Kefeli: “55 diyaliz merkezi iflasını açıklarken ayakta kalanlar, ucuz Çin malına yöneldi”

 

Kefeli, basın açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye’de kamuyla birlikte 55 bin hastaya bakan 400’e yakın özel diyaliz merkezi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Son yedi yıldır fiyatlara sadece 7 liralık zam yapılınca sektör zora girdi. Son iki yılda 55 diyaliz merkezi iflasını açıklarken ayakta kalanlar, ucuz Çin malına yöneldi. Diyaliz hastası için bir damla kan bile çok önemliyken bu cihazlarda kan sızıntısı oluyor. Sektör, maliyetleri kurtarmak için şu an seans başına 145 lira olan ödemenin 165 liraya çıkarılmasını istiyor.

Türkiye’de 2006 yılında 37 bin olan diyaliz hastası sayısı 2013’e geldiğinde 55 bine çıktı. Bir hasta yılda 145 kez diyaliz cihazına giriyor. Diyaliz merkezi sıkıntısı, 30. Ulusal Nefroloji Kongresi’nde de gündeme geldi. Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş, yeterli zammın yapılmamasının kaliteden ödün vermek anlamına geldiğini söyledi. Son yedi yılda fiyatların neredeyse değişmediğini ifade eden Odabaş, tehlikeyi şu sözlerle anlattı: “Tabii Euro ve doların değeri arttı. İşçilik ücretleri katlandı. Kiralar, elektrik, su, doğalgaz faturaları yükseldi. Zam gelmemesi, diyaliz merkezlerini çok ciddi sıkıntıya soktu ve birçok merkezler kapanma eğilimine gitti. Kendi hastanemizde bile hastalar iyi tedavi alamıyorlar maalesef. Diyaliz merkezleri açısından alarm zilleri çalıyor. Özellikle ucuz, kalitesiz malzemeye doğru bir yöneliş var. Aynı zamanda kaliteli eleman çalıştıramıyorlar. Bu yüzden hemşireler daha az deneyimli. Bunun diyaliz kalitesini uzun ve orta vadede olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum”

 

“Hiçbir hasta, ülkemizde tedavi alamadığı için ölmüyor”

 

“Türkiye’deki diyaliz merkezi altyapısının dünya çapında iyi durumda olduğu ama sıkıntıların yaşandığını bilmekteyiz. Diyaliz ve organ nakli konusunda Avrupa ve Amerika’dan önde olduğumuzu da söyleyebiliriz, “Ciddi bir altyapımız var. Bugün hiçbir hasta, ülkemizde tedavi alamadığı için ölmüyor. Örneğin Hindistan ve Pakistan’da hastaların sadece yüzde 5 veya 10’u diyaliz ya da organ nakli olanağı bulabiliyor. Arta kalanlar, hayatını kaybediyor. Bu ülkede bütün vatandaşlara bu hizmeti sunmak ayrı başarı. Ama bu sıkıntılar düzelmeli, zam meselesinin birkaç yıldır gündemde olduğu ama netice alınamadığını ortada. Şartların iyileşmemesi durumunda asıl zararı Anadolu’daki(kırsaldaki) hastaların göreceği aşikâr. Durum böyle devam ederse hem kalitesiz mal kullanımı hem de kapanmalar devam edecek. Kime zararı olacak? Tabiî ki vatandaşa. İstanbul’da vatandaş, kapanan yerin alternatifini bulabilir. Ama Anadolu’da(kırsalda) bir şehirde bir veya iki tane var. Birisi kapanınca diğerinin kapasitesi, kalan hastalara bakmaya yetmez, çözümün adresi sağlık bakanlığımız tabiî ki devletimizdir. “Yapılması gereken şey, mağdur olan hastaların tedavisi için sosyal devlet görevinin yerine getirilmesidir” dedi. Barış DOĞAN