Siyasette şartlar değişince hatlarda değişiyor...

Haftasonu CHP'nin Merkez İlçe Delege Seçimleri’nde bir kez daha gördük ki, her zaman 2 artı 2 etmiyor...

Günlerdir "mavi" ve "beyaz" liste arasındaki çekişme basına verdikleri demeçlere de yansıdı.

Hafta sonu yapılan seçimler, seçimden öte "parti içi hesaplaşma" görüntüsü verdi...

Bence seçimlerin kırılma noktası, "beyaz" listenin mimarı Harun Akın'ın kamuoyunda da tepki çeken "Bunların sayısı 10 kişiyi geçmez" şeklindeki beyanatı oldu...

Muhaliflerin sayısını "10" zanneden Akın, bu rakamın zannettiğinin aksine yüzlerce kişi  olduğunu görünce ne düşündü bilmiyorum ama siyaset kağıt üzerinde yapılmıyor...

Akın, bana göre CHP'nin önemli bir değeri... Çabasını  takdir etmekle birlikte siyasetteki üslubunu hep eleştirdim...

Politikada kimse zembille gökten inmiyor! Akın, ne zaman ki, uzun yıllar birlikte siyaset yaptığı arkadaşları için "paçama yapışan asalaklar" ifadesini kullandı, o gün kendi ipini kendi çekti...

Politikada köprüleri geçerken sürekli partner değiştiren Şerafettin Turpcu ise kendisini meclise taşıyan ekibine sırtını dönmenin bedelini ödedi... Akın'la birlikte Ebru Uzun'u destekleyen Turpcu, delege seçimleri sürecinde kendisini gizlemeyi tercih etti. Ama alınan mağlubiyet onun hanesine de büyük harflerle yazıldı...

Tanıdığım en naif insanlardan birisi olan CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun ise Akın ve Turpcu'nun yörüngesinde siyaset yapınca sonuç kaçınılmaz oldu...

Muhalifler ise güçlerini birleştirip "Voltran"ı oluşturarak önemli bir başarıya imza attı...

Cumartesi ve Pazar günü yapılan delege seçimlerinin sonuçlarını iyi okumak gerekir... Bu ne birilerinin kamuoyuna lanse etmeye çalıştığı gibi; "Süpermen" rolüne soyunan Deniz Yavuzyılmaz'ın kişisel barışıdır, ne de geçmişin hesabını kesme derdinde olan eski il başkanlarının zaferi...

Bu sonuç; politikanın "ortak akıl" ve kişisel  ihtirasların kontrol altına alınabildiği sürece uzun soluklu yapılabileceğinin ispatıdır...

Bazen paranız,  karizmanız, siyasi auranız, politik tecrübeniz yetmez...

CHP'nin bugün Zonguldak'taki içler acısı halinin sorumlusu olarak faturayı sadece Akın,  Turpcu ve Ebru Hanım'a kesmek haksızlık olur...

Bugün kendilerini  "muhalif" olarak tanımlayan isimler de geçmişte benzer hatalara düşerek bugünkü tabloda pay sahibi oldular...

Öyle görünüyor ki, dün alınan sonuçlardan sonra CHP'de yeni bir dönem başlıyor...

Kendisini dev aynasında görenler, aynanın sırrını geç de olsa anlamış olmalılar....

Delege seçimlerinde ittifak yapan muhalif kanadın zoraki nikahını ise uzun soluklu görmüyorum...

Çünkü, iki tarafta da "ben yoksam yansın memleket" diyen isimler var... Bunu yaşayarak birlikte göreceğiz...

CHP, son iki dönemdir düştüğü hatalara yeniden düşerse, ilk seçimde sandığa gömülür...

İşte bu çerçevede yapılan delege seçimleri bu anlamda CHP'nin son şansıydı... CHP, bu kavgayı bir an önce bitirip "Mavi" ve "Beyaz"ı aynı renk skalasında buluşturabilecek usta bir ressam bulamadıkça, ortaya çıkacak tablo Gazi Mustafa Kemal'in çizdigi o muhteşem tablonun kötü bir kopyası olmaktan öteye gitmez!