Bu yazı, “öküz altında buzağı aramayan”, beynindeki “düşünme bölümleri” doğru çalışan insanlar için yazılmıştır. Sürekli karamsarlık yayan, fesat, bencil, fırsatçı, dalavereci, asalak, lüks tüketim meraklısı abul labut tiplerin okuması uygun değildir.  
 
Kim ne derse desin, bu ülke asla yıkılmaz, yenilmez, yok edilemez. Bunları yazarken siyasal mesaj verme, propaganda yapma gibi bir kaygım yok. Birilerine yaranma derdim de yok. Emekliliği gelmiş, sıradan bir vatandaşım. 30 yıldır öğrendiklerimi, gözlemlerimi, deneyimlerimi kâğıda dökerek çevremdeki insanlara sunuyorum.
 
Hazırladığım binlerce köşe yazısından 1 Kuruş para almadım. Yazılarımı yayınlayan mecraların bir bardak çayını bile içmedim. Zira, bunları mal-mülk için değil, sosyal sorumluluk çalışmasının bir parçası olarak görüyorum.
 
Okulda otomasyon projesi işiyle uğraşıyordum. Çok gariban, uslu, efendi, kavruk, mütevazı, saygılı bir öğrencinin velisi kapıdan girdi. “Hâlinizi, hatırınızı sormaya geldim” dedi. Şaşırdım. Zira bize işi düşmeyen pek gelmez. Birkaç hasbihalden sonra “Salgın nedeniyle işsiz kaldım. 3-4 aydır çok zorlu günler geçirdim. Ekmek alacak parayı bile bulamadığım vakitler oldu. Ama iyi insanlar hâlâ var. Bir fırıncı zor günlerimizde evin ekmeğini parasız verdi. Bir esnaf da temel gıda maddeleri verdi vb.” dedi. “Size uzun süre ücretsiz ekmek veren kişi kim?” dedim. “X Bey” dedi. Bu X Bey, pişirdiği mükemmel yöresel ekmekleri bir yazımda anlattığım kişiydi. Bu yönünü bilmiyordum.
 
Sosyal yardım işleriyle uğraşan bir kamu kuruluşunda çalışan tanıdığımı telefonla aradım. “X isimli bir şahıs fakir insanlara çok yardım ediyormuş. Bilginiz var mı? Bu kişiyi tanıyor musunuz?” dedim. “Tanımaz mıyız. O kişi son üç ayda bizim aracılığımızla 50-60 bin TL’lik yardım dağıttı vb.” dedi.
 
Son derece mütevazı, saygılı, uysal, üretken bir girişimci olan X kardeşimizin yanına uğradım bugün. Bu konuları sordum. Mahçup biçimde, biraz da utanarak anlattı. “Ben her gün 40 kadar köydeki fakir, unutulmuş, yaşlı, kimsesiz insanlara fırınımda üretilmiş ekmekleri elemanlarıma dağıttırıyorum. Bir çok evlat iyi bir halt varmış gibi büyük şehirlere kaçtılar. Oralarda yarı aç yarı tok yaşıyorlar. Köylerde bıraktıkları ana-babaları da perişan hâlde. Ben unutulmuş insanlara yıllardır parasız ekmek taşıyorum vb.” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Gözlerimden gelen yaşları engelleyemedim.
 
Bu dünyada hâlâ “hedonist, bencil, hırsız, servet biriktirme meraklısı olmayan, çok sade yaşayan girişimciler” az da olsa var. Ondan bin kat zengin insanlar kâşanelerde yaşıyor. Milyonluk arabalara biniyor. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Ama bunların fakirleri gözettiğini pek göremiyoruz.
 
İş yerinde 18 insana maaş ödeyen, her gün 40 köye 3-4 taşıt ile bedava ekmek taşıyan, ben fakirim diyenlerden ekmek bedeli almayan bu güzel insan, yani X Bey kim derseniz Şaban Altuğ Bey derim.
 
Kendisine bir teşekkür mesajı atmak, destek olmak isterseniz telefonu: 0538 419 36 35
Kendisini yakından tanımak isterseniz video linki:
 
Not: Sayın Şaban Bey ile herhangi bir ticari bağlantım yoktur. Kendisi görev yaptığım okuldaki fakir öğrencilere de her konuda katkı yapmaktadır.