Valla fırdöndü “Musula” gazetesinden sonra…

Erdoğan Demir’in açıklamalarıyla başlayan yalanlama bombardımanı okuyanın başını döndürüyor bu sıralar…

Kimse ne olup bittiğini anlamış değil!

Aslında meselenin püf noktası şu…

Gazetelerin satır aralarında adrese teslim verdiği mesajların kriptosu çözülse sorun kendiliğinden çözülecek…

Badem gözlü Ali Rıza’nın birkaç gündür Erdoğan Demir karşıtı yazıların arkasında bir hesap yoksa bıyıklarımı keserim:))

Aha da buraya yazıyorum…

Bunun arkasında büyük bir siyasi hesaplaşma var.

Daha doğrusu küçük hesaplar!         

Pusula’nın Ali Aslankılıç’la ilgili 90 derece dönüşünün arkasında da Erdoğan Demir’i “fitil” etme çabası olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok…

Tığ’ın salvolarına alıştık da Erdoğan Demir’in zamansız çıkışına ne demeli?

Bunca tantana 2 tane trafik cezası yüzünden mi yani?

Bence bir bardak suda kopartılmak istenen fırtına, çok yakında patlak verecek olan kasırganın habercisi…

İki gündür devletin tüm kademelerinden Erdoğan Demir’in 36 ayrı iddiadan oluşan açıklamasına yalanlama üzerine yalanlama geliyor…

Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, İl Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak, Aydın Valisi Erol Ayyıldız, Türkiye Taşkömürü Kurumu yönetimi ayrı ayrı açıklama yaparak Erdoğan Demir’in beyanlarını çürüttü…

Benimle ilgili bölümü de külliyen yalandı…

Özellikle Erol Ayyıldız’ın açıklamasındaki üslup dikkat çekici…

Erdoğan Demir’den bahsederken “Erdoğan Demir isimli kişi” ifadesini kullanan Ayyıldız, kendi döneminde yapılan uygulamaları savunup, Emniyet Müdürü Sazak’ın da arkasında durdu…

Bu her zaman şahit olmadığımız bir durum…

Bu şehirde Erdoğan Demir’den bahsederken isminin başına “Çok değerli”  ya da “işadamı” ifadesini koymayan çok az siyasetçi ve bürokrat tanıyorum…

Görev süresince benimde sıkça eleştirdiğim Zonguldak eski Valisi Erol Ayyıldız, bana göre yakın geçmişte güce direnen, operasyon sürecinde dik duran bürokratların başında geliyor…

Farkındasınızdır…

Operasyonun ardından bu konuyla ilgili haber ve yorum gerekmedikçe yapmadım.

Mali ve hukuki baskıyla tepemize çöken Demir Grubu, özellikle son dört aydır oldukça sıkıntılı günler yaşıyor… Operasyonun iddianamesi halen tamamlanamadı.

Pislik eşeledikçe kokuyor…

Ne gariptir ki, daha 1-2 yıl öncesine kadar “ED” plakalı araçlarını Gazipaşa’nın göbeğine park edip saatlerce gelmeyenler, bugün araçlarının özellikle durdurularak ceza kesildiğini iddia ediyor…

Kolay kazandıkları serveti kolay tüketen Demir Grubu’nu bundan sonra daha da zor bir dönem bekliyor…

Umarım yaşadıkları onlar için de iyi bir sınav olmuştur!

Ben Erdoğan Demir’in yerinde olsam bataklığın ortasındayken bu kadar çırpınmazdım…

Çünkü ne kadar çırpınırsa o kadar batıyor farkında değil…