Çaycuma Ne Zaman Kuruldu sorusunun yanıtını bulabilmek için Salnameler ve diğer bilgiler üzerinde durmamız, düşünmemiz gerekiyor.
1- 1317/ 1899-1900 Kastamoni Salnamesi (ÇEHARŞENBE / ÇAYCUMA) “Kasaba-i mezkûreye mülhak Çeharşenbe Müdiriyyeti'nin merkezi olan Çaycuma Kasabası merkez kaza kadar muntazam (düzenli) olub derûn-ı kasabada(kasaba içinde) bir çarşı ve iki ca'mi ile bir kilisa bir de hammâm vardır. (adı geçen yere -Zonguldak- komşu olan) nefs-i Çeharşenbe (Çarşamba'nın içi-merkezi) ve Yılanlıca, Hisarönü cihetleri (tarafları) ehâlisini fevkalade yararlandıracağı  doğal işlerden bulunmuşdur. (Hamidiye, sf : 312-313 )
2-Mezkûr (Adı geçen) Çeharşenbe Nahiyyesi'nin merkezi olan Çeharşenbe Kasabası'nda dahî daha büyücek bir çarşı ve iki camî' ile bir kilise vardır. ( 1310 / 1892-3 Kastamoni Salnamesi : sf : 472/473
3-ÇEHARŞENBE [ÇARŞAMBA -ÇAYCUMA]: Kastamonî Vilâyeti'nin Bolı Sancağı'nda Hamîdiyye nâmında âhîren tesîs iden (Hamidiye adıyla eskiden kurulmuş olan) kazânın merkezi olub, Filyas Çayı kurbunda (kıyısında) ve tağlık bir mahalde mebnîdir (kurulmuştur). (sf. 314) (Alî Cevâd, Memâlîk-i Osmâniyye'nin Târîh ve Coğrafya Lûgâti, Dersaâdet : Mahmûd Beğ Matbaâsı, H.1313-M.1895.)
4- Bolu Lîvâsı Sâlnâmesi- 1915. Çaycuma, Bolu dâhilindeki nevâhinin (bucakların) hemen en muntazamı, en büyüğüdür. Nâhiyye merkezi olan Çaycuma Kasabası, muntazam bir çarşıyı, iki câmî-i şerîf, bir medrese ve üç sınıflı bir mekteb-i ibtidâiyye (ilkokul) ile bir kilise, bir Rûm Mekteb-i İbtidâiyyesini, hân ve hammâm gibi ihtiyâcât-ı mübreme olan mebâniyi (gerekli yapıları) ihtivâ etmesi itibârıyle bâzı kazâ merkezlerine bile fâik (üstün) bir halde bulunuyor.
Çarşamba Nahiyyesi, merkezinin tesisi itibârıyle tevârîh-i muhtelîfede inkılâbâta mârûz bulunmuş olmakla beraber kıymet-i tarîhiyyeyi de hâiz değildir (merkezininin oluşması itibarıyla çeşitli tarihlerde yenilemelere/değişimlere uğramasına karşın tarihî öneme de sahip değildir). (Bolu Lîvâsı Sâlnâmesi- 1915 , sf. 247-248)
5- Çaycuma’nın ne zaman kurulduğunu düşünürken; 1819’da ilk caminin (şimdiki 50.Yıl Camisi) yapıldığını, 1861 yılında Safranbolu Kıranköy’de çıkan büyük bir yangın sonrasında 40 Rum ailenin Çaycuma’ya iskan edildiğini ve “Çaycuma’yı Rumlar’ın inşa ettiğinin” ileri sürüldüğünü   unutmamalıyız. Bir çok Çaycumalı’nın berberlik, terzilik, inşaatçılık, vbgibi küçük esnaflık faaliyetlerini Rumlar’dan öğrendiklerini, bu dönemleri  bilenler söylüyor. Rumlar, 1926 yılında   yapılan ‘Mübadele’ anlaşması sonrasında zorunlu olarak Yunanistan’a gittiler.
