Demokrat Çaycuma Gazetesi imtiyaz sahibi Hasan Ataman'ı nasıl bilirsiniz?

Cenaze Namazı kıldıran imam gibi pat diye sordum ama…

Ben “İyi bilirim”

20 yıldır basın camiasının içerisinde olan bir gazeteci olarak tanıdığım kadarıyla beyefendi, demokrat ve saygın bir kalem olan Ataman, önceki gün kıyısından köşesinden beni de işin içine katarak bir yazı yazdı…

Makalenin başlığı, “Dağdan gelip bağdakini kovmak”

“Dağdan” derken herhalde “Zonguldağ”dan gelerek Çaycuma Denge Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapan Cevdet Akgün’ü kastediyor…

Alaycı bir dille, hemşericilik yapıp Denge Gazetesi’nden yana taraf olmakla suçladığı ise galiba benim!

Konu Zonguldak medyasına yansımadığı için kısaca özetleyeyim…

Denge Gazetesi, yaklaşık 10 gün Çaycuma Belediyesi tarafından “işyeri açma ruhsatı” olmadığı gerekçesiyle mühürlendi… Hatta iş öyle bir hal aldı ki, belediye Denge Gazetesi yönetimine “Bugün git yarın gel” diyerek bir hafta süreyle kelimenin tek anlamıyla adeta ızdırap oldu!

Bunun üzerine Cevdet Ağabey’in ricasının ardından Denge Gazetesi’yle ilişkileri iyi olmayan Başkan Bülent Kantarcı’yı arayarak bu konuda hoşgörü göstermesini, ruhsat için evrakları tamamlamak üzere ek süre vermesini rica ettim.

O da tüm kibarlığıyla “Tatildeyim, bakıp inceleteyim” dedi ama derken sesindeki tereddüdü de hissettirdi…

Ortada tuhaf bir hal vardı…

Benim tanıdığım Bülent Kantarcı, duygularıyla hareket edip sırf hakkında eleştirisel haberler yaptığı için Denge Gazetesi’ni mühürletmezdi…

Çok geçmeden olayın gerçek yüzü ortaya çıktı…

Demokrat Çaycuma, Cuma ve Çaycuma Ekspres Gazetesi, 3 imza ile Denge Gazetesi’nin ruhsatsız olduğu için kapanmasını isteyen bir dilekçe ile belediyeye başvurmuş, çiçeği burnunda belediye başkanımız Bülent Kantarcı da medyadan gelen “istek parça”ya kayıtsız kalamayıp, gereğini yapmıştı!

Peki, bu üç gazete ne olmuştu da Denge Gazetesi’nin kapanmasını istiyordu?

Çünkü Denge, ilçede sahiden de dengeleri bozuyor, haftalık çıkan diğer 3 gazeteyi ilan paylarının düşmemesi için günlük çıkmaya zorluyordu… Çünkü Denge Eylül ayında Çaycuma’daki tek vasıflı gazete olacak, diğer gazeteler ilandan düşecekti…

Bu bana göre de adil bir durum değildi…

Sermaye gücünün 3 yerel gazeteyi bitirmesine razı gelmek mesleğe ihanetti…

Vaziyeti öğrenince ilk işim Çaycuma’ya gidip bu 4 gazeteyi bir araya getirip uzlaşmalarını rica etmek oldu…

Çünkü, 30 yıldır ilçede yayın yapan bir gazetenin kapanmayla karşı karşıya kalmasına, onca meslektaşımızın mağdur olmasına razı gelmek ne bana ne de Cevdet Akgün’e yakışırdı…

Görüşmede asgari ölçülerde anlaşıldı… Hatta Cevdet Akgün, diğer üç gazete temsilcisinin, “Vasıflıdan vazgeçin, günlükten haftalığa dönün, resmi ilan pastası 4 gazeteye eşit bölünsün” teklifine bile sıcak bakıp kabul etti. Tam anlaşıp dışarı çıktık ki, aynı zamanda Çaycuma Belediye Başkanı Kantarcı’nın basın danışmanlığını yapan Sezai Bilici, Denge Gazetesi’nin mühürlendiğini, bunun geri dönüşü olmayacağını söylemez mi...

Haydaaa, oldu mu şimdi…

Madem mühürletecektiniz neyi konuştuk?

Madem konuştuk niye mühürlettiniz?

Hal böyle olunca ben o andan itibaren arada kalmak yerine çekilmeye karar verdim. Çünkü 5 dakika önce söylenen sözlerin hiçbir hükmü kalmamıştı artık… Yani sevgili meslek büyüğümüz Hasan Ataman’ın dediği gibi ben öyle “yakın” arkadaşım Cevdet Akgün’den yana değil, tüm samimiyetimle basın özgürlüğünden, gazetelerin yaşamasından yana taraf oldum…

Birkaç gün sonra mahkeme kararıyla Çaycuma Belediyesi Denge Gazetesi’nin kapısındaki mührü sökmek zorunda kaldı…

Süreç içerisinde bir kaç kez Davut Acar’la görüşüp ikna etmeye çalıştım… O gün Acar’a söylediklerimi bugün burada bir kez daha yazıyorum ki ne Hasan Ağabey ne de diğer meslektaşlarımız hak etmediğimiz ithamlarla bizi hedef göstermesin… Denge Gazetesi sahibi Davut Acar’ın Çaycuma’dan ayda gelecek 3-5 bin liralık resmi ilan gelirine ihtiyacı yok. Kendisiyle yaptığım görüşmede de bunu ifade edip geri adım atmasını rica ettim. O da işin restleşme boyutuna geldiğini ve geri adım atmayacağını, yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını söyledi…

Bu kavganın kazananı olmayacağı gibi, 4 gazetenin de bu çatışmadan yara alacağını düşünüyor, ilçelerdeki resmi ilan alan gazetelerin denetimini yapan Zonguldak Valiliği Özel Kalem Müdürü Mehmet Alas’ın arabulucu olup çözüm üretmesinden başka çare görmüyorum…

Top, Mehmet Alas’ta…

Ama lütfen fair-play!