Koronaydı, depremdi, Amerika seçimleriydi, doların füze gibi fırlamasıydı, Berat Albayrak'ın istifasıydı derken ortalığın toz duman olduğu şu günlerde, biraz da başka şeylerden bahsetsek diyorum. Çünkü hayat hızlı bir şekilde akıyor ve biz bu arada cambaza bakarken bazı şeyleri de kaçırıyoruz. İşte bu yüzden, bu gün ben bazılarımız için önemsiz olabilir, ama bazılarımızın da çok önemseyeceği başka bir konuya giriyorum... Hem böylece biraz kafa dağıtmış da oluruz!
   Eğitimli olmanın ve dolayısı ile aydınlanmanın en önemli şartının yeni şeyler öğrenmek olduğu yadsınamaz. En önemli öğrenme yollarından birinin de kitap okumak olduğunu elbette kabul edersiniz.
   Ben ise, bu sıralarda, kitaplar da yazmış bir kişi olarak, kendi çapımda çok kitap okuduğumu ve bu nedenle de birçok şey bildiğimi sanırken, okuduğum her kitaptan sonra ne kadar cahil olduğumu düşünmeye başladım. 
   Bu pandemi döneminin zararları yanında bana faydaları da olduğunu itiraf ediyorum. En büyük faydası da çok sayıda kitabı okumama vesile olmasıdır. Bu kitaplardan da çok yeni şeyler öğrendim. Biliyorsunuz benim yazma amacım insanlarla bilgi paylaşımı içindir. İşte bu gün de yeni öğrendiğim bazı şeyleri, unutmadan bu gün sizinle paylaşmak istiyorum.
   Fakat öncelikle şunu söylemem lazım: Ben son yıllarda kaliteli yazarlar yetişmiyor diye üzülürken genç ve pırlanta gibi  iki yazarımızın kitaplarını okuyunca çok şaşırdım. Evet, yazdıkları kitaplar anlaşılır bir dille yazıldığı gibi aynı zamanda son derece sürükleyici idi. Ama beni esas çeken bu romanların, tıpkı Dan Brown'ın kitapları gibi okuyucuya aynı zamanda son derece ilginç ve gerçek bilgiler vermesidir. Bunu Türkiye'de Zülfü Livaneli ve Ahmet Ümit de yapmaktadır. Onların kitaplarından da eskiden bilmediğim birçok şeyi öğrenmişliğim vardır.
   Benim burada bahsettiğim genç yazarlar Azra Kohen ve Serkan Karaismailoğlu'dur. Aslında Serkan Karaismailoğlu'nun ''Pia Mater'' isimli kitabından derlediğim çok felsefi, bilimsel ve düşündürücü sözleri yazacağım ama Azra Kohen'in ''Gör Beni'' isimli romanından edindiğim, çarpıcı ve ezber bozucu birkaç bilgiyi de sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.
   Bu kitaptan neler mi öğrendim? Örneğin, İsa Peygamber'in aslen zenci olduğunu öğrendim. Hatta M.S. 300 yıllarında Roma İmparatoru çok çeşitli dinlerden sıkılıp tek din olarak Hristiyanlığı kabul edince; atadığı papa İmparatora şöyle diyor; ''Bu çirkin zencinin resmini beyaz Hıristiyanların kiliselerine asmamız doğru olmaz. Benim oğlum çok yakışıklı. Halk nasıl olsa anlamaz; onun yerine oğlumun resmini yaptırıp kiliselere astıralım.'' İmparator da kabul ediyor ve zamanın çok ünlü ressamlarından Leonardo da Vinci'ye  oğlanın resmini yaptırıp İsa diye kiliselere astırıyor. Ve sizin bu gün İsa diye gördüğünüz aslında işte bu papanın oğlu! 
   Daha da ilginci, İsa diye birinin olup olmadığı; varsa çarmıha gerilip gerilmediği de tam bilinmiyor.
   Din konusuna girmek istemiyorum ama, Azra Kohen kitabında din kitaplarındaki efsanelerin aslında Sümer efsanelerinden alıntı olduğunu da söylüyor! Bunu da yeni bulunan ve çözülüp tercüme edilen Sümer tabletlerindeki bilgilere dayandırıyor.
   Tüm bu bilgiler sizce de ilginç ve ezber bozan cinsten değil mi?
