Dünya Tüketici Hakları Günü nedeniye Zonguldak Tüketici Hakları Derneği Şube Başkanı Ali Topaloğlu yazılı bir Basın açıklaması yaptı.

Topaloğlu, açıklamasında şunları söyledi:

"Tüketici haklarının ilk kez dile getirilmesinden bu yana 57 yıl, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca Evrensel Tüketici Haklarının kabul edilişinden bu yana ise tam 33 yıl geçti. Derneğimizin büyük çabaları sonucunda bugün Türkiye’de 82 Milyon Tüketicinin haklarının korunması için hala var olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun çıkmasından bu yana da tam 24 yıl geçti. Tüketicilerin haklarının gelişmesi için büyük mücadelelere rağmen, üzülerek belirtiyoruz ki, yönetenlerin tüketiciler aleyhine icraatları, çıkardıkları aleyhte kanunlar, kanunla tırpanlanan tüketici kazanımları ve tüketici hakları mücadelesine karşı olumsuz bakış açıları sebebiyle, maalesef bugün kanunun çıktığı zamandan çok daha geride, hak mücadelesinde dünyada çok daha kötü bir yerdeyiz

İşte bu sebeple, gerek tüketici haklarının yeteri kadar korunamıyor olması gerekse de tüketicilerin mevcut durumu düşünüldüğünde, bugün kutlanacak bir gün değil, sesimizi yükselteceğimiz bir gündür. 

TÜM OLUMSUZLUKLARIN FATURASI BİZ TÜKETİCİLERE KESİLİYOR 

Tüketiciler olarak vergi, zam, pahalılık sarmalında hayatta kalmaya çalışıyoruz .

Hiçbir şey üretemez duruma getirilen ülkemizde, vatandaşlar ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşamamaktadır. Elektrik, doğalgaz, su olmak üzere tüm hayati ihtiyaçlar fahiş fiyatlarla ve sürekli yapılan zamlarla tüketiciye ağır bir yük getirmekte, bunların ücretlendirilmesinde 4-5 kalem sadece vergiler olarak tüketiciden alınmaktadır. Tüketici elektriği dağıtan firmanın bütün dağıtım masraflarından sorumlu tutulmakta, kayıp-kaçak bedellerinin geri alınmasını engelleyen yasa sebebiyle zarara uğramakta, izlemediği TRT’nin ödediği milyonluk TV programları tüketiciye finanse edilmektedir.

Geçtiğimiz yıl 3 ay içinde üst üste doğalgaza, 2 üst üste elektriğe zam yapılmış, yapılan zam oranları yüzde 45-50 dolaylarına dayanmıştır. 2018’de mazota yüzde 85, gübreye yüzde 110, tohuma yüzde 95, zirai ilaca yüzde 100 ve enerjiye yüzde 85 zam yapılmasa idi, bugün ucuz sebze-meyve tüketiyor olabilecektik.

Dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri iken sadece 7 ürünü üreten, bunların dışında her şeyi, samanı bile ithal eden bir ülke yaratıldığını, 15-16 TL’ye patlıcan,5 TL'ye patates alınırken, bir de tüketilecek sebze-meyvenin tohumu şirketlerin kontrolüne verilmiştir. Zamların sebebi sadece spekülatörlerin stok yapması olarak açıklanamaz.

Tüketici geçmediği köprünün, tünelin, gitmediği şehir hastanesinin, uçmadığı havalimanının ve binmediği trenin parasını vermektedir.

Her türlü isim altında uydurulan vergiler, vergilerin vergileri ve hatta dolaylı verginin dolaylı vergisi dahi tüketiciden alınmaktadır.  Türkiye’de, 2018 yılının son çeyreğinde enflasyon yüzde 22,4 olarak açıklanmış ve Türkiye yüzde 3 küçülmüştür. Halkın alım gücü yoktur. Enflasyon rakamları zaten çok yüksektir ama gerçekte tüketiciye yansıyan enflasyon yüzde 90’lar seviyesindedir. Devlet pahalılığın önüne geçmeli, en önemlisi de Devleti yönetenler fahiş zamlar yapmamalı ve ağır vergilerle halkın sırtına binmemelidirler. Pırlantadan yüzde 0 vergi alınırken halkın tükettiği (satın aldığı) temel tüketim ürünlerinden yüzde kaç vergi alındığını herkes bilmektedir. Peki, halk zam, pahalılık, vergi sarmalında debelenirken Devleti yönetenler nasıl bir hayat sürmektedir? Bunun sorgulamasını siz değerli tüketicilerimize bırakıyoruz. Mevcut haklarımızı korumak, haksızlıklara karşı mücadele etmek ve Evrensel Tüketici Haklarının karşılığının ülkemizde uygulanabilmesini sağlamak için, Tüketicileri, Tüketici mücadelesinin ilk örgütlü ve öncü gücü olan Tüketici Hakları Derneğinde  Örgütlenmeye çağırıyoruz" (Haber merkezi)