“…Aklı hep Çaycuma’da idi. Okul arkadaşlarını özlemişti. Halkodası’na giderek radyo dinlemek, gazete ve dergileri karıştırmak istiyordu. Belki yeni bir oyunun provası için akşam üstü tümü sahnede olabilirdi. Kadınlı oyunlarda sahneye çıkacak kız bulmak güç olduğu için bazen tipi ve sesi uygun olan çocuklardan biri bu rolü üstlenirdi. Kadın giysileri giyip makyaj yapan çocuğu arkadaşları maytaba alırlardı. İstekli olmalarına karşın uzak köylerde görev yapan bayan öğretmenlerden bazıları da güvenlik ve ulaşım engellerini aşamadıklarından bu çalışmalara katılamamışlardı. Bir oyun seçilirken ya kızsız olması koşulu doğuyor ya da kız ve kadınların rolleri erkeğe çevrilerek küçük bir adaptasyon yapılıyordu.
Halkodası’nın temizlik görevlisi Kamil yetenekli ve deneyimli bir oyuncuydu. İşe Karagöz oynatmakla başlamıştı. Evlerinin büyük dolaplarından birine perdesini gerer, mukavvadan yayılan ışıkla perdeye düşen gölgelerine zeybekten çiftetelliye kadar türlü oyunlar oynatır, senaryosunu kendisinin yazdığı, o seyir edenleri kâh kahkahadan kırıp geçiren kâh ağlatan seanslarında bol bol alkış toplardı. Çocuklar kümeslerinden aşırdıkları bir yumurta, kadınlarla erkekler de beş kuruş ödeyerek Karagöz seyrederlerdi. Kamil bir gün oyun yazma isteğine kapıldı. Konusunu Kurtuluş Savaşı’ndan alan, milislerin yiğitliklerini anlatan bir oyun yazdı. Bir özgünlük taşımamasına karşın oyun çok beğenildi. Çaycuma Halkodası’ndan sonra Bartın Halkevi’nde sahnelendi.
Dursun bu çalışmalara katılamamanın üzüntüsünü duyuyordu. Onları hiç olmazsa seyretmek için can atıyordu, öğle yemeğini yeryemez yola koyuldu. Çarşıda bir iki ahbabını seyrettikten sonra Halkodasına uğradı. Düşündüğü gibi çocuklar hep ordaydı. Reşat Nuri Güntekin’in “İstiklal” piyesinin provasını yapıyorlardı. Gıpta ve hayranlıkla onları izledi. Provanın sonunda arkadaşlarıyla görüştü; dergi ve gazeteleri karıştırdı; sonra da çarşıdan anası için biraz kına, Hatice için de sakız alarak köye döndü...”(İ.Behçet Kalaycı- Kıvırcık-Genç Bir MadencininÖyküsü-Ankara-Ocak-1992-Shf:107-108)
  HER MESLEKTEN TİYATROCU
 “Çaycuma’da Temsil” deyince Halkodası tiyatro çalışmalarında bu yaşananların da anımsanmasını istedim. Zonguldak’ta yıllarca aynı binada altlı-üstlü oturduğumuz yazar Behçet Kalaycı’dan, arkadaşı Kamil Özdemir’in yazdığı bir piyesi, Halk Odası oyuncularıyla Çaycuma ve Bartın’da büyük bir başarıyla birkaç kez temsil ettiklerini dinlemiştim. Kamil Özdemir’in de benim çocukluk ve gençlik arkadaşım Erkan Özdemir’in babası olduğunu öğrenmiştim.
Bu tiyatro çalışmalarına katılan insanların bakkal, terzi, berber vbgibi meslekleri vardı. Ekmek ve geçim için mesleklerine, boş zamanlarını değerlendirmek için tiyatroya sarılmışlar. Kent kültürü adına da saygıyla alkışlanacak bir işe emek vermişler. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu çalışmalar her dönem böyle yürütülmüş.
ÇADIR TİYATROSU
Çaycuma’da panayırı sanırım 1954-55 yıllarında görmüş olmalıyım. Ortaokul 2. sınıftaydım galiba. Panayır, “top sahası” olarak kullanılan Korudüzü denilen yerde kurulurdu. Çocuk gözümüzle herşey vardı. Para basılarak oynanan Zırzır-lar, sigaraya atılan halka tezgahları, “Kumpanya” ile gelen Çadır Tiyatrosu, alış-veriş yapılan tezgahlar, daha çok para harcanarak eğlenilen yerler..vb.gibi..
Biz birkaç arkadaş, top sahasının yukarıki kalesi yanında çimenlere oturmuş bakınıp durmuştuk. Çadır Tiyatrosunun 30-40 metre uzağındaydık. Bir kez yaklaşıp, girişteki perde-kapıyı aralayınca, karşıda bir sahne ve önünde sıralı sandalyeler görmüştük. Panayır bir hayli hareketli idi. Özellikle akşamları panayır alanının çok kalabalık ve hareketli olduğu söylenirdi. Bazan tezghtar kızlar yüzünden kavgalar çıktığı da anlatılırdı.