   Bu konulara daha fazla girip kafalarınızı bulandırmadan, gelelim şimdi asıl konumuz olan ve halen Hacettepe Tıp Fakültesinde, biyoloji ve fizyoloji dalında ihtisas yapmış; halen sinir bilim dalı ve insan yaşamını doğrudan etkileyen alanlarda çalışmalar yapan ve genç bir araştırma görevlisi olan Serkan Karaismailoğlu'nun kitabı Pia Mater'e.. 
   Bu kitap 18. baskısını yapmış haberim yok! Eğer çok sürükleyici olan bu kitabı okursanız onun devamı olan Arachnoid Mater isimli ikinci kitabı okumak isteyeceğinizden de hiç şüphem yok. Bu kitapların isimlerini yadırgadığınızı tahmin ediyorum ama bunun nedenini bunları okuyunca anlayacaksınız.
   Bu kitap yukarıda da yazdığım gibi, aslında polisiye sayılabilecek ilginç ve sürükleyici bir roman.. Türü ise belki de ilk defa karşılaşacağınız ''Nöro-Roman'' türüdür. Bu türde sinirbilimsel gerçekler, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğinde okuyucuya sunulmaktadır. Serkan Karaismailoğlu bu romanında, mesleğini de konuşturarak insan beyninin ve sinir sisteminin insan duygu, düşünce ve davranışlarında nasıl rol oynadığını, roman formatında analiz ederek, bize dolaylı olarak bilimsel dersler de veriyor.
   Bu kitapta öyle felsefi ve tıbbi analizler de var ki insana bayağı ilginç ve düşündürücü bilgiler veriyor. Tabii ki ben size bunlardan bahsedecek değilim. Ama kitabın içinde, kimisi söyleyeni belli kimisi de anonim son derece anlamlı sözler var. Bu arada, muhtemelen bu sözlerin çoğunu ilk defa duymuş olabileceğinizi düşünüyorum.
   Takdir edersiniz ki bazen bir kitap yazsanız bile, yine de anlatamayacağınız bazı şeyler böyle özlü bir söz ile daha iyi ifade edilebiliyor. Bu nedenle, hoşlanacağınızı ve sizi de düşündüreceğini ümit ederek, sizin için seçip derlediğim bu sözlerin bazılarını paylaşıyorum. 
 
   (: Birlikte gülüyorsanız mutluluktur, birlikte ağlıyorsanız dostluktur; ama birlikte susuyorsanız bu aşktır...  (Gabriel Garcia Marquez)
   (: Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi hiçbir zaman verememiştir.   (Charles Darwin)
   (: Kalp dediğin atıyor zaten. Marifet ritmi değiştirebilende.   (George Eliot)
   (: Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir. Halbuki onu yiyen çobandır.   (Thomas Hobbes)
   (: Eğer iki insan her konuda anlaşıyorsa, emin olabilirsiniz ki düşünen yalnızca bir tanesidir.   (Lyndon Baines Johnson)
   (: Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alırken neyi seçtiğinden ziyade, nelerden vazgeçtiğini çok iyi sorgula.   (Anatole France)
   (: İntikam soğuk yenmesi gereken bir yemektir.   (İspanyol atasözü)
   (: Kuşkusuz ki en büyük önyargı; etrafımızdaki herkesi insan sanmamızdır.   (Charles Bukowski)
   (: Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, onu gerçekten seviyorsunuzdur.   (Paul Auster)
   (: Ne yani; böylesi korkunç bir dünyanın, bir de cehennemi mi var?   (Umberto Eco)
   (: Anlaşılmak bir lükstür.   (R.W. Emerson)
   (: Eğer aşık olup olmadığınız konusunda kafanız net değilse tek bir şeyden emin olabilirsiniz. Aşık değilsiniz. Çünkü aşk sorgulatmaz. Sadece çarpar.   (Anonim)
   (: Yüreğinin götürdüğü yere gidiyorsan, dönüş yolunu bulmayı beyninden bekleme.   (Anonim)
   (: Gizlenmek zevklidir, bulunamamak felaket.   (D.W. Winnicott)
   (: Ne geriye bak kızgınlıkla ne de ileriye korkuyla... Sadece etrafına bak, ''farkındalıkla''...   (James Thurber)
   (: Sevmek, her bir hücreniz ''kaç'' derken bile kalmak demektir.   (Clarissa P. Estes)
   (: Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu ''aşk'' sanıyorsunuz.   (William Shakespeare)
