Şükür Küçükali adam gibi adam, değerli bir insan, herkesin kıymetli abisi idi. Zonguldak önemli bir değerini kaybetti. Bakkallar odası başkanı değerli ağabeyim Zonguldak'ta sevilen güvenilir insandı. Sabahları arayıp şakalaşırdım. Abi   geliyorum derdim. Gel, gelirken gazete getir derdi. Anlardım ki o bölgede dağıtım yapılmamış, gazete ile "NE Unuttum" bakkalına girdiğimde haberleri izledin mi? diye sorardı. İzledim dediğimde aklında ne kaldı derdi. Halka kazık attılar garip gureba fakir fukara bir ekmeğe muhtaç edildi Devlet Bahçeli günaha ortak oldu derdim. O, ülkücü abi olarak "Parti bizim ama Devlet Bahçeli başarısız" derdi.
Rahmetli Şükür abim ile son görüşmemizde, "Alaattin Çakıcı serbest bırakıldı ne diyorsun" dedi.

Ben de "Abi ülkücülere çek senet mafyası denmesinin sebebi Alattin Çakıcı değil miydi. Ülkücü ile mafya aynı cümle içinde kullanılmasına sebep olmuş mafyacıya ben sahip çıkılmasına karşıyım.
Devlet Bahçeli sahip çıkacaksa Haluk Kırcı ile Kürşat Yılmaz'a sahip çıksaydı. Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast yapanların bulunmasını isteseydi. Muhsin Başkan bunları topladı kirli ellerinizi ülkücü hareket üstünden çekin dedi, mafyacıların ağababalarını diz çöktürdü. Ülkücüden mafya olmaz" dedim.
Rahmetli, "Yerden göğe kadar haklısın Muzo" dedi.

Şükür abim önce iyi bir aile babasıydı. Çok iyi bir insandı.

Mefkûresi Kızılelma olan bir ülkücüydü. Abim mekanın cennet olsun, peygamberimize komşu ol, hepimizin başı sağ olsun.
Ne Unuttum bakkalı Kadırga rampasında hepimizin durağı idi. Şimdi içi boş. Alper kardeşimiz babasından aldığı bayrağı gururla taşıyacak hepimizin Şükür abisini unutturmayacaktır.

Ben şimdi kimi arayacağım, kiminle şakalaşacağım? Mekanın cennet olsun. Yeri doldurulmaz ülkücü abim, seni asla unutmayacağım.