Ortadoğu yanıyor. Orada bir insanlık dramı yaşanıyor. Çocuklar, kadınlar bu savaşın en büyük mağduru.
 Emperyalist sistem sözcüleri timsah gözyaşı döküyorlar.
Bu ülkelerde başlayan ayaklanmalara emperyalist ülkeler ve onların işbirlikçileri  “ Arap Baharı” dediler. Solun bir kısmının da içinde olduğu aklıevvellerde bunlara uydu. Halbuki bu bahar içinde Komünistler-Sosyalistler yoktu.
Komünistlerin-Sosyalistlerin önderliğinde olmayan hiçbir hareket bahardan yaza dönmez, insanlığı ya buzul çağına ya da sürekli volkanların lav kustuğu bir dünyaya götürür. Nitekim de öyle oldu. Irak, Mısır, Suriye, Libya, Yemen, Afganistan ve daha birçok ülke kan gölüne döndü.
Önceden savaşlarda öldürülen insanların akan kanları nedeniyle akarsular-deniz kan renginde akarmış, şimdi milyonlarca insan katledildiği halde ırmaklar kızıl kan renginde akmıyor deniz kırmızı değil, neden?
Çünkü insanlar artık çok değişik bombalarla yakılarak veya zehirli gazlarla topyekun katlediliyor. Savaşlarda sadece insanlar değil dünya genelinde canlı yaşamı da tehlikeye giriyor. On metrekarelik bir alanda içilen bir sigaranın çevreye yaydığı dumanı düşünün, birde yüz binlerce milyonlarca ton patlayıcının çıkardığı zehirli dumanların çevreyi nasıl katlettiğini düşünün. Orta Doğuda özellikle son yüzyılda patlayan yüz binlerce ton patlayıcıdan çıkan zehirli gazların atmosfere yaydığı zehir’i düşünün.
Atmosfere dağılan sadece patlayan bombaların saldığı zehirli gazlar dumanlar değil ateşe verilen milyonlarca ton ham petrolün atmosfere saldığı zehirli duman insanlığın-tüm canlıların geleceğini tehdit ediyor.
Silah üreten tüm emperyalist ülkeler sattıkları silahlardan büyük kar ediyorlar.
Aslında onlarda bu zehirlenmeden paylarını alıyorlar amma para bunların gözünü öyle bürümüş ki gözleri şimdilik bir şey görmüyor. Bu paragöz emperyalistler çoğu zamanda bu işten en fazla zarar gören emekçiler ve yoksul halktan daha fazla çevre kirliliğinden yakınıyorlar.
Bu katliamları-savaşları durdurmaya bazı hesaplar peşinde koşan ülkelerin arabulucu olmaları yetmez. Bu savaşı ancak ve ancak emekçiler Enternasyonalistler, Komünistler, Savaş karşıtları, Hümanistler, Çevreciler uluslararası alanda tepkilerini ortaklaştırarak durdurabilir.
Sermayenin uluslar arasılaştığı bir yüzyılda dünyanın geleceğinden endişe duyanların ve tüm üretici emek güçlerinin örgütleri öncülüğünde;  sadece yerelde-ulusalda değil uluslar arası alanda da örgütlenmesi zorunludur.
 Yazının başlığı:”Enteryasnonal” Birçok dile çevrilen şarkı-marşının orjinali Fransızca. 1870 de Eugene Pottier tarafından yazıldı. Pierre Degeyter tarafından 1888 de bestelendi. Bu beste tüm dünyada geniş bir kabul gördü.  
Bu marşın sözlerinden kısa bir alıntı.
“Uyan artık uykudan uyan/uyan esirler dünyası/Zulme karşı hıncımız volkan /Kavgamız ölüm kalım kavgası/…/Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık/Enternasyonal ile kurtulur insanlık/…/