Geçtiğimiz hafta sonu biri Zonguldak’ta, diğeri Devrek’te izlediğimiz iki etkinlik,  neredeyse birbirinin aynı geçen günlerin içinde bize biraz soluk aldırdı diyebilirim. Ama Zonguldak’ta yıllardan beri aşılamıyan bir olgu var. O da bu tür etkinliklerin; haberleri olmadığından mı, davet beklediklerinden mi, iletişim eksikliğinden mi nedir, genellikle aynı kişiler tarafından izleniyor olması. Aslında daha çok kişiye ulaşılmalı. Bu konuya bir çözüm getirilmeli diye düşünüyorum.
Düzenliyenler elbette büyük emek veriyorlar. Bir etkinliğin izleyici önüne çıkması, öyle  şıpın işi olmuyor. En az bir ayı aşkın bir süre emek veriliyor. Geçmişte ben de bu tür çalışmaların içinde bulunduğum için de biliyorum. Telefonlar, konuşmalar, etkinlik gününde anlaşmalar, afişler, davetiyeler, dağıtımlar, duyurular. Düzenleme görevlerini yapanların öğretmen-memur-mühendis vbgibi görevlerinin, ayrıca bir ailelerinin, çocuklarının olduğu da hiç akıldan çıkarılmamalı.
Gelen konuklarımız da öyle. Onların da bir işleri, aileleri, çocukları vardır. Birlikte olabilecekleri bir Cumartesi-Pazar günlerini yollarda, etkinlikteki görevlerinin başında geçiriyorlar. Ne için? Her iki taraf da topluma kültür-sanat etkinlikleri ile yararlı olma anlayışı ile zamanlarını sizin için harcıyorlar. Hikayeci Adnan Özyalçıner 83 yaşında, C.Hakkı Zariç 45 yaşında yollarda. 
*****
İlk etkinlik 23 Aralık Cumartesi günü ZOKEV’in düzenlediği “a’dan yeni e.’ye dergiler” başlıklı  söyleşiydi. Bu söyleşiye Eğitimsen’in ve özellikle İl Sekreteri İsmet Akyol’un da önemli katkıları olduğunu belirtmeliyim.  Biz Devrek’ten  Belediye Meclis üyemiz emekli öğretmen Faik Mekik, emekli  öğretmen Şenol Balcı ve ben karlı havaya rağmen Zonguldak’a geldik. Bu nedenle etkinlik sonrası birer bardak çaydan sonra hemen dönüş yoluna girdik.
            Söyleşi TMOB Lokalinde yapıldı. CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Fikret Zaman’ın bu etkinliğe zaman ayırmasına mutlu oldum. Kendisini bizzat kutlama olanağım oldu. Söyleşinin ilk konuşmacısı Adnan Özyalçıner, “her baskıcı dönemde bir kültürel başkaldırı olduğunu” söyleyerek, “1956 yılında Demokrat Parti’nin en baskıcı döneminde hem siyasal, hem de kültürel başkaldırı olarak çıkardıkları “a” dergisinin serüvenini” ve “o yıllardan bu yana içinde olduğu edebiyat dergilerinin  var olma mücadelelerini” anlattı. Şair Hakkı Zariç ise, “Herkes bütün bir insanlık tarihi kadar yaşlıdır. Dolayısıyla ‘a’ dergisi de ‘Evrensel Kültür’ dergisi de bütün bir insanlık tarihinin kültürel birikimini, mirasını omuzlayacak güçtedir. Orhan Kemal’le ilgili düzenlenen bir gecede, kürsüye çıkan Melih Cevdet, ‘Orhan Kemal gibi bir edebiyatçı yaratmış ülkenin geleceğinden ümit kesilmez’ dedi. Biz de aynısını şimdi söylüyoruz; ’yeni a’, ‘Evrensel Kültür’, ‘Küllük’, ‘Yeni edebiyat’ gibi dergileri çıkarmış bir ülkenin geleceğinden ümit kesilmez. Böyle bir lüksümüz yok. Edebiyat olduğu sürece, edebiyat ısrar ettiği sürece, edebiyat devrimci bir çizgide, muhalif bir çizgide kendisini var etmeye devam ettiği sürece geleceğimizden ümidimizi kesemeyiz” dedi.
 *****
İkincisi, 24 Aralık Pazar günü Devrek ADD Şubesinin düzenlediği ve KÜRŞAT COŞGUN’un sunumunu yaptığı “METAMORFOZ”adlı gösterimdi. Bir gün önceden Pazar günü elektriklerin 09-17.arası kesileceği duyuruldu. ADD Başkanı Çetin Bozkurt jeneratör ayarladıklarını söyledi. Cumartesi günü Zonguldak’tan gelirken tünel çevresinde kar yağışı vardı. Havanın karlı olacağı belirtiliyordu. Durumu Kürşat Coşgun’a aktardığımda, “kendi arabam ile olmazsa minübüslerle gelirim” dedi. Haydi hayırlısı dedik..
Pazar günü ADD’ye gittiğimde, klimanın elektrik kesintisi nedeniyle çalışmamasına rağmen  salonun çok da soğuk olmadığını gördüm, sevindim. Etkinliğe CHP İlçe Başkanı Yaşar Bükrü, CHP İl Başkan Yrd. Zeki Esen, Eğitimsen Başkanı Satuk Kadam, Kızılay Başkanı Şafak Karadayı Ocakçı, Belediye Meclis üyesi Faik Mekik  ve  geniş bir izleyici kitlesinin soğuk ve karlı havaya rağmen katıldığı görüldü. Bir süre sonra da Kürşat Coşgun ve Aykut Kırbıyık birlikte geldiler. Birer bardak çaydan sonra “İmparatorluktan Cumhuriyete- Metamorfoz-” adlı gösteriye geçildi.
            Kürşat Coşgun slaytlar eşliğinde “yabancı basında genellikle Avrupa ve Amerika gazetelerinde” yayınlanmış karikatürlerle, yakın tarihimiz üzerine bir ufuk turu yaptırdı izleyicilere.  Farklı uluslardan yabancı karikatüristler gözüyle 19. Yüzyıl başlarından 1950’lere kadar Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyetindeki siyasal,  toplumsal değişimi/başkalaşma-yı konu alan karikatürlerle yakın tarihimizi karikatüristlerin bakışı, görüşü ve çizgileriyle izledik.
Coşgun’un titiz çalışmasını yakından bilenlerdenim. Binlerce yabancı karikatürü inceleyip, seçtikleri ile “çizgilerle yakın tarihimizi” bir kez de böylesi farklı boyutta izleme olanağı bulduk. Batılılar, Osmanlı’yı “Hasta Adam” olarak tanımlamışlardı. Ancak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş hamlelerle 1935’li yıllarda Avrupa’nın yedi ülkesi arasında gösterilmesinin de öyküsüydü çizgilerin anlattığı.
            Kürşat Coşgun’u “İmparatorluktan Cumhuriyete- Metamorfoz-“ adını verdiği bu çok değerli çalışması için bir kez daha kutluyorum. Aslında  yakın tarihimizi; doğru-yansız yansıtan, tarih kitaplarının sıkıcılığı dışındaki bir boyutta, üstelik yabancıların bakış açılarıyla izlemenin de öğrencilerimiz için çok yararlı olacağını düşündüm. Daha düne kadar Kültür ve Turizm Müdürlüğünde Şube Müdürlüğü yapan Kürşat Coşgun’un bu çalışmasının, üniversite ve diğer eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerimize hatta velilerimize de yararlı olacağını düşünmekteyim.