Bir eğitim-öğretim yılı daha sona erdi fakat sorunlar son bulmak yerine çığ gibi büyümektedir. Eğitim-İş olarak her geçen gün artan sorunlar şu şekildedir:

Eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksizliğe ve düzensizliğe sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir. Siyasi iktidarın cumhuriyetimizin 90 yıllık eğitim birikimini yok sayarak uygulamaya koyduğu 4+4+4 düzenlemesi, daha ikinci yılında yalnız eğitim açısından değil, içerdiği amaçlar ve yaratılmak istenen insan modeli yönünden de tam bir yıkım yasasına dönüşmüştür.

Kindar nesil projesini her türlü hukuki, vicdani ve etik kuralı ayaklar altına alarak yaşama geçirmeye çalışan siyasal iktidar, çağdaşlaşmanın temeli olan eğitimi, dolayısıyla öğretim birliğini ortadan kaldırma girişimini, karma eğitimi sonlandırarak tamamlamak istemektedir.

Başta öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve birçok plansız uygulamalar sonucunda eğitim sistemimiz çökertilmiş, eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler sürekli mağdur edilmiştir.

Siyasi iktidar 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılında da eğitim sistemimizi bir yandan gericileştirme öte yandan da tam bir işletme mantığıyla ticarileştirme ve yerelleştirme çalışmalarını hızla sürdürmüştür.

4+4+4 12 Yıllık Kesintili Eğitim Sisteminin Uygulamasından Doğan Sonuçlar:

Okulöncesi Eğitim Gözden Çıkarılmıştır.

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı Yüksektir.

Çocuk İşçilik Artarak Devam Etmektedir.

Eğitim sistemi sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirildi.

İmam Hatipler AKP’nin Gözdesi Oldu.

Ortaöğretimde öğrenciler açık liseye yöneliyor.

Taşımalı eğitim uygulamasındaki artış sürmektedir.

Öğrencilerin Sınav Yükü Daha da arttı.

Fatih Projesi Rant Projesine Dönüştü.

Üniversitelerin Özelleştirilmesinin Kolay Yolu: Vakıf Üniversiteleri Kurmaktır.

Öğretmenlerimiz Mutsuzdur.

Sonuç olarak her geçen gün içten içe çürüyerek bir enkaz haline getirilmiş eğitim sistemimizin yıllar içinde birikerek artan yapısal sorunları, geçici, günübirlik politikalarla geçiştirilmiş ya da çözümsüz bırakılmıştır.

Küreselleşmeyle birlikte bölge coğrafyasını değiştirme, bölgenin tüm kaynaklarını uluslar arası sermayenin kullanımına açma politikasını sadakatle uygulayan siyasal iktidar, bir kamu hizmeti ve temel bir insan hakkı olan eğitimi de piyasaya açmaya çalışmaktadır.

Öte yandan da ulusal belleği silinmiş, sorgulamayan, itaatkar, kendi adına karar verenlerin kararlarına biat eden bir nesil yetiştirerek emperyalizm için ülkeyi dikensiz bir gül bahçesine dönüştürecek eğitim politikasını hayata geçirmektedir.

Çocuklarımız öğrenmeye değil, sınavlara, sınıf geçmeye ve evlerine zayıfsız bir karne götürmeye koşullanmış durumdadır. Dolayısıyla öğrencilerin karnelerindeki kırık notlar kendilerine ait değil, AKP iktidarının eğitim sistemine ve Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmiş notlardır.

Eğitim-İş olarak, çocuk ve gençlerimizin, geleceğimizin siyasi iktidarın yarattığı enkazın altında yok olmaması için acil adımlar atılması zorunluluğunu bir kez daha belirtiyor, parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin tüm yurttaşlar için ayrım gözetmeksizin hayata geçirilmesini istiyoruz. Cumhuriyetin kendisine yüklediği görev ve sorumluluklarının bilincinde olan eğitim emekçileri, emperyalizmin ve onun işbirlikçisi siyasi iktidarın çocuklarımızın geleceğini karartmasına izin vermeyecektir.