Bu gün anadili ve resmi dili Türkçe ve yaşadıkları yurt toprağının adı Türkiye olan öğrencilere, hiç anlamadıkları bir dil  ile dinleri  nasıl öğretiliyor, bunun uygulamalı örneğini göreceğiz. Aşağıda ve dersin öğretiminde gördüğümüz bu dersler, Türk okullarında, Arapça bilmeyen Türk çocuklarına veriliyor.
Din bilgisinin, öğrenciye sevdirerek, kolaylaştırarak, anlamasını sağlayarak verilmesi gerekmez mi? Aşağıdaki sınavın amacı; çocukların namaz kılmak için gerekli bazı koşulları ne kadar öğrendiklerini  ölçmek ise, buradan anlamlarını bilmedikleri Arapça sözcük ve tamlamaları ezberleme anlamı  çıkmıyor elbette.
*****
Şimdi size, 4+1’de okumuş, bu soruları yanıtladığında 10 yaşında olan bir çocuğun Din Bilgisi dersi sınav sorularından soracağım. Sorular  önceki yıllara aittir. Bakalım bilebilecek misiniz?
Sorular, “Namazın Dışındaki Farzlar” konusu üzerinedir  .
1-“Hadesten Taharet” nedir?  Hişştt!..Konuşmak yok, kopya çekmek yok!..
“Hadesten Taharet: Abdest almak, gerekli hallerde gusül yapmaktır.” demekmiş.
Aslında tam bu anlama gelmiyor. Çocukları uğraştırmaktansa kısaca: “Namaz için temizlik”, “Namaz  için abdest alma”, “Namaz temizliği” olarak da söylenebilir.
Taharet: Temizlik, temizlenme; Hades: Abdest tazelemeyi gerektiren hal, durum. Dinde, eskiden olmayıp sonradan görülme (durumu). “Ab-dest” sözü:1.El (yıkama) suyu, 2.Namaz için vücudun belli yerlerini yıkama  anlamıyla, tek başına da temizlenme anlamını taşır.  
Şimdi gelin de siz, 10 yaşındaki çocuğa (kız / erkek) “gusül” sözünü, “gerekli hallerin neler olduğunu” anlatın bakalım!.
Bu Arapça sözcüklerin bazılarını ben de bilemedim aslında. Hemen Mustafa Nihat Özön’ün  “Osmanlıca / Türkçe Sözlük’üne (6.baskı-1979) başvurdum.
2-“Necasetten taharet” nedir?
Namaz kılacak kişinin, bedeninde, üzerindeki elbisede ve namaz kılacağı yerde pislik varsa  bunları temizlemektir.” demekmiş.. Necaset: pislik; Taharet: temizlik, temizlenme anlamına geliyor. Kısaca;  Namaz için kirlerden temizlik, sadece temizlenme de denilebilirdi.
3- “Setr-i avret” nedir?
“Namaz kılacak kişinin vücudunda örtünmesi gereken yerleri örtmesi demektir. Erkekler için en az: Göbek ile diz kapağı arası mahrem bölgedir (dizkapağı dahil). Kadınlar için: Yüz, el ve ayaklardan başka vücudunun her tarafını örtmeleri gerekir” demekmiş.
Setr: örtme; Avret: Kadın. Dince görünmesi haram sayılan beden yerleri.
Setr-i avret: Kadında ve erkekte görünmesi haram sayılan yerleri örtme,  anlamına geliyor.
4- “İstikbal-i Kıble” nedir?
“Namazı kıbleye dönerek kılmaktır. Kıble, Mekke şehrindeki kutsal bina olan Kâbe yönüdür. Kâbe, Hz.İbrahim ve Hz. İsmail tarafından yapılmıştır” demekmiş.
İstikbal: 1.gelecek zaman, 2.(geleni) karşılama, anlamlarını taşır.
Kıble: Namazda yönelinen taraf, İslam dininde Mekke yönü.
İstikbal-i kıble:Namazda Kıble’ye yönelmek, anlamına gelir.
       5- “Vakit” nedir?
“Namazları kendi vakitleri içinde kılmaktır. Vakti gelmeden bir namazı kılmak caiz değildir”, demekmiş.Vakt: Zaman, vakit. Günün muhtelif saatleri. Belirtilmiş (belirlenmiş) zaman.
6- “Niyet” nedir?
“Hangi namazı kıldığını bilmek ve kalbinde hatırlamaktır. Niyetin dil ile söylenmesi sünnettir”, demekmiş. Niyet:1.Niyet. Kurma. 2. Dinde namaz oruç gibi bazı din işlerinde bunlara mahsus sözleri söyleme.
*****    
Sanıyorsunuz ki bitti..Hayııır bitmedi. Teneffüs de yok. Devam ediyoruz!..
Şimdi de “Namazın İçindeki Farzlar” konusundaki soruları görelim.   
1-“İftitah-ı Tekbirnedir?
“Namaza başlarken tekbir almak demektir”(miş).Aslında “(namaza)başlama tekbiri” diye  söylenebilir. İftitah:Açma, Başlama. Tekbir: Allahü Ekber, “Tanrı uludur” sözünü söyleme.
2-Kıyam: “Namazda ayakta durmak demektir”(miş).Kıyam: Ayağa kalkma, ayakta durma, namazın ayakta olan kısmı, anlamına gelir.
3-Kıraat:Namazda ayakta iken biraz Kur’an okumaktır”, demekmiş.Kıraat:Okuma, okumalar, düzgün ve sürekli okumalar, anlamına geliyor.
4-Rükû’: “Namazda eğilmektir”, demekmiş.Rükû: Namazda elleri dizlere dayayarak eğilme hareketi, demektir.
5-Sücûd: “Rükû’dan sonra ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnı yere koymaktır”, demekmiş.Sücûd: Namazda veya kulluk göstermek için, yüzü yere sürme, yere kapanma, anlamına geliyor.
6-Ka’de-i ahire: “Namazın sonunda “Ettehiyyatü” okuyacak kadar oturmak demektir”, demekmiş.Ka’de: oturuş;  Ahire: En son, en sonra. (Namazda son oturma, oturuş) anlamına gelebilir.
*****      
Eski sisteme göre İlkokul 5.sınıf Din Bilgisi dersinde, “Namazın dışında 6, içinde de 6 farz olduğu”  bu şekilde öğretiliyor öğrencilere. (Farz: 1.tutma, sayma, gerçek diye bakma. 2.Esaslı şey. 3.Dinde mutlaka yapılması gereken şey.)
Diyeceksiniz ki “Çocuklara, anlamlarını bilmedikleri bu Arapça  kelime ve tamlamaların Türkçe’sini versek olmaz mıydı? Çocuk, bunları anlamak ve ezberlemek için epey zaman ve enerji harcıyor çünkü. “Olmaz efendim!. Din şunu der, kitap bunu der” demeden, açık yüreklilikle söylersek, aynı Din dersi ve soruları anadilimiz Türkçe ile de  çok daha başarılı bir şekilde verilebilir. Hiç bir sakıncası olmadığı gibi yararlı da olur. En azından herkes Kur’an kitabını kendisi okur ve anlayabilir.
Kur’an’ın, “Oku”  sözü, “salt okuma eylemi”ni değil, “okuduğunu anlama”yı da içerir.