir iş yapmıyorsunuz demektir. Biz de bir iş yaptık ve yargılanıyoruz. Zonguldak’ta bir hizmet yapmak isterken ortaya çıkacak bazı olumsuzlukları göremeye biliyorsunuz. Zamanında 6 tane 10 metre karelik büfe Ortaköy gibi olsun İstanbul gibi olsun öğrenciler gezsin yesin içsin kumpirci kafeterya derken, önce camekanla büyüttüler, 100 metre kare oldu. 100 metre kareden yargılandık 2011 de dava bitti. Şimdi yine 2009 da göreve geldin niçin müdahale etmediğimiz soruluyor. Müdahale ettik. Yargılandık ve hesabını verdik. Bugün de diyeceklerimizi dedik.  Bizden önceki dönemde Çatı Cafe yapılmış, bizden sonra Ballim Cafe yapılmış. Ancak bizim dönemimizde hiçbir şey yapılmadı. Bunu belgeledim. Haritalar belli, ne zaman yapıldığı ortadadır. 2009 ve 20011 yıllarından sorumlu değilim. Zonguldak kıyı kanunundan çok çekti. Terminal eskiydi, düzenleyelim, tadilat yapalım dedik olmadı. Sonra yenisini yaptık. Zaten kıyı kenarındaydı”

“DÖNEMLERİNDE YAPILANLAR HESAPLARINI VERSİN”

“Kıyı kanununda ‘Eğer yapılaşma yüzde 50’yi aşmışsa eski hükümler uygulanır’ diyor. İmar Kanunu’nun ek 7 ve 8’inci maddesi. Ben kıyıdaki yapılaşmanın Zonguldak’ta yüzde 74 oranında olduğunu 2002 yılında Belediye Meclisi Kararıyla ispatladım. Belgelendi ve kararı alındı. Zonguldak’ta kıyı artık 10 metredir. Eski dava zaten bitti. 2009 ve 2011 yıllarında neler oldu? Niçin müdahale etmediniz, diyorlar. Benim dönemimde yapılan bir şey olmadı ki neye müdahale edeyim. Ben hesabımı verdim, dönemlerinde yapılanlar hesaplarını versin” dedi.

GONCA: “MÜDÜRLERİMİZ VE YETKİLİLER BENİM DÖNEMİMDE ÜZERİNE DÜŞENİ EN İYİ ŞEKİLDE YERİNE GETİRDİLER”

Mahkeme çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Zonguldak Belediyesi eski başkanlarından Secaattin Gonca, “Şu anda konu bildiğiniz gibi yargıda. Yargıda olan kısımla ilgili gerekli olan ifademizi verdik ve çıktık. Ben bu konuları belediye başkanlığım dönemim de dahil olmak üzere her zaman kamuoyu ile paylaşan bir arkadaşınızım. Mili Egemenlik Caddesi üzerinde bulunan cafelerle ilgili olarak İçişleri Bakanlığınca 9 Mart 2015 tarihinde bir soruşturma izni verildi. Bu soruşturma kapsamında benim de görev yaptığım dönem de dahil olmak üzere 2002’den 2014 yılına kadar soruşturma başlatıldı. Yıkım kararı olduğu ile ilgili bizim hakkımızda da dava açıldı. Anca ben bu davaya verdiğim ifadelerle karşı çıktım ve kabul etmediğim söyledim. Söz konusu cafelerin halesi 2002 Haziran ayında yapılmış. Yer tesliminden sonra 60.2 metrekarelik alanla ilgili sözleşme yapılmış. Ancak, göreve başladığım 30 Mart 2004 tarihine kadar, benden önceki belediye başkanı arkadaşımız döneminde Milli Emlak Müdürlüğü’nce tapu iptali ve müdavinin meni davaları açılmış. Ayrıca davalara istinaden 2003 yılında bilirkişi görevlendirilmiş ve tespitler yapılmış. Sözleşme gereği 60.2 metrekare olması gereken alanların, yapılan tespitle 2003 yılında 252 metrekare olduğu tespit edilmiş. Bu raporda sabittir. Dava bizim dönemimizde devam ettiği için alanla ilgili bizim bir şey yapma imkanımız yoktu. O nedenle ben iddialı olarak bir şey ifade ediyorum, müdürlerimiz ve yetkililer benim dönemimde üzerine düşeni inanın en iyi şekilde yerine getirdiler. İlave yapılmak istenen kısımlarla ilgili tutulan raporlar ve yapılan yıkımlar mahkeme dosyasında mevcuttur”

“SEÇİM DÖNEMLERİ KAÇAK İNŞAATLARIN ARTIŞ GÖSTERDİĞİ VE YOĞUNLAŞTIĞI DÖNEMLERDİR. ÇÜNKÜ BİR OY UĞRUNA BAZI SİYASETÇİLERİMİZ BAZI ŞEYLERE GÖZ YUMUYORLAR”

