Toplumun temeli olan ailelerimizin huzurlu ve rahat olması, toplumun da huzurlu olmasına katkı yapacaktır. Ancak günümüzde aile içi ve dışındaki çeşitli sebeplerden dolayı şiddete yönelim ve şiddet uygulama artarak önlenemeyecek bir seviyeye gelmiştir. Her gün iç karartıcı, üzüntü verici şiddet haberleri duyuyoruz, okuyoruz.

    Şiddet, her yaşta, her toplumda ve her eğitim düzeyinde görülmektedir. Aile içi şiddetin geçiştirilecek bir yanı yoktur. Ve buna şahit olanların üzerinde bedensel ve ruhsal olarak çok derin izler bırakacaktır. Gelin aşağıdaki bu hatalarımızı görüp kendimizi düzeltmeye çalışalım:

*Güçlü benim psikolojisi.

*Ne yaparsam sorgulanmamalı düşüncesi.

*Geçim sıkıntısı.

*Psikolojik rahatsızlıklar.

*Biyolojik rahatsızlıklar.

*Şiddetin yakında biteceğini bekleme.

*Ailede sevgi eksikliği.

*Ailede saygı eksikliği 

*İletişim kopukluğu.

*Kötü alışkanlıklar.

*Eşlerin evle ilgilenmemesi

*Geniş aile yapısı.

*Kaynana-gelin geçimsizliği. *Yasalardaki boşluklar.

*Çocukların şiddetle yetişmesi ve bunu kendi çocuklarında uygulaması.

   Sebepleri arttırabiliriz. Bizim şiddeti düşünme ve uygulama gibi yollara başvurmamamız gerekiyor. Sorunlarımıza konuşarak çözümler bulmaya çalışmalıyız, yoksa hatırı sayılır tanıdıklarımızı da devreye koyabilmeliyiz. Ayrıca son çare kanunen uygulanacak prosedürü takip edebiliriz.

   Şiddetli geçimsizlik ve şiddetli davranışlar ailenin birliğini bozup, cinayetlere veya yaralanmalara sebep olacaktır. Bu gibi durumlar hiç istenmeyen durumlardır.

    Şiddetli geçimsizliği, şiddetligeçimliliğe dönüştürmek hepimizin elindedir. Aile bağlarımızı güçlendirmek, anlayışlarla süslemek olanağına sahip olmalıyız. Bu şekilde ailemizi, toplumumuzu ve ülkemizi saygın bir hâle getirmiş olacağız.


 Mehmet Hatip Denek