Zonguldak Fener Anadolu Lisesi’nde uzun yıllar Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak görev yapan Murat Durmuş’un Çankırı iline sürgün edilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor. Bu arada karne günü öğretmenlerinin sürgün edilmesiyle şok yaşayan öğrenciler de basın açıklamasına katılarak karardan vazgeçilmesini istedi. 

               
Okulun önünde veliler, öğrenciler ve çeşitli eğitim sendikası yöneticilerinin katılımıyla sürgün kararına tepki gösterildi. Eğitim Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz yapmış olduğu açıklamada, “Bugün 14 Haziran 2019. Öğrencilerimiz bir yıllık emeklerinin karşılığını karneleri ile alarak yaz tatiline giriyorlar. Velilerimiz ise hiç değilse yaz tatili boyunca masraf çıkarmayacak olan okulların kapalı olmasından dolayı bir nebze rahat edecekler. Başta öğretmenlerimiz ve diğer eğitim emekçileri ise yorucu geçen bir yılın ardından dinlenebilecekleri bir tatile girmenin sevincini yakalama çabasında iken bize 2018-2019 öğretim yılını zehir etmeye çalışan anlayış hiç boş durmadan karanlık amaçlarını birer birer gerçekleştirmeye çalışmaktadır” dedi.

Yılmaz, açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Dün sizlere eğitim öğretim yılının sona ermesi nedeniyle bir takım sayısal veriler ışığında işkolumuzda yaşadıklarımızı anlatmaya çalışmıştık. Ülke genelinde eğitimde siyasal kadrolaşma uygulamalarının yukarıdan aşağıya doğru organize bir şekilde gerçekleştirildiğini, okullarda yaşanan şiddetin arttığını, eğitim emekçilerine ve özellikle Eğitim Sen üyelerine yönelik çeşitli saldırı ve tehditlerin (ihraç, açığa alma, sürgün vb.) hız kesmeden sürdüğünü, bu durumun okullarımızı fiilen kışla ya da cezaevi haline getirilmesine neden olduğunu, en temel sendikal faaliyetlerimizin sık sık soruşturma konusu yapıldığını anlatmıştık.

 

Okullarda, işyerlerinde eleştirel bir düşünceye, konuşmaya, dayanışmaya tahammül gösteremeyenler, okullarımızın adeta çimentosu olan arkadaşlarımızı  CİMER üzerinden yapılan şikayetlere kurban etmek için  yarışmakta, söz konusu olan  Eğitim Sen’li olduğunda  en uzak ilçeye,  hatta il dışına sürgün ile kamunun gücünü  kullanırken, suçlamalar yandaş  sendika üyesi için olduğunda  suçlanan kişilerin evinin arka sokağındaki okula yer  değişikliği (!) olarak ödüllendirildiklerini  gördük. Örnek verecek olursak öğrenci istismarı iftirasıyla  karşılaşan Eğitim Sen üyesi arkadaşımız  üzerine atılı suçtan mahkemece beraat ederken, yeniden  yapılan soruşturma sonucunda Alaplı ilçesine sürülmüş, veliye cinsel taciz iddiası ile suçlanan yandaş sendikanın üyesi ise ek ders ücretini yüzde 25 zamlı alacağı il merkezindeki bir okula atanarak  adeta ödüllendirilmiştir.

EĞİTİM – SEN’Lİ OLUNCA YARGISIZ İNFAZ YAPILIYOR

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Yatılı okul öğrencilerinin harçlıklarını zimmetine geçirmekle suçlanan yandaş sendikanın üyesi evinin arka sokağındaki okula yer değişikliği yapılmış iken suçu sabit görülerek yüksek disiplin kurulunca meslekten çıkarılmış; Meslekten çıkarılması için yüksek disiplin kuruluna teklif götürülen sendikamız üyesi ise suçlamaların yersizliği kararına rağmen Alaplı ilçesindeki sürgününü yaşamaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra aynı dosya kapsamında sürülen birçok Eğitim Sen üyesi arkadaşımız açmış oldukları davaları kazanmış ve eski görev yerlerine dönmeyi beklemektedirler.

 

Suçlananlar Eğitim Sen üyesi olduğunda neredeyse yargısız infaz misali orantısız cezalara çarptırılırken, ahlaksızca okullarını aşk gemisine çevirenler hemen evlerinin yanı başındaki okullara alınarak adeta ödüllendirilmektedirler. Bu nedenle buradan sesleniyorum; Ya tarafsız olması gereken devletin kağıt üzerinde kalmış bu ilkesini de kaldırın ya da bu ilkenin uygulanmasını engelleyerek devleti töhmet altında bırakanlardan kurtulun.

CİMER’E ŞİKAYET SONRASI SÜRGÜN

Ülkemizde son yıllarda sıklıkla yaşadığımız gibi ilimiz Fener Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat öğretmeni Murat Durmuş da CİMER ‘e yapılan bir şikayet sonrasında soruşturma geçirmiş, Fener Anadolu Lisesinde öğretmen olmasından rahatsızlık duyanların sanki aynı tornadan çıkarılmışçasına verilen ifadeleri sonucunda kademe ilerleme cezası aldığı yetmiyormuş gibi ÇANKIRI iline sürgün edilmiştir.

