Sağcısıyla, solcusuyla Zonguldak’ta yaşayan herkes biliyor ki; bu şehirde özel ve taşeron şirketlerde çalışan işçiler üzerinde, azgın bir sömürü mekanizması hüküm sürmektedir.

Bu acı durum sendikacısından siyasetçisine, Zonguldak’ta devleti temsil edenlerden kaçak ya da resmi şirket sahiplerine varıncaya kadar bilinmekte ve yıllardır görmezden gelinmektedir…

Bu köşede defalarca bu konuda yazılar yazdım, özel ve taşeron şirketlerden, “kaçak” diye tabir edilen fakat herkes tarafından bilinen işletmelere varıncaya kadar buralarda çalışan işçilerin sorunlarını dile getirmeye çalıştım…

Zonguldak’ta faaliyet yürüten birçok sol siyasi parti ve çevre var. Değişik işkollarında faaliyet yürüten birçok sendika var. Değişik alanlara ve işkollarına hitap eden dernekler, platformlar var.

Hâlâ da yenileri kurulmakta…

Fakat asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üstünde düşük ücretle çalıştırılan özel şirket ya da taşeron şirketlerde çalışan işçilerin, tacizler içerisinde süren kölelik koşullarındaki yaşamları iş güvencesinden yoksun bir şekilde devam etmekte.

Zaten düşük ücretlerle çalışan ve aylarca bu düşük ücretlerini dahi alamayan taşeron işçileri arasında yaşanan psikolojik travmalar, yaşanmış olan intiharlar gerçeği vardır!

Bu durum tespiti, Zonguldak’ın bir gerçeğine işaret etmektedir.

O da şudur; Zonguldak’ta bulunan mevcut sendika, siyasi parti ve derneklerin, yaşanan gelişmelere ve olaylara sınıfsal yaklaşım konusunda siyasi kaygıları veya olayları sınıfsal değerlendirme eksiklikleri vardır.

Zonguldak Madenci Anıtı’nda ve Gazipaşa Caddesi’nde demokratik mücadele öyle ya da böyle sürdürülmektedir. Ancak doğrudan işçi sınıfının sorunlarını gündeme getiren eylemler, (doğal olarak 1 Mayıs kutlamalarını saymaz isek) hepsini toplasanız bir elin parmakları kadar azdır.

İşçiler tarafından yapılan az sayıda yapılan hak arama ve haksızlıkları protesto eylemlerine de, Zonguldak’ta bulunan sendika, siyasi parti, dernek ya da diğer oluşumlar tarafından yeterli destek verilmemiştir.

Bu gerçekler bizlere neyi gösteriyor?

Hangi siyasi algı yanılsamalarını, yanlış ve eksikli siyasi tavır terminolojilerini gözümüze gözümüze sokuyor?

Aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce, kalemimin yettiğince tekrar söylemeye çalışayım. Türkiye’de ve Zonguldak’ta siyasi gündemi kapitalizmin işleyişine has olan ana belirleyen emek-sermaye yani işçi-patron çelişkisidir.

Ancak kapitalizmin bu asıl çelişkisi, 90’lı yılların ortalarına doğru başlayan “Elveda Prolaterya!”  siyasetiyle kitlelere unutturulmuş; günümüzde kitleler etnik, dinsel, cinsel ve yöresel siyasi çelişkiler üzerinden siyasetle buluşturulup, sokaklara çıkarılır ve alanlara taşınır olmuştur.

Emperyalist kapitalist sermaye düzeni rahattır!

Çünkü her tür toplumsal kalkışma ve çatışmayı, halkların etnik ve dinsel farklılıkları üzerinden belirlenen şoven ve dinsel politikaların belirliyor olmasıdır asıl sorun. Etnik ve dinsel tercihler doğrultusunda akan kan ve gözyaşı,  Balkanlardan Ortadoğu’ya-Ortadoğu’dan Kafkaslara uzanan coğrafyada yaşayan halkların kaderi olmuştur.

Unutulmaması gereken şudur: Kapitalist burjuva siyasetinde, şeytanın bile aklına getiremeyeceği oyun ve tezgahlar çoktur!

Yukarıda belirttiğim coğrafya üzerinde bulunan ülkelerin sermaye sınıfları ve oligark yönetimleri sömürülerini sürdürmektedir ve rahattırlar.

Liderler düşürülüp öldürülmekte, yöneticiler tasfiye edilip yenileriyle değiştirilmekte, fakat paraya tapanların iktidarları sürmektedir!

Sözü yeniden Zonguldak’a getirecek olursak…

Önümüzdeki yerel seçimler dolayısıyla neler tartışılıyor, izliyor musunuz?

Hangi siyasi partinin adayı daha dürüst!

Hangi adayın daha çok projesi var!

Hangi siyasi parti, belediye meclisi listesini belirlerken Karadenizli - Yerli (Zonguldak doğumlu) aday dengesini sağlayabilmiş!

Hangi siyasi parti, belediye meclisi listesinde etkili ve yetkili rant çevrelerini tatmin edecek isimlere yer vermiş!

Belediyelerde süren taşeron uygulamasının sürüp sürmeyeceğine dair, bir tek dişe dokunur laf eden yok!

Batı Karadeniz Bölgesi’ne kurulmuş bulunan ve kurulması planlanan termik santraller konusunu, açık bir dille gündeme getiren yok!

Bu bölgede yaşayan halka, kasetlerde çalınan marşlı-türkülü vaatler dışında, planlanan rant projeleri dışında nasıl bir sağlıklı yaşam sunmayı planladığını açıklayan yok!

“Eeeeee?” diye sormalı işçi kardeşlerimiz…

“Eeeeee?” diye sormalı, siyaset oyununun dışına sürülmüş emekçi halkımız!

Tüm saltanatınız, bizlerin ürettiği değerler ve karlarınız uğruna kaybettiğimiz yaşamlarımız üzerinden sürüyor!

“Ben ya da beni temsil eden adaylar neresindeyiz listelerinizin?” diye sormalı!

Zonguldak Merkezinde CHP Belediye Başkan Adayı Muharrem Akdemir dışında, hiç birisi parti üyesi halk tarafından seçilmemiş Belediye Başkanlığı, Belediye Meclisi Üyeliği ve İl Genel Meclisi Üyeliği adayları burada yaşayan halk için neler yapacaklar acaba?

Onları, o listelere “halk” koy(a)madı ki!