“Ben bu sazı çala çala yoruldum

Kıymetimi bilmezlere kul oldum

Evvel altın idim şimdi pul oldum

Yetmez mi insafsız senden çektiğim.”

Eskinin saz ustaları tezeneyi dokundurunca bağlamanın tellerine herkes sus-pus olurdu.

Sesi ve müziği büyük bir zevkle, keyifle dinlerdi.

Soluk bile alınmazdı nerdeyse..

Ne güzel ve anlamlı türkülerimiz  vardır bizim..

Hala var da..

Şimdi  saz da müzik de mekanik-metalik oldu..

*

Nerden takıldı dilime sabah sabah bu türkünün dizeleri bilmem ki!..

Belki de, belki de..

Belki de bu türkü bizim hâl-i pür-melâlimizi bir güzel anlatıyordur!

Nasıl yani mi dediniz!

Şöyle efendim..

*

Ben bu sazı çala çala yoruldum

Ben bu iktidara 12 yıldan beri oy veriyorum.

Amma velâkin oy vere vere gayrı yoruldum.

Yetti  gayri!..

Pekala oy verdim de ne oldum?

Bütün mensûb-i iktidar,  ayrıca; yağcılar, yardakçılar, yandaşlar, işbirlikçiler, rüşvetçiler, hortumcular:  “Hep banaa dediler, hiç Rabbena demediler.”

Öyle dedikleri için, benim kese şıngır-mıngır, onların kesesi tomar tomar!.

*

80 yıldır bu milletin verdiği vergilerle  yaptırılan nice işletmeyi, kurumu-kuruluşu sattılar.

 Sattılar da  işsizler için fabrikalar mı kurdular? İç ve dış borçlarımız mı azaldı?

Yüzlerce “toplu açılış” yaptılar.

Meydanda görünür bir şey var mı?

 İşsizlik yüzde on barajını çoktan aştı.

Hayat her gün daha çok pahallı hale geldi..

Çarşıya pazara çıkamaz oldu anneler, teyzeler..

Bizim parasal gücümüz daha azaldı,  onlar zenginleştiler..

Zenginleştikçe semirdiler.. 

Ankara’da İstanbul’da “saraylar” yaptırdılar..

 *

İşte hal ve vaziyet böyle olunca da;

Kıymetimi bilmezlere kul oldum

Bir din –iman söylemi tutturdular, gider oğlu gider..

Halkımız dinine bağlıdır. Saygılıdır.

Bunu bildikleri için halkımızın en kutsal inançlarına, inanışlarına yöneldiler.

Sanırsınız ki Müslümanlık  bunların zamanında ortaya çıktı.

Halk da bunlara şaşılacak bir şekilde inandı..   

İnandı ve ardına takıldı..

Adeta bir bölüm bunlara kul-köle oldu.

Böyle olmayı daha çok sevap kazanıyoruz gibi kabul ettiler.

Bazı din adamları ve imamlar da bu ateşe durmadan odun attılar.

*

“Evvel altın idim şimdi pul oldum”

Geçen gün gazetede bir haberde şöyle diyor:

On yıl önce bir aylık ücretle 10 tane altın alınırken, şimdi 4-5 tane ancak alınabiliyormuş.

Paramız pul olmuş da haberimiz yok..

Zengin daha çok zenginleşti, fakir daha çok yoksullaştı.

Yani türkünün dediği gibi “önce altın idik, şimdi pul olduk..”

İnsan değeri de öyle.

Varsa yoksa bizden yana olanlar, onlar!

Halkı siyasal durumu, din, mezhep, etnik yapı, giyim-türban diye bölüp parçaladılar.

Cumhuriyet’in bütün değerlerini  “pul etmeğe” yöneldiler.

*

“Yetmez mi insafsız senden çektiğim.”

Evet..

Bu 2015 ‘in 7 Haziran’ında yapılacak genel seçimlerde halkımız iktidara aynen böyle diyecek:

“Yetmez mi insafsız senden çektiğim.”

Zira baykuş gözlerindeki boyalar artık dökülmeğe başladı...

Halkımız “boyaları döküldükçe” gerçekleri görmeğe başladı..

Hele hele yaşadığımız Zonguldak, devr-i iktidarlarında  iktidar imkanlarından hiç yararlanmadı, yararlandırılmadı.

Bizim ve diğer maden işçilerimiz  “fıtratında olduğu için”  hep “güzel öldüler”!..

Hala “Filyos Masalı” anlatıyorlar..

Ne diyor türkü:

“Yürü yavrum yürü, yürüteyim seni..”