Geçen hafta bilgisayarın  gelen evrak sayfasına bakarken  17.02.2017 tarihinde gelen bir iletinin bana gülümsediğini görünce  hemen açtım, okudum. İleti, bir çoğunuzun da tanıdığı ünlü bir siyaset adamımızdan gelmişti.   Sizlerle de paylaşmak istedim.
 “Değerli dost,
Yazılarını Halkın Sesi'nde okuyorum. Yaşadığımız günleri köşenin başlığında ne güzel tanımlamışsın: Deliğe Gireyruk!
Bildiğin gibi İzmir'deyim.  Yazı çiziyle uğraşıyorum. 
Sana esenlikler diliyorum. Sevgi ve dostlukla... Kemal Anadol
*****
Hemen hatırladınız sanırım 1973-77 ve 1977-80 dönemi CHP Zonguldak Milletvekili Kemal Anadol’u.  1977-80 dönemi Belediye başkanımız Nadir Pulat’ı, elbette CHP’nin bütün yükünü üstlenen-çeken İlçe Başkanı Av. Ali Osman Odabaş’ı da hemen hatırlıyacaksınız. İl Başkanı ise Ahmet Baş idi.  Aynı yıllarda ben de TÖBDER Zonguldak Şubesi Başkanı idim. Bu adını andıklarımdan İl Başkanımız Baş  ile Belediye Başkanımız Nadir Pulat aramızda yoklar. Allah rahmet eylesin, ışıklar içinde uysunlar.
1977-1980 döneminin diğer vekilleri ise; Bülent Ecevit, Cahit Karakaş, Avni Gürsoy, Burhan Karaçelik’ti. Senatörlerimiz ise Mehmet Ali Pestilci ile Behiç Sonbay idi. Bu adlar da şimdi aramızda yoklar. Işıklar içinde uyusunlar, hepsine Allah’tan rahmet diliyorum,.
Zonguldak’ta politikanın en canlı, örgütlü, etkili yaşandığı yıllardı. Töbder de sadece merkez ilçede 850 civarında aktif üyesiyle  GMİS’ten sonra en büyük demokratik kitle örgütü olmakla toplumsal muhalefette önsırada geliyordu. Bu dönemin en yakın tanıklarından biri de Uyanış gazetesi ve sahibi, gazeteci Ali Bahadır’dır. Ah, keşke yazsa o yılların perde arkasını. Gerçi A.Osman Odabaş da yazabilir geçmişin imbikten süzülmüş dökümünü!.. Ali Bahadır’ın geçtiğimiz hafta bir kalp ameliyatı geçirdiğini, sağlık durumunun da iyi olduğunu öğrendim. Kendisini bendeki kayıtlı telefon numarasından bir çok kez aradım, ancak bu gün ulaşabildim. Tekrar geçmiş olsun diyerek, sağlıklar dileklerimi bir kez de buradan iletiyorum.
*****
1977 mi, 1978 yılı mıydı? Zonguldak ve ilçelerinden 40 civarında kitle örgütü temsilcisi bir otobüsle eski Gaca yolundan Ankara’ya gitmiştik. Meclis’e vardığımızda bizi kapıda Kemal Anadol ile Mehmet Ali Pestilci karşılamıştı. Anadol’a; “İkinizle değil, hepinizle konuşmağa geldik” dedim. Bizi Meclis’te büyücek bir salona aldılar. Başbakan Ecevit hariç, bütün vekillerimiz ve senatörlerimiz oradaydı. Demokratik kitle örgütleri adına ilk konuşmayı ben yapmıştım.  O dönem için Vali Bey’in “Huzurlu bir yıl geçirdik” söznün aksine, çantamda getirdiğim Uyanış gazetelerinin manşetlerini tanık göstererek, “Huzurlu olmadığımızı, MC artıklarının hala görevde olduğunu, başta TTK olmak üzere Zonguldak’a sahip çıkmaları gerektiğini” sert bir uslupla yüksek sesle anlattım. Benden sonra kadınlar adına Aysel Aydın(Başören),  işçiler adına da Yaşar Aydın sorunları içeren birer konuşma yapmışlardı.
Vekiller adına, bizim dilimizi en iyi anlayan Kemal Anadol söz aldı ve sorularımızı yanıtlamağa çalıştı. Çok hararetli tartışmalar yapmıştık vekillerimizle. Dönüş yolunda Atatürk Orman Çiftliği’nde bir lokantada karnımızı doyururken birlikte oturduğumuz Mehmet Çağlar, “Yahu Başkan, bu gün sandım ki Meclis’te bir Markisist milletvekili konuşuyor, gerekli her şeyi de söyledin, helal olsun sana!.” diyecek, ben de, “Dert çıktı boğazima /Aşağı yutulur mi?” diyen bir Karadeniz ezgisiyle yanıtlarken, bir hayli de gülecektik..
*****
Yukarıdaki iletiden iki üç gün sonra Kıvılcım Kemal Anadol’u telefonla aradım. Hoş-beşten sonra bana, “Kurtuluş Savaşı yıllarında Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaşananları anlatan “belgesel” türde bir roman çalışması içinde olduğunu anlattı. Konu, çok ilginç gelmişti. Bu konuda daha önce bir roman çalışması bildiğim kadar yapılmamıştı. Roman konusuyla ilgili epey  görüştük.  Anladım ki çok iyi bir önçalışma ve araştırma yapmış. Bazılarını benim de incelediğim bir çok kaynağı masasına sıralamış. Bir aşk hikayesi çerçevesinde gelişen olaylar dizisini ve Batı Karadeniz’in Kurtuluş Savaşı yıllarını yansıtması açısından kitabını şimdiden merakla beklemeğe başladım diyebilirim.
Kemal Anadol’un iki dönem Zonguldak vekilliği, 12 Eylül sonrasında İzmir’de yine politikaya girerek İzmir vekili olarak süren politik yaşamı/serüveni yazmakla bitmez. Bunların az bir kısmı “Filmi Geriye Sarınca” kitabında anlatılmış zaten. Ancak, CHP Grup Başkan Vekili olarak Meclis’te tek başına, korkusuzca yaptığı o mükemmel konuşmasının görüntülerinin hala gözümün önünde olduğunu belirtmeliyim.
*****
Kemal Anadol yetkin bir politikacı olduğu kadar; Türkçe’mizi çok iyi ve düzgün kullanan, rahat okunan, önemli konuları belgesel tarzda işleyen bir yazar aynı zamanda. Daha önce; 12 Eylül Yılları-1987, Kartal Maltepe’den Sağmalcılar’a İnsan Manzaraları-1990, Milattan Sonra-1990, Termik Santrale Hayır-1991, Karşıyaka Memleket-1998, Büyük Ayrılık-2003, Kasırga “Aera!”-2013, Filmi Geriye Sarınca-2015 adlı kitapları yayınlanmıştı.
Anadol bilindiği gibi Akılcı bir dünya görüşü: Kemalizm” adlı makalesi ile Cumhuriyet Gazetesi 1963 yılı Yunus Nadi Armağanı birinciliğini kazanmıştı. Aynı zamanda 1994 Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü sahibidir. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi, Bilim ve Edebiyat Eserleri Meslek Birliği üyesidir.