   (: Kim sana ''Sen benim sağ kolumsun'' derse, ilk yapman gereken bu kişinin solak olup olmadığını kontrol etmek olsun.   (Anonim)
   (: Dünyanın bütün nimetleri elinde bile olsa, onları tadabilecek bir ruh gerekir. Çünkü bizi mutlu eden; bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varabilmektir.   (Michel de Montaigne)
   (: Tıpkı yeni alınmış bir ayakkabı gibisin. Zamanla sana alışacağımdan şüphem yok ama şu an canımı yakıyorsun.   (Anonim)
   (: Kelimeler, onlara yaptırmak istediğiniz işleri her zaman beceremezler. O yüzden müzik vardır.   (Patrick Rothfuss)
   (: Yıllar sonra öğrendim ki; bağırıp çağırmana gerek yok! Sesini duymak isteyene, bir fısıltı bile yeter.   (Farid Farjad)
   (: Kişioğlu da ağaca benzer, ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli kök salar yere, aşağılara, karanlığa, deliliğe, kötülüğe.   (Friedrich Nietzsche)
   (: Konuştuğun zaman sadece bildiklerini tekrar edersin; ama dinlersen, yeni şeyler öğrenebilirsin.   (Anonim)
   (: Bir derdi unutmanın en iyi yolu, daha büyük bir derde sahip olmaktır.   (Anonim)
   (: Yüklemine güvenmiyorsan, özneyi gizli tut...   (Anonim)
   (: Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.   (George Orwell)
   (: İnsan optik bir illüzyon aslında. Zira senden uzaklaştıkça gözünde büyürken, sana yaklaştıkça gözünde küçülür.   (Anonim)
   (: Keşke insanlar düşündükleri şeyleri dosdoğru söyleselerdi. Ne çok can sıkıntısından kurtulurlardı.   (Virginia Woolf)
   (: Her şey çok güzel giderken çok güzele odaklanıp, her şeyin gittiğini fark edemedik.   (Jack Kerouac)
   (: Eğer hayat gerçekten güzel olsaydı herkes büyük bir sevinçle uyanır ve hiç istemeyerek uyurdu; oysa durum bunun tam tersi.   (Arthur Schopenhauer)
   (: İnsan beyni korku ve heyecan durumlarında karşısındakini daha çekici görür.   (Anonim)
   (: Kuş konduğu dalın kırılmasından korkmaz. Çünkü kendi kanatlarına güvenir.   (Anonim)
   (: Anılar eğer acı verici ise onlarla yaşamak zordur; tıpkı ayakkabınızdaki bir çakıltaşı ile dolaşmak gibi!   (Anonim)
   (: Sıkıcı bir konuşmadan önce çikolata yemek, o konuşmayı daha çekilir hale getirir.   (Anonim)
   (: Herkes doğaya dönmek istiyor ama kimse yürüyerek gitmek istemiyor. Çünkü tüm lükslerimiz önce ihtiyacımız, sonra da bağımlılığımız oldu.   (Anonim)
   (: Endişe hayal gücünün yanlış kullanılmasıdır.   (Anonim)
   (: Cesaret korkunun yokluğu değildir, başka bir şeyin korkudan daha önemli olduğu kanısıdır.   (Ambrose Redmoon)
   (: Arzu ettiğin şeyler, beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu, hayatın ''Sen bakarken soyunamıyorum'' deme şeklidir.   (Anonim)
   (: Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak tırtıllara da değer vermemiz gerekir.   (Antoine de Saint-Exupery)
   (: Bulunduğun odadaki en zeki insan olman, aslında sadece yanlış odada olduğunu gösterir.   (Richard Tirendi)
   (: Bu dünyadaki tüm sorunların kökeninde, bazı hayatların diğerlerinden daha önemsiz olduğu düşüncesi yatıyor.   (Paul Farmer)
   (: Onsuz yaşamayı düşünemediğin birisine, nasıl veda edebilirsin?.   (Anonim)
   (: Aramakla bulunmaz ama bulanlar da hep arayanlardır.   (Anonim) 
   (: İnsan dua ediyorsa mutlaka bir mucize istiyordur. Her dua bütünüyle şuna indirgenir; ulu Tanrım, ne olur iki kere iki dört etmesin...   (Ivan Turgenyev)
   (: Eğer biri size ''Her şeyi düşünebilirsin ama mor bir fil düşünme'' derse, ister istemez gözünüzün önüne sadece mor bir fil gelecektir.   (Anonim)
 
   Değerli okuyucular, umarım bu olağanüstü anlamlı sözler sizleri düşündürmüştür ve sizlere faydalı olmuştur.