 “Benim belediye başkanlığı yaptığım dönemde gerek Valilik, gerek İç İşleri Bakanlığı ve gerekse diğer kurumlardan alanla ilgili belediyeye gelmiş olan bir yazı yoktur. Dolayısıyla bana isnat edilen suçlamalarla ilgili somut bir delil yoktur. Beraat etmemizi talep ettik. Ben hukuka inanıyorum. Ayrıca 2007 yılında ben 2 tane önemli yazışma yaptım. 30 Mart 2004 ve 2009 yılları arasında bir genel seçim ve bir yerel seçim yaşandı. Seçim dönemleri kaçak inşaatların artış gösterdiği ve yoğunlaştığı dönemlerdir. Çünkü bir oy uğruna bazı siyasetçilerimiz bazı şeylere göz yumuyorlar. Ben bunu değiştirdim. Her seçimden 20 gün önce, arkadaşlarımızdan gelen talep üzerine tespitlerin yapılmasını ve suç duyurusunda bulunulmasını istedim. İlk defa böyle bir duyuruda bulunan benim. Ben rahatım, yasal olmayan hiçbir iş ve işlemin altına dönemimde imza atmadım ve attırmadım. Yapmadım ve yaptırtmadım, yapanlara da gereği neyse yaptım. Biz hukuka inanıyoruz. Takdir yüce mahkemenindir. 2004 ve 2007 yılları arasında bizim alanla ilgili genişlemeye müsaademiz olmamıştır. Ben diğer arkadaşlarımızın suçlanmasına da üzülüyorum. Sonuç itibari ile herkesin beraat etmesini isterim. Yasalara aykırı hareket edenler, tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenler de varsa bunun da gereğinin yapılması ve hesabının sorulması gerekiyor.”

KAVİ: “ADAMINA GÖRE MUAMELE YAPILMAMALIDIR”

Davaya şikayetçi olarak katılan ve mahkeme çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zonguldak Özel Halk Otobüsleri İşletmecisi Akın Kavi, “Bugün çok gecikmiş olan bir yargılama süreci başladı. Benim cafelerle veya herhangi bir yerle hiçbir şekilde sorunum yok. Cafelerin yıkılmasından en büyük zarar görecek olan kişilerden birisi de benim. Ben taşımacılık işi yapıyorum ve oraya yolcu taşıyorum ve orada bir kalabalık varsa ben ondan para kazanırım. Bizim itirazımız, mahkeme bir karar veriyor, Yargıtay bir karar veriyor ve burada kanunlar hiçe sayılıyor. Kararlar hiçbir şekilde uygulanmıyor ve sümenaltı ediliyor. Yetkililer bu cesareti nereden alıyor? Bizim isyanımız yılardır bunadır. İnağzı’nda, Asma’da veya başka bir mahallede bir vatandaşın bir odası kaçak yapı diye yıkılıyorsa Zonguldak’ın göbeğinde de yıkılmalıdır ve müdahale edilmelidir. Adamına göre muamele yapılmamalıdır. Bizim isyanımız bunadır. Hak, adalet ve Allah indinde de bu böyledir. Bu dünyada da hak ve adaletten yana olmak için mücadele veriyoruz. Siyaseten bir yere gelmiş olması, o koltuğa oturmuş olması ve her şeye göz yumacak cesareti vermemelidir. Bunlardan birisi ceza almalı ki bunun ardı arkası kesilmelidir. Yani insanların kendi egolarını tatmin etmelerini, makam ve mevkilerini kendi çıkarlarına kullanmalarını engellemek için atılan bir adımdı benimkisi. Sonuna kadar da gideceğim. Hak ve adalet neyse inşallah yerini bulacak ve tecelli edecektir”

“SANKİ 50 KATLI PLAZA YIKACAK”

“Başkanların hiçbirisi mahkemede suçlamaları kabul etmiyor, inanır mısınız ben kendimi suçlu gibi hissettim orada. 14 kişi vardı. Birisi benim dönemimde değildi diyor, birisi ben hiçbir şikayet almadım diyor. Birisi yıkım kararı vardı, iş makinası olmadığı için ihale yaptık diyor. Sanki 50 katlı plaza yıkacak. Çok komik şeyler. Zaten oradaki püf nokta şuydu; orada bir yıkım kararı var, siz buranın kapısına mühür vurdunuz mu, suyunu kestiniz mi? Müfettiş geldikten sonra yetkililerle ilgili suç duyurusunda bulunmuşlar. Kardeşim 15 yıldır neredeydiniz?”

“EŞREF,  HİÇBİRİSİ SUÇLAMALARI KABUL ETMİYOR. HER ŞEY BELGE ÜZERİNDE BELLİ MÜFETTİŞLERİN RAPORLARI VAR VE BUNLAR MAHKEMEDE GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK”

“Sayın İsmail Eşref, 10 metre kareden 6 tane yer vermiş. Bağdat Caddesi’ne, İstanbul’a ve Ortaköy’e özendiğini söylüyor. Üniversite öğrencisi çok, kokoreç ve kumpir yesin diye yaptırdım diyor. Yaptırdın… tamam güzel ama bunlar büyürken hangi şehirde yaşıyordun? Hiçbirisi suçlamaları kabul etmiyor. Biz tabi hiç birisinin ‘Evet ben bunu yaptım, bundan çıkarım oldu ve yaptırdım’ demesini beklemiyoruz. Her şey belge üzerinde belli müfettişlerin raporları var ve bunlar mahkemede gün yüzüne çıkacak. Bir dahaki mahkeme Haziran ayının 9’unda. İnşallah adalet yerin bulacak. Burada garibana, öksüze, yetime yapılmayan şeyler başkalarına da yapılmasın. Yok o şu partiden, bu buradan gibi şeylerin olmaması gerekiyor. Adalet hepimize lazım” dedi.

Mahkeme çıkışında İsmail Eşref, Secaattin Gonca ve diğer sanıklar ön kapıdan çıkarken, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir gazetecilere görüntü vermemek için yemekhaneden çıktı. Barış DOĞAN