Şirin ilçemiz Alaplı’da suya zam yapılmayacakmış. Bu haber işsizleri, evsiz barksızları, asgari ücretlileri, borçluları dertlileri ve bilumum garip gurabayı sevindirdi. 
Alaplı Belediye Başkanı Sayın Nuri Tekin, 2019 yılında suya ve katı atık bedeline zam yapmama kararı aldıklarını söylemiş. 

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu düşünerek bu kararı aldıklarını söylüyor Tekin ve ekliyor:

"Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle su ve katı atık bedeline zam yapmama kararı aldık. Böylece halkımızın kesesine bir nebze de olsa katkıda bulunmuş olacağız. Değerli hemşehrilerimizin refahını düşünerek aldığımız bu karar, Alaplı'mıza hayırlı olsun." 

Haberin detayı böyle…

Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum; ama ben Alaplılılar adına sevindim, Zonguldaklılar adına ise umutlandım.  

Darısı Zonguldak’ın başına diyorum.

Umarım Alaplı Belediyesi’nin bu uygulamasını diğer ilçe belediyeleri ve özellikle il belediyesi de – pek sanmıyorum ama- örnek alır. 

Su faturalarından alınan katı atık bedeli çok yüksek olduğu için vatandaşlar zaten normalin neredeyse iki katına yakın fatura bedeli ödüyor. Eğer suya zam yapılmaz ve katı atık bedeline de birkaç yıl boyunca zam uygulanmaz ise diğer illerdeki normal su faturası seviyesini yakalarız diye düşünüyorum. 

Suyu bırak BEDAŞ’a bak diyorsanız, siz de haklısınız!

Elektrikteki zam yağmurları vicdansızlık ötesi… Faturaya bakıyorsunuz; 50 TL’lik bir tahakkuk varsa, bunun 25 lirası vergi. 

Ama elektriğin en pahalısını da bizler ödüyoruz. Asgari ücretli vatandaş ne yapsın? İşsiz ne yesin, ne içsin? İnsanların ekonomisine ve istihdamına katkı verecek bir alternatif yok mu Allah aşkına? 

Bizimki kadar fahiş fiyattan elektrik bedeli ödeyen millet yok yeryüzünde. Kömür burada, demir çelik burada, elektrik üreten ÇATES burada; kısaca enerjinin kaynağı burada…

Peki bu kadar zam nereden geliyor demezler mi adama?

HARAMZADELER

Elektrik bedeli deyince kaçak elektrik konusunu ele almamak olmaz. Özellikle Güneydoğu illerinde kayıp kaçak oranı dehşete düşürüyor insanı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını nasıl da yiyorlar. Azıcık vicdan sahibi olsalar bunu yapamazlar.
Geçen yıllarda yolum Güneydoğu’ya düşmüştü. Akşam Kızıltepe’den Mardin’e giderken uzakta görünen evlerin önünde rengarenk sokak lambalarını görünce; 

-“Aaa, bak! Her taraf ne güzel ışıkla donatılmış!” demiştim.

-Yanımdaki arkadaşımın “Kaçak olursa tabi ışıkla donatırsın!” sözü, şimşek gibi çakmıştı zihnimde. 

Bu haramzadelere söyleyecek söz bulamıyorum. Allah terör belasını musallat etmiş başlarına… (Dürüst vatandaşlar başımızın tacı) Bir de sabahlara kadar kullandıkları kaçak elektriklerin bedelini bizlere ödetmiyorlar mı? İşte en acıklısı da bu…

BEÜ’YE NELER OLUYOR?

Daha yazacaklarım vardı…

Mesela BEÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü’nün doktor yetersizliğinden günlük muayenenin 15-20 hastayla sınırlandırılacağı, koskoca bölümün işlevsiz hale getirilmek üzere olduğu, bölümdeki asistanların ise uzmanlık alabilmek için başka illerde görevlendirileceği…vs.. vs.. 

Başka birimde ise tek olan profesörün kolunu kırdığı için en kritik sağlık hizmetlerinin aksadığı… Ve daha niceleri…

Onları da bir sonraki yazımızda değinelim inşallah!

Sağlıcakla kalın…