Salgının yayılmasıyla okulların tatil edilmesi ve ardından yaz tatili ile birleştirilmesi eğitimde ciddi sorunlar oluşturdu. İlk günlerde hepimiz hazırlıksız yakalandık. Çünkü salgının bu seviyeye geleceği ya tahmin edilemedi ya da telaştan ne yapacağımızı şaşırdık. Bütün öğrenciler etkilendi ama en çok da LGS, YKS ve bursluluk sınavlarına hazırlanan öğrenciler etkilendi. Sınav tarihlerinin ileri-geri alınması öğrencilerde daha çok panik oluşturdu.

Bakanlığın öğrencilerdeki konu eksikliğini kapatmak için EBA destekli uzaktan eğitim çalışması da ilk günlerde sıkıntılı oldu. Sonrasında toparlanma olsa da bu da yeterli olmadı. Sebebi ise ailelerin teknolojiyi kullanma sıkıntısı, öğretmenlerin takip eksikleri ve öğrencilerin eğitimde teknolojiyi yeterli kullanmamaları sorunlar oluşturdu. Neden mi? Çünkü hepimiz teknolojiyi oyun, eğlence ve sosyal medyada kullanmayı iyi biliyorduk. Ama eğitimde kullanmaya hazırlıklı değildik. Olan oldu. Zararın neresinden dönersek kardır. Bu süreçte ve yaz tatilinde aslında en çok sorumluluk öğrencilere ve ailelerine düşmektedir. Çocuklarımızın eksik kalan konuları tespit edilip, gerek internet, Youtube ve kaynak kitaplarla organizeli çalışması veya çalıştırılması gerekmektedir.

Eğer kış aylarına girerken salgında yeni bir dalga olursa bunun bir eğitim döneminin daha yarım kalmasına sebep olacağından endişe ediyorum. Temennim bunun olmaması yönünde. Gelecek nesillerimizin heba olmasını kimse istemediği gibi biz de istemiyoruz. Bunun için insanlarımızı bilgilendirici, yönlendirici çalışmalarımıza hız vermeliyiz. Öğrencilerimiz zamanla yarışmalı, yaz tatilini daha programlı geçirmelidir. Ancak bu baskıyla, kavgayla olmamalıdır. Neslin yetiştirilmesi her şeyden önce gelmelidir.

Bu arada göz ardı edilmemesi gereken bir durum daha var. O da çocuklarda salgından dolayı bir korku ve endişe hakimse bizim daha ılımlı ve planlı olmamız gerektiğidir. Öğrencilerin psikolojisi, nitelikli bireyler olmaları da çok önemlidir. İyi bir psikolojiye ve kişiliğe sahip bireyler olduktan sonra derslere odaklanmaları ve öğrenmeleri daha iyi olacaktır. Bir ömür boyu psikolojilerini etkileyebilecek olan bu ortamda onlara karşı daha ılımlı olmalıyız.


(MEHMET HATİP DENEK)