 

Biz eğitim emekçilerinin görevi öğrencilerine yalnızca bakanlığın yayınladığı müfredatı vermek değildir. Türk Milli Eğitimin amaçlarından ve öğretmenlerin görevlerinden biri de öğrencilerin düşünsel ve bilişsel gelişimine katkıda bulunacak her türlü fırsat eğitimi ile özgürce yorum yapabilmelerinin önünü açmaktır. Kaldı ki Türk Dili ve Edebiyatı branşında bir öğretmenin şikâyet edildiği gibi İslamiyet öncesi ve sonrası Türk Edebiyatı ile ilgili değişiklikleri anlatması ve öğrencilerinden karşılaştırma ve yorum beklemesi kadar doğal bir şey olamaz. Sizin abdestinizden kuşkunuz yoksa bu ne hazımsızlıktır?  Her yıl bütçeden aslan payının Diyanete ayrıldığı sağır sultan bile duymuşken, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden İmam Hatip Liselerine diğer okullardan daha çok pay ayrıldığı da bilinen bir gerçektir. Şimdi bunu söylemek suç mudur? Daha geçtiğimiz günlerde gelecek yıl bakanlık bütçesinden İmam Hatip Liselerine 7 milyar daha aktarılacağı duyurulurken bunun sendikamız yönetim kurulu üyeliği yapmış ve şu an sendikamız işyeri temsilcisi olan birinin söylemesi insanları neden rahatsız etmektedir? Nasıl bakıyor ve bunun neresinde suç görüyorsunuz bilemeyiz ama biz bunu söylemekten asla vazgeçmeyeceğiz.

 

Her yıl eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmenlerin yalnızca %86 ‘sının atandığını, atanmayan öğretmen sayısının 400 bine yaklaştığını bilmezden gelir ve atanmadığı için canına kıyan öğretmen haberlerini okumayabilirsiniz ama bizim canımız yandıkça bunları haykırmaya devam edeceğiz.

Soruşturma ile Fransa’daki sarı yeleklilerin eylemleriyle ilgili basında çıkan haberlere yapılan yorumları çarpıtarak sürgüne dayanak yapmak; Çevre duyarlılığına farkındalık yaratmak için sarı yelekleriyle Gazi Paşa Caddesinde yürüyen Zonguldak İlkokulu öğrencilerini Fransız militan ilan eden haber gibi komik durmaktadır. Siz böyle komiklik yaparken, biz gülmeye devam edeceğiz.

 

Bunların yanı sıra ders saati sırasında okunan ezan nedeniyle ilginin dağılmaması amacıyla pencereyi kapatmanın din düşmanlığı sayıldığı bir başka ülke olmasa gerek. Sınav görevlerimiz olduğunda okunan ezan veya sala sesi nedeniyle sınava girenlerin dikkatinin nasıl dağıldığını biz biliriz. Kaldı ki her gün bu ortamda ders işlerken ilgiyi yakalamanın zorluğunu yaşayanları din ve mezhep ayrılığı yaratmakla suçlamak ancak ve ancak gerçek anlamda din ve mezhep ayrılığı yapan kafaların eseridir. Bu kafanızla, insanları gerçekte sizlerin böldüğünü söylemekten de geri durmayacağız.

HANGİ OYUNUN İÇİNDESİNİZ?

Son olarak öğretmenimiz Murat Durmuş’un aldığı cezanın yanı sıra okulundan gönderilmesine neden olanlara seslenmek istiyorum. Hangi oyunun içindesiniz? Biz sizi görüyor, biliyor ve tanıyoruz.  Hala daha içinizde kaldığını umduğumuz bir nebze vicdanınıza seslenmek istiyorum. Rahat mısınız? Halkı din ve mezhep ayrımcılığına sürüklediği suçlamasına kadar dayandırdığınız iddialarınızı Murat Durmuş asla kabul etmezken, uydurulan bu iddiaların bile demokratik bir ülkede normal eleştiri sınırları içinde sayıldığını, gerçek düşmanlığın içine düştüğünüz durumla sabitlendiğini görmüyor musunuz?  Aklınızca 28 Şubat’ın intikamını alırken insanlara her gün 28 Şubat’ı yaşattığınızı anlamıyor musunuz?

Şikayeti gerçekleştirdiği söylenen ve mezun olduğunda atanmayan yüzde 86 mı, yoksa atanan %14 içinde mi olacağı henüz belli olmayan Eğitim Fakültesi öğrencilerine sesleniyorum. Yaptığınız hatadan vazgeçin, yanlış anladığınızı ya da yanlışa düştüğünüzü beyan edin. Asla bu yanlışın parçası olmayın. Bizler hiç kimsenin ailesinden, öğrencilerinden, işinden uzaklaştırılarak terbiye edileceğine inanmayan, bu topraklardaki aydınlanmanın bedelini ödeyenlerin devamıyız. Bu ülkenin aydınlanması yolunda bedel ödemeye de her zaman hazırız.  Buradan yetkililere sesleniyorum. Henüz çok geç değildir. Bu suça ortak olmayın. Fener Lisesinin çimentosu olan Murat Durmuş’u okulundan, arkadaşlarından, öğrencilerinden ve Zonguldak’tan koparmayın “