Önceki akşam Alaborina’da Halkın Sesi’nin 8’inci yıldönümünü kutladık…

Şükürler olsun ki mahcup olmadık…

Yıllardır şehirde korku imparatorluğu kuran haramzadelere rağmen salon doluydu…

Zor günümüzde yanımızda olan, omuz veren, yüreklendiren herkese teşekkür ediyorum…

Seçici kurulumuz, iki yılda bir verdiğimiz “onur ödülü”nü bu kez “100 bin kişiydiler” ve “Soluk” isimli belgeselleriyle ulusal ve uluslar arası festival ve yarışmalarda yüzümüzü ağartan yönetmen Metin Kaya ile şehrimizin gözbebeği, moral kaynağı Zonguldak Kömürspor’a 3 yılda 2 şampiyonluk kupası hediye eden Başkan Süleyman Caner’e layık gördü…

Ne yalan söyleyeyim törene geleceğini söylemesine rağmen geç saatlere kadar gelmeyince Başkan Süleyman Caner’in baskılara boyun eğdiğini düşünmüştüm.

Ama o geceye gelerek benim gibi birçok kişiyi şaşırttı…

Gecemize katkı sağlayan, katılan, emek harcayan herkese teşekkürü borç biliyor, minnettarlığımı bildiriyorum…

Halkın Sesi ya da inandığınız başka bir gazete…

Lütfen güçlü bir yerel basın için mahalli gazetelerden abone ve reklam desteğinizi esirgemeyin…

                                      ***  

Önce sosyal medyada, sonra İnanış Gazetesi’ndeki köşesinde Demirlere olan bağlılığını anlatmak isterken benim de içinde olduğum bir fotoğraf karesine kurgusal bir hikaye yazmakla kalmayıp seslendirme yapan sevgili Seda Fidan…

Hangi ruh hali ve gayeyle yazdığını bilmiyorum ama Zonguldak Kömürspor’un maçında yanıma gelerek “Mustafa ne haber” diyen Hacı Demir’e “Defol git” dememi beklemezsin her halde…

Ayrıca Hacı Demir ile bugüne kadar en ufak bir polemik dahi yaşamadım… Konuştuklarımızı çok merak ediyorsan Hacı Demir’e sor… Ama lütfen şunu aklına sok…

Yaşamın boyunca kimsenin önünde el pençe divan durmadım…

Senin dediğin gibi yaşamış olsaydım, pişmiş tavukla aynı kaderi paylaşmazdım…

Şimdi sana uyup senin dilinle cevap versem bu iş uzaaar gidecek…

Çok seviyorsan Demir Ailesi’ni köşende öve öve bitirme…

Ama başkası adına düşünüp başkası adına konuşmak da ne?

Demirlere şirin gözükmekse mesele seni asgari ölçülerde anlayabilirim…

Çok merak ettiysen hemen söyleyeyim… Yazdığım her satırı her Ademoğlu’nun yüzüne söyleyecek kadar yüreğim var çok şükür…

İlk önce şampiyonluk kupası Zonguldak’a geldiği gün neler yaşandığını, takım otobüsünün binlerce taraftar Madenci Anıtı’nda beklerken niçin ve nasıl Erdoğan Demir’in yanına gittiğini bir öğren ondan sonra yine tartışalım…

Sen bir kentin futbol takımının şampiyonluk kupasının çoluk çocuğun oyuncağı olmasını, kulüpte olması gereken bir kupanın 1+1 bekar evlerinin yatak odasında fotoğrafının çekilip sosyal medyada paylaşılmasını normal buluyorsan bu senin bileceğin iş…

O kadar muhterem insanlarsa istifa ettikleri kulüpte hala ne işleri var?

Ben sana söyleyeyim mi?

İş biraz duygusal!