Sayfadaki ilan nedeniyle bugün kısa yazıyorum…
On punto, yarım word sayfasına ne kadar sığdırabilirsem o kadar yazacağım bugün...
CHP’de 16 Kasım’da yapılacak olağanüstü il kongresinde her adayın arkasında bir isim olması, vizyonu olan sinerji yaratacak yeni bir adayın çıkmayışı parti tabanında ciddi tepkilere neden oluyor…
Herkes hem fikir…
Her adayın bir dayısı, her dayının bir yerel gazetesi var…
Parası olan milleti salak yerine koyup manşet attırıyor: “En büyük başkan bizim başkan”
Yarış il başkanlığı yarışı değil…
Tüm melse mebus olabilme telaşı…
Galip gelen “Asker delege” mi olacak?
Özgür iradesiyle sandığa gidenler mi?
En başında söylediğimi son güne kadar tekrar edeceğim…
Keşke CHP delegesi kendi içinden, toplumda saygınlığı olan, kimsenin adamı olmayan, temsil yeteneği olan, herkesi kucaklayabilecek bir isim çıkarabilseydi…
Dün tesadüfen gittiğim Düş Konağı’nda gördüğüm manzara gösteriyor ki bu değirmenin altından daha çoook sular akar… Düne kadar birbirlerine kurşun sıkan Ali Koçal ve Halil Furat bugün sırf koltuk uğruna siyasi flört edebiliyorsa bu işin çivisi çıkmış demektir… Yıllardır yüzde 20’lerde cebelleşen CHP, koltuk hırsıyla altı okun tüm değerlerini ayaklar altına alan fosillerden kurtulmadıkça halk nazarında hiçbir zaman karşılık bulmayacaktır…
 Sırf, Ali Koçal, Harun Akın, Ali İhsan Köktürk, Mehmet Haberal mebus olacak diyeyse bu tiyatro, delege ya bu kirli oyuna alet olmayacak, ya da kendi içinden kendi kahramanlarını yaratacak…
Çünkü, halk artık CHP’de yeni yüzler görmek istiyor….   ***
Sokakta, telefonda, sosyal medya üzerinden “Karga”yı soran dostlarımıza maalesef şimdilik sevindirici bir haber veremiyorum…  Durum biraz can sıkıcı… Memlekette tecavüzcüler, sübyancılar, tefeciler, hırsızlar ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken 5 yaşında bir çocuğun zekasına sahip sevimli bir “deli” esaret altında yaşayacaksa yuh olsun bize…