Eğer bir ülkede %10 gibi yüksek bir seçim barajı varsa ve ön seçim yapılmıyorsa o ülkede tam demokrasiden bahsedilemez. Bugün mecliste grubu bulunan partilere baktığımızda bu durumdan memnun gözükmektedirler. Her gün demokrasi nutukları atarken bu durumdan memnun olmaları ikiyüzlülüğün daniskasıdır.

CHP bazı illerde ön seçim yaparak veya Zonguldak gibi bazı illerde de eğilim yoklamaları yaptırarak demokrasiye giden yolda, küçük de olsa bir adım atmıştır. Bu nispeten olumlu bir gelişmedir. Zira unutulmamalı ki, bir Çin atasözünün dediği gibi, büyük yürüyüşler bir adımla başlar. CHP bu adımı atmıştır, umarım devamı da gelir ve diğer partilere de örnek olur.

Şu an, her yerde olduğu gibi  Zonguldak'ta da CHP aday adayları listenin üst sıralarına girme savaşı vermektedirler. Şu an için görünen o ki; olağanüstü bir gelişme olmazsa CHP yine iki milletvekili çıkaracaktır. AKP ve MHP'nin pozisyonuna göre bu üçe de çıkabilir ama yine de üçüncü sıra risklidir. Bu nedenle aday adayları doğal olarak ilk iki sırada yer almak için mücadele edeceklerdir.

Şimdi mevcut durumu görebildiğimiz kadarıyla analiz edelim…

Dördüncü ve beşinci sıralar büyük sürpriz olacağı için gerçekçi davranıp ilk üç sıraya bakalım: İkinci sıra kontenjan olduğu için onu şimdilik bir kenara ayıralım. Eğer üyelerin oyuna ve demokrasiye saygı varsa, eğilim yoklamasında açık ara birinci gelen Şerafettin Turpcu'nun tartışmasız, listede birinci sırada olması gerekir ama daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi, bu bir eğilim yoklamasıdır. Bu demektir ki, son sözü yine  genel başkan söyleyecektir. Normal şartlarda genel başkanın üyelerin seçimine saygı göstereceğine inanıyorum ama anormal şartlarda çok küçük de olsa durum değişebilir. Zira burası Zonguldak; her türlü Bizans entrikaları oynanabilir. Örneğin, Turpçu aleyhine yıpratıcı dedikodular çıkarılabilir ve hatta kasetlerden bile bahsedilebilir. Bunlarla genel merkez ve genel başkan etkilenebilirse liste de değişebilir. Sayın Turpcu'yu iyi tanıdığım için böyle şeylere ihtimal vermiyorum ama ne de olsa sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yemek lazım.

Üçüncü sırada geçtiğimiz dönemlerde meclisin en üretken ve faal milletvekillerinden olan Ali İhsan Köktürk genel merkez tarafından tekrar değerlendirilebilir. Kendisi kabul ederse tabii. Sayın Köktürk'ün bir de dezavantajı var. O da Sayın Turpcu ile ikisinin de Çaycumalı olması.

Sırası gelmişken ben bu bölgelere ayırma işine de karşıyım. Eskiden böyle bir şey yoktu. Durduk yerde zaten küçültülen Zonguldak'ı bir de Merkez, Ereğli ve Vadi şeklinde üçe ayırdılar. Bu çok saçma bir ayırımdır. Bir bölgeden tesadüfen çok yetenekli iki aday adayı çıksa sırf aynı bölgeden diye bunlardan biri harcanıp başka bir bölgeden sıradan biri seçilse daha mı mantıklı olur? Hem bunun sakıncaları hala görülemedi mi? Sorun bakalım Özcan Ulupınar'ı Ereğli'de, Ercan Candan'ı da Çaycuma-Devrek'te kaç kişi tanıyor? Örnek olsun diye söylüyorum; bu iki milletvekili ilin değil de bölgelerinin milletvekili gibi davranmıyorlar mı?

Eğilim yoklamasında Turpcu'dan sonra en yüksek oyu alarak Zonguldak'ta fenomen olan genç iş adamı Deniz Yavuzyılmaz'ı tanımıyorum. Kendisinin hakkında çok olumlu şeyler duyuyorum ama babası Ömer Yavuzyılmaz benim liseden sınıf arkadaşım. Ömer Yavuzyılmaz, benim hayatımda tanıdığım en dürüst ve en düzgün insanlardan biridir. Herhalde oğlunu da kendi gibi yetiştirmiştir diye düşünüyorum. O nedenle üçüncü sıraya konulmasının isabetli olacağına inanıyorum.

Gelelim ikinci sıraya, yani kontenjana. Aslında bu kontenjan olmasaydı çok daha iyi olurdu ama konmuş bir kere. O nedenle, şimdi ''Kontenjan sırasına kimin konulması Zonguldak için faydalı olabilir?'' sorusuna cevap bulmamız lazım.

Bu konuda, yukarıda eleştirdiğim bölgeler arası dengenin gözetileceği söyleniyor. Eğer öyleyse, birinci sıradaki Şerafettin, Turpçu vadi denilen Çaycuma-Gökçebey-Devrek bölgesindeki aday adaylarının önünü kapatıyor. Geriye Merkez ve Ereğli kalıyor. O zaman oradaki aday adaylarını irdelemek gerekiyor.

Bunu yaparken dikkat edilecek kriterler şunlar olmalı:

1-Meclise gönderilecek kişi sadece parmak kaldıracak sıradan bir milletvekili değil, bakan olabilecek bir karizması ve kapasitesi olmalı.

2-Zonguldak için projeleri olmalı. Bunu kanıtlamak için de geçmişte proje yapma ve yürütme tecrübesinin de olması.

3-Bugüne kadar lafla değil fiilen Zonguldak'a hizmetleri dokunmuş olmalı.

4-Halkı iyi tanımalı, halkın içinden yetişmiş olmalı.

5-İdarecilik tecrübesi olmalı, insan idaresini iyi bilmeli.

6-Ankara'yı, devleti ve bürokrasiyi iyi tanımalı. 

7-Geçmişte denenmiş olmamalı. Hele milletvekilliği ve bakanlığı döneminde Zonguldak'a faydalı olmamışsa asla tekrar denenmemeli.

Bu kriterler daha da çoğaltılabilir. Aslında bu kriterlere sahip değerli bir aday adayı da var. Kriterleri göz önüne aldığınızda bu kişiyi kolayca tahmin edebilirsiniz!

SON OLARAK: Kontenjan adayı müracaat edenlerden ve kamuoyunun gündemindekilerden hiçbiri de olmayabilir! Yani sürpriz bir isim! Ama yine Zonguldaklı ve önemli bir isim.

Sürpriz var mı yok mu öğrenmek için 7 Nisan’ı bekleyelim!..