ÇAYCUMA’DA TEMSİL KOLU
             Zonguldak’ta yayınlanan Ocak Gazetesi’nin 1943 Yıl: 1, sayı: 72 / 29 tarihli sayısında:
 “Çaycuma’da bulunan gençlik tarafından Halkodası’nda bir Temsil Kolu teşekkül ettirildiği, Muhabere memuru Cavit Ünsal’ın çalıştırdığı bu grubun sık sık Zonguldak Halkevi’yle temas ettiği ve her cepheden aydınlandığı” haberi verilir.
Aynı haberde “Çaycumalı amatörlerin 21.12.1942 günü akşamı ‘Vatan ve Vazife’ piyesini kalabalık bir halk kitlesi huzurunda temsil ettiği ve muvaffak olduğu; Kamil Özdemir’in (Erman), Cavit Ünsal’ın (Alay Komutanı), Hayriye Külahlı’nın (Nerime) ve Ayten Yener’in (Altan), rollerinde kayda değer başarılar gösterdikleri” belirtilir.
 Çaycuma’da Terzi Ali Özcan (Terzi Ali), Halkodası’nın, şimdiki Belediye binası Başkan odasının hemen karşısındaki binanın (eskiden kunduracı Mustafa Girgin’in dükkanı) üst katı olduğunu, odaların ahşap zeminini arkadaşlarıyla haftada bir sabunlu su ile temizlediklerini, anlatmıştı.
Çaycumalı gençlerin, kültür sanat çalışmalarını yürüttüğü Çaycuma Halk Odası’nın 143 azası(üyesi) olduğunu, kütüphanesinde 418 kayıtlı kitap ile bir de radyosunun olduğunu da ekleyelim. (Karaelmas Dergisi 1. İkinci Kanun.1943, Sayı: 6, Zonguldak)  
ÇAYCUMA’DA TEMSİL FAALİYETİ
            “Halkevleri ve Halkodaları açılışının 11. yıldönümü münasebetiyle Halkodamızda yerli sazların iştirakiyle bir müsamere temsil edilmiş “Yarım Osman” piyesiyle “İnsan Sarrafı” komedisi halka gösterilmiş, kalabalık bir halk kitlesi tarafından sürekli alkışlar arasında müsamereye son verilmiştir.
Bizlere bu günü geçirten büyüklerimize kalpten gelen şükranlarımızı sunar ve Halkodası Reisi Sayın Bay Mustafa Zeren’e ve genç amatörlerimize teşekkürler eder, müteakip çalışmalarında da başarılar dileriz”. (Kamil Özdemir- Ocak Gazetesi, 25 Şubat 1943- Zonguldak). Bu haberde muhabirliği Kamil Özdemir’in yaptığını görüyoruz.
Çaycuma Halk Odası tiyatro faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürür. Sonrasında “Çaycuma’yı Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği” döneminde, diğer etkiliklerinin yanında “İnsan Sarrafı” adlı oyunu, Cavit Ünsal, Maksut Çavdar, Sadık Sağtekin(Terzi Sadık), Abdürrahim Zeren ve arkadaşlarının 12 Ocak 1963 tarihinde Belediye Gazinosu sahnesinde oynadıklarını biliyorum. Hatta perde arasında, sahne önünde bana bir şiir okutturduklarını da hatılıyorum.
Bizlerin döneminde de Çaycuma Gençlik Kulubü adına düzenlediğimiz bir gecede Şinasi Efendi’nin bir perdelik oyunu “Şair Evlenmesi”ni, Aziz Nesin’in bir öyküsünden oyunlaştırılmış “Bitmeyen Yolculuk”unu yine Belediye Gazinosu sahnesinde oynamıştık. Yukarıda Behçet Kalaycı’nın yazdığı gibi kadın rollerini de erkek arkadaşlarımız oynamıştı. Ara yılarda benim yönettiğim “Hababam Sınıfı” ve “Buzlar Çözülmeden” oyunlarını da sayabiliriz.
ÇASAT DÖNEMİ
1998 yılında Öğretmen Mevlüt Kırnapçı, Nilgün Çelik ve arkadaşları öncülüğünde Çaycuma Sanat Tiyatrosu- ÇASAT, kurulur. Sahnede oldukları süre içinde iddialı oyunlar sergileyen  ÇASAT, Genel Sanat Yönetmeni Mevlüt Kırnapçı ve Nilgün Çelik yönetiminde, Çaycuma’da tiyatro alanında önemli çalışmalar yapar.  
Hemen her yıl yeni bir oyunla izleyici karşısına çıkan ÇASAT, uzunca bir süredir çalışmalarına ara vermiş durumdadır. ÇASAT çalışmalarında, kuruluşundan başlayarak   toplumun her meslek grubundan, her yaştan ve her siyasal görüşten yüzü aşkın oyuncunun yer aldığı görülür .