 
SALNAMELERİN YAZDIKLARI
1-Maddede yazılı, 1900 tarihli Kastamonu Salnamesinde geçen “nefs-i çeharşenbe” (Çarşamba'nın içi-merkezi) ibaresi; Çarşamba’nın bir merkeze/çarşıya sahip olduğunu gösteriyor. “Çeharşenbe Müdiriyyeti'nin merkezi olan Çaycuma Kasabası merkez kaza kadar muntazam(düzenli) olub derûn-ı kasabada(kasaba içinde) bir çarşı ve iki ca'mi ile bir kilisa bir de hammâm vardır”. “Çeharşenbe’nin merkezi Çaycuma kasabası” anlatımı, 20.yüzyıl başında şehirleşmenin geliştiğinin işareti sayılmalıdır.
2- 1892 tarihli Kastamonu Salnamesi’nde ise, “Çeharşenbe Nahiyyesi'nin merkezi olan Çeharşenbe Kasabası'nda dahî daha büyücek bir çarşı ve iki camî' ile bir kilise vardır.”
 “büyücek bir çarşı, iki cami ile bir kilise” yapılabilmesi o zamanki inşaat teknolojisini düşündüğümüzde epey zaman istemiştir. “büyücek bir çarşı” için bile çok zaman gerektiği açıktır. O zaman bu yapıların daha önceki yıllardan başlayarak  yapılmış olması açıktır. Eski Cami’nin 1819’da yapıldığı, Rumlar’ın 1861 yılında Safranbolu’dan geldiği de gözden ırak tutulmamalıdır.
3. Maddede ise; “ÇEHARŞENBE [ÇARŞAMBA-ÇAYCUMA]’nin, Kastamonî Vilâyeti'nin Bolı Sancağı'nda Hamîdiyye nâmında âhîren tesîs iden (Hamidiye adıyla önceden/eskiden kurulmuş olan) kazânın merkezi olub ” ifadesi ise; 1895 tarihinde basılmış olan Alî Cevad’ın kitabında Çarşamba’nın Hamidiye kazasının merkezi olmasından sözetmektedir.
4- Maddede 1915 tarihli Bolu Livası Salnamesi’nde ise, “Çaycuma, Bolu dâhilindeki nevâhinin (bucakların) hemen en muntazamı, en büyüğüdür.” tespiti ile, ihtiyaç duyulan her  türlü yapılaşmanın tamamlandığı ve bu haliyle de “bâzı kazâ merkezlerine bile fâik (üstün) bir halde” bulunduğu belirtiliyor.
“çeşitli tarihlerde yenilemelere/değişimlere uğramasına karşın), (Bolu Lîvâsı Sâlnâmesi- 1915) ibaresi ise kasabadaki binaların çeşitli tarihlerde onarıldığı, yenilendiğini belirtiyor. Ancak hangi binaların yenilendiği, değiştirildiği konusunda bilgi verilemiyor. Cami, Belediye, han, hamam, çarşı imarı vbgibi birçok yapıda yenileme/değişim düşünülebilir.
5- H.1299-M.1883 Bolu Livası Rüstiyeleri:Bolu:77, Ereğli:75, Bartın: 104, Çaycuma: 87, Devrek:34, Düzce:35, Gerede: 43, Göynük:19, Mudurnu:31.
H.1303-M.1887 Bolu Rüştiyeleri: Bolu:70, Ereğli:60, Bartın:30,Çaycuma:51, Devrek: 25, Düzce50, Gerede:50, Göynük:43, Mudurnu:60. (M.Zekai Konrapa-Bolu Tarihi-1950)   
Konrapa’nın kitabında, 1883 yılında Çaycuma’da 87 öğrencili bir Rüştiye mektebi’nin bulunduğunu öğreniyoruz. Her iki bilgiyi incelediğimizde Çaycuma’nın eğitim ve öğretim açısından Bolu Livası’nın diğer kazalarından geri kalır bir durumda olmadığını da görürüz.
