Kamu-Sen’li Kadir Bacıoğlu, asgari geçim endeksini değerlendirdi:

“Cebe yansıyan, açıklanandan daha fazla”

Türkiye Kamu Sen İl Başkanı Kadir Bacıoğlu, vatandaşın enflasyonun altında ezildiğini belirterek, “Yıllık enflasyon her ne kadar gerilemiş gibi görünse de vatandaşın cebine yansıyan enflasyonun, açıklanandan daha yüksek olduğunu görüyoruz” dedi.

Vatandaşın mutfak masrafları artmaya devam ettiğini ifade eden Bacıoğlu, vatandaşın bütçesindeki açığın her geçen ay biraz daha büyüyüp kapatılamaz bir hale geldiğini kaydetti.

Bacıoğlu, Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2019 Aralık ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları hakkında şu bilgiyi verdi:

“Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2019 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.408,93 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 6.897,69 Lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre %0,56 oranında arttığını göstermektedir.

 

Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre %0,41 oranında artmış ve 2.636,64 Lira olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2019 yılı Aralık ayında 2.560,66 Lira olarak tahmin edilmiştir.

 

Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Aralık 2019 verilerine göre günlük 51,616 Lira olduğu belirlenmiştir.

 

Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.548,48 olmuştur. Aralık 2019 itibari ile ortalama 4.014,14 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %38,58’ini oluşturmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.012,18 olarak belirlenen kira gideri ise Aralık 2019 ortalama maaşının %25,22’sine denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının %63,8’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır.

 

2018 yılında 4 kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli olan en düşük tutar aylık ortalama 5.927,91 TL olarak gerçekleşmişti. Geçtiğimiz yıl ise, bu rakam aylık ortalama 6.658,18 TL’ye yükseldi. Buna göre 4 kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 2019 yılında aylık ortalama 730,27 TL zamlandı. Bu artış maliyetlere %12,3 oranında yansıdı.

Buna karşın, 2018 yılı sonunda 3.419,32 TL olan ortalama memur maaşı, 2019 yılı sonunda 4.014,14 TL’ye yükseldi. Bütün enflasyon farklarının da dahil olduğu bu artış aylık gelirde 594,82 liralık bir artış sağladı. Buna göre, geçtiğimiz yıl memur ailesinin geliri 594,82 lira artarken, giderleri 730,27 lira zamlandı. Böylece, memur maaşı harcamalar karşısında aylık 135,45 lira yani %3,96 erimiş oldu.

Yıllık enflasyon her ne kadar gerilemiş gibi görünse de vatandaşın cebine yansıyan enflasyonun açıklanandan yüksek olduğunu görüyoruz.

 

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezinin TÜİK verilerinden yararlanarak yapmış olduğu araştırma da bu gerçeği gözler önüne seriyor. Vatandaşın mutfak masrafları artmaya devam ediyor. Dolayısıyla vatandaşın bütçesindeki açık her geçen ay biraz daha büyüyor ve kapatılamaz bir hal alıyor.

“FARK VERİLMESİNE RAĞMEN MAAŞLAR ERİMİŞ DURUMDADIR”

Memurlara enflasyon farkı verilmesine rağmen, maaşlar erimiş durumdadır. Zaten enflasyon farkı demek en iyi ihtimalle sıfır zam demektir. Bugün dört kişilik bir ailenin aylık zorunlu harcamaları ortalama memur maaşının neredeyse iki katına yükselmiştir. Dolayısıyla, her ay memur bir maaşı tutarında içeriye girmektedir.

 

Ekonomi büyürken pastadan memurun, işçinin, asgari ücretlinin aldığı pay küçülüyorsa ya da aynı kalıyorsa burada gelir dağılımı bozuluyor demektir. Bu bağlamda, sıfır zam doğuran enflasyon endeksli artışlardan bir an önce vazgeçilmesi zorunluluk haline geldi. Maaş zamlarında mutlak surette enflasyonun üzerine büyüme ve refah payının da eklendiği daha adil bir sisteme ihtiyacımız var. Mutfakta yangın bütün hızıyla sürerken bu yangını enflasyon farkının söndürmesi mümkün değildir. Memur ve emekliye ek zam verilerek piyasalara can suyu sağlanmalıdır. Bu bir dilek değil, zarurettir.”

(Haber Merkezi)