Geçtiğimiz hafta sonu, güzel bir işe imza attık, Hikmet Kuşhan’ın farklı yer ve dönemlerdeki yazılarından oluşan “Bulutlara Giden Yazılar” adlı kitabının tanıtımı ve imza gününü yaptık… Kadriye Kılıç, Özlem Yücesan ve Bahriye Bahar Demirci’nin fikrini oluşturup, yayımı için kollarını sıvadığı kitap ZOKEV etiketiyle okura ulaştı… Çok güzel ve son derece katılımlı bir buluşma ile iyiliğin kitabı “Safder”den sonra iyiliği daha da çoğaltan bir kitabı daha hep birlikte çıkardık ortaya… Tüm geliri sokak hayvanlarına harcanacak kitapta benim de bir yazım var… O yazıyı paylaşıyor, kendinizi iyi hissetmeniz için kitaptan edinmenizi öneriyorum…
 
GÜL AÇAR KARANFİL KOKAR
Rengi hiç solmayan yediveren bir güldür Hikmet abla; inattır, inançtır, isyandır… Zemheride bile açar… Gülün gül ile tartıldığı, ekmek, gül ve hürriyet günleri için uzun yürüyüşe çıkan bir karıncadır… Gül kokar nefesi… Geçtiği her yeri çiçeklendirir… Hep bir ağızdan söylenen türkü; hürlüğe, kardeşliğe, eşitliğe adanmış bir ömürdür… Dini, dili, ırkı, cinsi ne olursa olsun insan insandır ona göre… İnsanı, kurdu, kuşu, karıncası, ağacı, çiçeği böceğiyle tüm canlılar da, canlı… İndinde, tüm varlıklar eşrefi mahlûkattır… Sırasına göre kabına sığmayan delişmen bir çocuk, her zaman, herkesin binlerce yaş büyük ablasıdır… Küçük mutluluklardan, büyük umutlar çıkarmakta mahirdir… Oyuna doymayan çocuklar gibi şaşırtıcıdır; gül açar karanfil kokar…
 
Karlar içinde boy veren kardelen, göz kamaştıran umut pırıltısıdır… Tam en dibe vurup, “Her şey bitti” denilen zifiri karanlıkta sıcacık gülüşüyle can olur, hayat öpücüğü sunar tüm varlıklara… Şairin, “öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları / bu umutsuzlukları bırakın kardeşler / göreceksiniz nasıl / güller güller güller dolusu / nasıl gül kokacağız birlikte / amansız, acımasız kokacağız / dayanılmaz kokacağız nefes nefese” dizeleriyle anlattığı sevinç yüküdür... Bir umut fısıltısıdır… Slogan atmaz, haykırmaz, alıntı cümle kurmaz, bilmişlik yapmaz… Usulca söylenen bir şarkı gibi hikmetini dile getirir yalnızca…
 
TANIYAN HERKESİ ŞAŞKINA ÇEVİREN BİR VİCDANİ DURUŞTUR
Evreni saran iyilik çağrısı; dayanışma için, içinde bulunduğu ahval ve şeriatı düşünmemek gibi biz fanilerin anlayamayacağı özgeciliğin adıdır… Karşılıksız sevmenin, almadan vermenin, merhametin, çağrılmadan yardıma koşmanın, sınırsız özverinin insan şekline bürünmüş suretidir… Sırılsıklam terden oluşmuş bir emek insandır… Yokluğa, yoksunluğa aldırmaz, yoktan var eder ve paylaşır ille de… Hayatın döngüsü basittir ona göre: Çalış, üret, iyiliğe koş… Sahip oldukları değil, paylaştıkları yazılıdır bu yüzden gönül kaydında…
 
Tanıyan herkesi şaşkına çeviren bir vicdani duruştur… İnsanı değil yalnızca tüm canlıları anlar, en şuursuz davranışlarının bile sebebini çözmek için çaba harcar günlerce… Hayatın sillesini yemişlerin, dibin en dibine vurmuşların, yolda kalmışların, direnmeyi becerememişlerin, gücü, takati tükenmişlerin, tutunamayanların sığındığı en güvenli limandır… Dünyayı ısıtan insan sıcağı, en fırtınalı zamanlarda dingin kalmayı başaran huzur adasıdır… Bedeni değil yalnızca içi de üşüyen herkes için, gönül evinde, sıcacık bir sığınak bulunur mutlaka… Bilge gülüşü, dost bakışıyla sarmalar ve çare olmaya çalışır yarasına…
 
BU HAYATIN EN BİLGESİ, EN ACEMİSİDİR
Bir vefa anıtıdır… Ömrüne değen her insan, içinin en güzel yerinde saklıdır, hep sevgiyle anlatır hatıralarını, dostlarını özlemle anar… Onların izini sürer yılmadan… Dostluğunu kazanıp, arkadaş mertebesine erenler, kıyamet kopana kadar sevdası çekilecek bir gönül yükü olarak kalır yüreğinde… “…Aşklar içimde / İnsanlar yanımdadır / Demir gibiyim onlarla / Yok etmek isteyen yıkamaz / Bak yüzüme / Bak sözüme / Dünya kaçtı gözüme / Çıkamaz” dizleri yaşam düsturudur… İnceliklerin insanıdır… Tevazu sahibidir, zariftir, latiftir…  İncelik bir yaşam şekli değil yalnızca, kötülükler ve bozuk düzenle bir mücadele biçimidir de... Hoşgörü ve dayanışma hayatını özetleyen iki kutsal sözdür…Bir düş insanı,  büyük bir gönül eridir… Barış, kardeşlik dolu bir dünya ister en başta… “Her canlı özgür olsun” der bıkmadan… Kimsenin kimseyi ötekileştirmediği ve dünyanın, insanlığın önüne bir kardeş evi gibi uzandığı aydınlık günleri düşler durmadan…
 
Bu hayatın en bilgesi, en acemisidir… Kimseyi incitip, gönül yükü olmadan dayanışmanın bin yolunu bulur… En müşkül zamanlarda en ışıltılı çözümü üretir ve bir şekilde geçirir hayata… Hile, desise bilmez… Kötülükler toplumuna bir türlü akıl erdirememesi bundandır… Bana sorarsanız en çok gülüştür Hikmet abla… Aşkın bin bir halidir… Ve sosyalizmdir elbette… Uzun çöpte hakkını arayan kısa çöpün destanı, berceste mısraı henüz yazılmamış bir şiirdir… Sözün kısası dostlar, eskilerin deyimiyle ismiyle müsemmadır… Sırrı hakikate ermiş bir ahir zaman evliyası ve en kıymetlisidir hepimizin…
Edip Cansever
Özdemir Asaf