 
ÇAYCUMA NE ZAMAN KURULDU?
              Çaycuma şehir merkezinin kuruluşu, yakın tarihlerde gerçekleşirken, çevre köylerde 11-12.-13. yüzyıldan bu yana yerleşimler olduğu biliniyor. 11.yüzyıldan başlayarak Anadolu’ya yayılan Türkler’in bu çevreye de geldiği, çeşitli Türk boylarının adlarını taşıyan köylerin bulunmasından anlaşılıyor.
1071 Malazgirt zaferinden sonra etnik bakımdan Türk-Oğuz olarak nitelenen Türkmenler, başka bölgelere olduğu gibi Batı Karadeniz bölgesine de gelerek yerleşir. “Karaevli, Avşar, Dodurga, Çepni, Bayat, Saltuklu, Bozoklu, Alaplı, Çandarlı” gibi Türk-Oğuz boylarının adları Bartın, Safranbolu, Ulus, Eflani, Ereğli, Alaplı, Devrek, Çaycuma bölgesinde köy ve yer adları olarak günümüze kadar gelir.   
Çaycuma’da hemen akla geliveren: Karaevliçavuş, Karaevligeriş, Eymir, Ahatlı, Güdüllü, Emirşah, Saltukova vbgibi. Ayrıca; Dereli-Çobanhasanlar Mah., Karamusa-Dedeler Mah., Emirşah- Emirler Mah., Göynükbala-Salmanlar mah.adları da dikkat çekicidir.
Bölgedeki köy ve mahalle-sokak adları yanında sülale adları, lakaplar, dağ-tepe, akarsu, yer ve mıntıka adları da büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca 1243 Kösedağ Savaşı ve 1402’deki Yıldırım-Timur savaşı sırasında iki büyük ordudan ve özellikle Moğollar’dan kaçan küçük ulusların, boyların, savaş menzili dışında bulunan Batı Karadeniz bölgesine kaçarak saklanmalarını ve hatta buralara yerleşmelerini de göz önüne almalıyız.
 
ÇAYCUMA’NIN CAMİSİ
 15. ve 16.yüzyıllarda Mengen’den Çatalağzı- Kokurdan’a kadar uzanan Hızır Bey İli biliniyor. Ancak sınırları tam olarak belirli değil. Bu coğrafya ortasında Çarşamba adı verilen bir nahiye/kaza bulunmakta, fakat buranın da merkezi ve sınırları açık ve net görünmüyor.
                Çarşamba bölgesinin merkezi sayılan Çaycuma’nın da eldeki verilere göre ne zaman, nasıl kurulduğu hakkında kesin bir kayıt bulunamıyor. Sadece şimdiki Çaycuma’nın merkezinde Rumbeyler’den Hacı Halil oğlu Ali Bey’in 1819 yılında yaptırdığı cami tarihi biliniyor.
Caminin yapılması, şehirleşmenin gelişimi ile çevre köylerden merkeze yerleşmeyi de hareketlendirmiş olmalıdır. Şehir nüfusunun artması ayrıca Rumların da etkisiyle küçük esnaflık faaliyetlerini  de artırır. Bir süre sonra  çarşı da büyümeğe başlar.
1819 Cami yapım tarihi, şimdiki verilere göre aynı zamanda Çaycuma kentinin de kuruluş tarihi olma özelliğini taşıyor. Çevre köylerdeki köy ve mahalle adlarından 12-13 yüzyıldan itibaren yerleşimlerin var olduğu söylenebilir. Bu cami tarihi sayesinde sadece şehir merkezine bakarak, Çaycuma kent merkezinin 2019 yılı itibariyle 200 yıllık bir geçmişinin olduğunu söyleyebiliriz.