Eğitim Sen Zonguldak Şube Başkanı OrhanYılmaz, yazılı bir basın açıklaması yaparak son verilen yargı kararını yorumladı.

Yılmaz açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:

"Milli Eğitim Bakanlığı ile Hizmet Vakfı Arasında Değerler Eğitimi Verilmesine Dair 15.07.2014 tarihli işbirliği protokolünün değişiklikler ve ilaveler yapılarak 15.07.2017 tarihinden geçerli olmak üzere üç yıl süreyle uzatılmasına ilişkin 17.07.2017 gün ve 10828164 sayılı davalı yönetim işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle sendikamız EĞİTİM SEN Genel Merkezinin açtığı davada Danıştay 8. Dairesi 13.09.2018 gün ve Esas: 2017/7712 sayılı yürütmeyi durdurma kararıyla söz konusu protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı yönünden yürütmesini durdurmuştur.  Kararda protokolün örgün eğitimdeki öğrencilere yönelik bir kısım etkinliklerinin doğrudan, diğer kurum, kuruluş ve bireyler tarafından yürütüleceğinin kabul edilmesi, örgün eğitim kurumlarını kanuni idare ilkesine ve genel idare ilkesine aykırı olarak diğer kurum, kuruluş ve bireylerin faaliyet alanına dönüştüreceği, bir kamu hizmeti olan eğitim-öğretim hizmetinin devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir. Uzunca bir süredir, eğitimin kamusal bir hizmet olduğu ve kamu tarafından kamu görevlileri eli ile yürütülmesi gerektiğine dair uyarılarımıza kulak tıkayan MEB’in, yargı kararı gereğini yerine getirmesi gerekmektedir.

 

Geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı’nın yapmış olduğu protokolün yürütmesinin Danıştay tarafından durdurulmasına rağmen başka vakıflar ile yeni protokoller yapılması bir yandan yargı kararlarını hiçe saymak anlamı taşımakta diğer yandan eğitimin kamusal olma zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Çünkü bir kamu hizmetinin yürütülmesi ile ilgili iş ve işlemlerin muğlak, ne zaman hangi koşullarda değiştirileceği belli olmayan, hiçbir kural içermeyen maddelerle düzenlenemeyeceği; okullarda kurulacağı belirlenen kulüplerin neler olacağının, öğrencilerin hangi kurs ya da seminerlere katılacağının, eğitim kurumları dışında hangi mekanlarda, hangi eğiticiler tarafından  nasıl bir eğitime tabi tutulacağının, eğitim materyali olarak kendisine hangi kitap ya da broşürlerin okutulacağının, hangi gezi, seminer ya da kamplara götürüleceğinin vakıf yetkilileri ile il ya da ilçe milli eğitim müdürünün keyfiyetine bırakılamayacağı bir gerçekliktir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığına ait iletişim sisteminin kullanma hakkı ile birlikte protokol imzalanan vakfın, sistemde kayıtlı tüm öğrenci ve velilerin kişisel bilgilerine erişebilmesine de olanak sağlanmasının özel hayatın gizliliğine aykırı ve sakıncalı olacağı da açılan davalardaki en önemli gerekçelerimizdir.

 

Bu nedenle yargı kararlarının uygulanması için 5 Mart 2019 tarihinde Zonguldak Valiliğine yazmış olduğumuz yazımızla Danıştay Sekizinci Dairesinin Hizmet Vakfı ile yapılan protokole ilişkin yürütmeyi durdurma kararına uyulmasını, bu kararın gereğinin yerine getirilip getirilmediğini yakından takip edeceğimizin bilinmesini istedik. Ayrıca anılan kararda protokolün yaygın eğitim yönünden yürütmeyi durdurma istemi reddedildiğinden, karara bu yönden de itiraz edilecek ve bir kamu hizmeti olan eğitim-öğretim hizmetinin üçüncü kişilere devrine olanak sağlayan işlem ve eylemlere karşı mücadelemiz sürecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurur eğitim gibi insan hayatını şekillendiren sürecin mutlaka kamu eliyle yürütülmesi gerektiğinin bilinmesini isteriz" (Haber merkezi)