Darbe sayesinde dedikoduyu ne kadar sever bir toplum olduğumuza bir kez daha tanık olduk.

Millet işi gücü bırakmış “cemaatçi” avına çıkmış!

Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Gazipaşa’nın tek gündem maddesi darbe…

Yerel basın da bu süreçte önemli bir sınav veriyor…

İktidar yanlısı gazeteler…

Güce teslim olan gazeteciler…

İntikam peşinde jurnalcilik yapan köşe yazarları…

Biz ise darbe girişimi karşısında net bir tavır koymakla kalmayıp, OHAL nedeniyle yaşanabilecek mağduriyetlerin, insan hakları ihlallerinin önüne set çekmek istiyoruz…

Bakın hemen hemen her gün askerler, emniyet mensupları, kamu çalışanları ve işadamlarını apar topar gözaltına alınıyor…

İşyerlerine el konuluyor…

Daha şimdiden yanlışlıkla gözaltına alınan isimlerin serbest bırakıldığı, el konulan işyerlerinin geri iade edildiği yönünde haberler okuyoruz.

Son olarak dün akşam darbe günü dayak yiyerek tutuklanan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı güvenlik kamerası görüntüleri izlendikten sonra serbest bırakıldı…

Kimse darbeci cuntayı savunmuyor…

Yasalar çerçevesinde en ağır cezayla cezalandırılmasın diyen tek bir Allah’ın kulu da yok…

Ama yargılama süreci, gözaltılar, görevden almalar ”hukuk devleti”ne yakışır şekilde olmalı…

Yok Bank Asya’da emeklilik sigortası yaptırmış, yok Zaman Gazetesi’ne abone olmuş, yok cemaatin okulunda çocuğu okuyormuş…

Yukarıda saydıklarım Türkiye Cumhuriyeti tarafından legal kabul edilmiş, yasalara göre suç teşkil etmeyen uygulamalar…

Devletin dün yasal kabul ettiği kurumları bugün yasa dışı ilan etmesi geçmişteki tercihlerinden dolayı vatandaşı bağlar mı?

Hukuk şartlara ve adamına göre karar verecekse ilk önce cemaatleri bu ülkenin başına eden siyasetçiler yargı önünde hesap vermeli…

Önceki gün bir gazeteci arkadaşım Zonguldak ‘ta 3 gazetecinin gözaltına alınacağını iddia etti…

Bu tür spekülasyonlara itibar etmeyen biri olarak, bu ihtimali çok da uzak görmüyorum…

Açık söyleyeyim, eğer doğruysa kendi adımı da o 3 kişilik gazeteci listesinde görürsem şaşırmam.

Gerekçesi ne olur, ne kulp takarlar bilmiyorum ama Emniyet Müdürü ve Vali ile Madenci Anıtı’nda sırıtarak selfie çektirmediğim için bu risk her zaman var…

Yakın tarihte darbecileri başına taç etmiş, okullara, caddelere, sokaklara adını vermiş “demokrasi” karnesi zayıf bir ülkenin darbe girişimi sonrasında demokrat bir tavır sergilemesini beklemek komik olurdu…

Ama biz, halkının can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olan devletin darbe girişimi sonrası bir kuyumcu hassasiyeti gösterip sapla samanı karıştırmamasını istiyoruz…

Ama yaşananları, kararan hayatları, işinden aşından olanları gördükçe…

Demokrasi bize bir gömlek büyük galiba…