Modern çağın ve popüler kültürün bir dayatması olarak artık bir çok ebeveyn ‘’proje çocuk’’ yetiştirme arzusunda. Özellikle mükemmelliyetçi veya aşırı kaygılı anne babaların ‘’proje çocuk’’ yetiştirme çabası, arzusu çok daha fazla.
       Proje çocuk kavramının altında, özellikle ebeveynlerin kendi yaşayamadıkları, yapamadıkları üzerine çocuklarına bir yaşam sunma istekleri vardır ve her şey ama her şey planlıdır.  Hamilelik süreci, doğum, doğum sonrası, gideceği okullar vs…  her şey ama her şey mükemmel ve bizim planlandığımız gibi olmalıdır, düşüncesiyle yola çıkılır. Evet, tüm bunlar üzerine hayaller kurulabilir, planlar yapılabilir; fakat tüm bu planları yaparken hayatın ne zaman ne getireceğinin belirsizliğini ve hayatın gerçeklerini  göz ardı etmek sizi bir kaosun içine sürükler ve proje çocuk yanılgısı tam olarak burada başlar.
     Bazen bebeğinizin cinsiyeti, bazen erken doğumlar, çocuğunuzun fiziksel özellikleri veya bazen kolik bir bebek, çocuğunuzun korku ve kaygıları sizin tüm planlarınızı alt üst edebilir…
     En önemlisi çocuğunuzun özelliklerini, bazı gerçekleri bir kenara bırakıp proje çocuk yetiştirmeye odaklanırsanız ve işler  hayal ettiğiniz, planladığınız gibi gitmediğinde ebeveyn-çocuk ilişkisinde problemler ortaya çıkabilir… ve  genellikle çoğu ebeveyn kendisini ‘’ Benim hayal ettiğim gibi bir çocuk olmadı… her şeyi ince ince düşündüm, herşeyi planladık ama olmadı… neden olmadı? ‘’ gibi düşüncelerin, soruların  içinde bulur.
    Hayallerinizin çocuğunuza, çocuğunuzun gerçekliğine uygun olması gerekmektedir. Gideceği kurslar, alacağı eğitimler, seçeceği meslek… tüm bunlar gerçekten çocuğunuzun ilgi ve istekleri doğrultusunda mı seçiliyor, ya da çocuğumuz ilgi ve istekleri doğrultusunda mı yönlendiriliyor… yoksa siz sadece çocuğunuzu hiç istemese de hatta yeteneği dahi olmasa da ‘’piyano çalan bir çocuğunuz’’ olmasını istediğiniz için mi çocuğunuzu piyano kursuna ya da işte sizin hayalleriniz doğrultusunda mı baleye, dil kurslarına gönderiyorsunuz…
     Ben yaşamadım, çocuğum yaşasın, görsün… ben yapamadım, çocuğum yapsın düşüncesi veya yaşadığımız yoksullukları, yoksunlukları çocuğumuza yaşatmama arzusu, çocuğumuz için en iyisini en güzelini istediğimize kendimizi  inandırmak ama tüm bunların çouğumuzun beklentilerini karşılayıp karşılamadığını düşünmemek büyük bir handikap …  bunun sonucunda ise gelinen nokta genellikle;
      ‘’ Biz de olmayan imkanların hepsini sunduk, hala ne istiyor, neden mutsuz, neden başarısız, neden böyle davranıyor … Anlamıyoruz?’’  olacaktır.
     Çocuklar bizim eksik yanlarımızın, hayallerimizin tamamlayıcısı değiller…
     Bir projenin içinde kaybetmeyin çocuklarınızı,  çocuklarınızla aranıza duvarlar örmeyin, çocuklarınızı kendinizden uzaklaştırmayın…  birlikte hayaller kurun… ilgilerini, isteklerini, yeteneklerini ve çocuklarınızın hayallerini  asla göz ardı etmeyin…
    Saygı, Sevgi ve İlgiyle Kalın;
    Sultan UNCU