Kdz. Ereğli ilçesinde dedelerinden öğrendikleri kalaycılık mesleğini gelişen teknolojiye rağmen sürdürmeye çalışan ustalar, bir ay boyunca biriktirdikleri siparişleri ayda yalnızca bir kez kalay tezgahını çalıştırarak tamamlıyor.
Öğrenim hayatı süresince dedesinden öğrendiği kalaycılık mesleğinden elde ettiği gelirle dört oğlunu mühendis olarak yetiştirdiğini anlatan 68 yaşındaki Hakkı Yılmaz, teknolojiye direndiklerini anlattı. Günümüzde insanların bakır tencere ve tavalarını kalay için sipariş bile getirmediğini söyleyen Yılmaz; artık insanların çelik, alüminyüm gibi hazır ürünler satın aldıklarını hatırlattı.
Kalayın pahalı olması sebebiyle bazı kesimlerin kurşunla kalay yaptığını bunun da insanları zehirlediğini anlatan Hakkı Yılmaz, kalay için getirilen bir siparişin hazırlanma sürecini şöyle anlattı:
"Kalaycılık bakır malzeme üzerine yapılmakta. Eskiden beri yapılıyor. Çelik ve alüminyum çıktıktan sonra bakır bırakıldı. En güzel yemek bakırda yapılan olur. Gerçek tad almak istiyorsan bakırda yapacaksınız. Bu benim hem dede hem baba mesleğim. Ortaokul ve ilse döneminde devamlı babama yardım ettim. Asitli yiyecekler olduğu zaman kalayı çıkmış olan malzemede yemek içinde kalırsa öyle zehirler. Yoksa zehirleme yapmaz. Kurşun ucuz olduğu için seyyar satıcılar kurşunla yapar. Kalayın maliyeti pahalı olduğu için kurşunla yapar. Nişadır kalayın eritilmesinde kullanılır. Bilenler bakırdan vazgeçmiyor. Omlet tavalar, küçük tencereler siparişe getiriliyor. Bu meslek unutuldu. Zonguldak bölgesinde biz varız. Başka da yapan yok. Bir kalaya kap geldiği zaman önce temizlenir. Asitle temizlenir. Ezikler düzeltilir. Sonra tezgahta kısa sürede bir tencereyi hazır hale getirirsiniz."
"Bu mesleği bizden sonra yapacak olan" yok diyen Hakkı Yılmaz, "Artık son kuşağız. Onun için kalayları üçüncü kata koyduk. Önceden kalay tezgahı buradaydı. Şimdi dükkanın girişinde hazır ürünler var. Burada hemen kalayı yapıyorduk. Şimdi pek rağbet yok. Siparişleri toplayıp ayda bir tezgahı açıyoruz. Unutulmuş, talep eden de yok" diye konuştu.
