Türkçemize nerden girdiğini bilmesek de kendimizi bildik bileli kullanırız bu tabiri…

Çin işkencesi…

Yazıya başlamadan önce merak edip araştırdım neymiş bu Çin işkencesi…

Okuduklarımı zihnimde canlandırırken kendimi insanın kanını dondursan bir korku filminin tam ortasında buldum bir anda…

Millet olarak en büyük hastalığımız…

Siyasi tercihlerimize göre refleks veriyoruz toplumsal olaylar karşısında…

Gezi olaylarında öldürülen 14 yaşındaki Berkin Elvan söz konusu olunca dudak büküp sırtını dönen sağcılar kadar suçlu Uygur Türklerine yapılan asimilasyona, işkenceye sessiz kalan solcular ve sosyalistler…

Yeri geldiğinde azınlıkları, ezilen hakları, halkların kardeşliğini diline pelesenk eden entelektüel, aydın, ilerici, demokrat ve sosyalistlerin dünyanın neresinde olursa olsun böylesine barbarca bir katliam karşısında susmasını anlamak ne mümkün…

Halbuki “insan” olmak gibi ortak bir paydamız yok mu hepimizin?

Şiddet nerden gelirse gelsin karşı durmak gerekmez mi?

Özellikle son aylarda sosyal medyada Uygur Türklerine, onların çocuklarına yapılan zulmü gösteren videoları izledikçe “Çin işkencesi” neymiş daha iyi anladım…

Meshebi, uyruğu, dini, dili ne olursa olsun, bir “Adem oğlu” olarak gördükleri karşısında vicdanı sızlamayanın siyasi kimliği ne olursa olsun insanlığından şüphe ederim…

Gelin egolarımızı bir kenara bırakıp, tabuları yıkarak, bütün STK’lar, siyasi partiler, dernekler bir araya gelip siyaseti bir kenara bırakarak ortak eylem kararı alalım…

Gerçekten çok mu zor!

                                                    ***

Çin’de yaşanan insanlık ayıbı ister istemez akıllara burnumuzun dibinde Çatalağzı’nda Eren Enerji tarafından yapımı süren Zetes-3 inşaatında çalışan 300 kadar Çinliyi getiriyor…

Kulaklarımıza gelen duyumlar endişelerimizi haklı kılıyor…

Durum hiç de iç açıcı değil…

İzledikleri karşısında hislerine hakim olmayan genç arkadaşlarımızın yolda, çarşıda, pazarda karşılaştıkları Çinli işçilere saldırması tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor…

Şüphesiz yaşananlar kabul edilebilecek gibi değil…

Ancak ülkesinden kilometrelerce uzaklıkta ekmek parası için çalışan, dünyadan bihaber Çinli işçileri bu zulümden sorumlu tutmak ne kadar doğru olur?

Çin hükümetinin devlet politikası Eren Enerji’de çalışan işçilere mal edilemez…

Bakın dün Kilimli’de bir kişi polis tarafından Çinli işçilere yönelik eylemi nedeniyle gözaltına alındı…

Lütfen bu arkadaşlarımız haklı tepkilerini farklı platformlarda dile getirsin…

1 milyar 348 milyon Çinliden biri olmaktan başka hiçbir kabahati olmayan Çinli işçilerden hırsını almak soruna başka bir boyut katmaktan öteye gitmez…

Biraz empati aslında doğruyu bulmamıza yardımcı olacaktır…