Malum ÇATES özelleştirildi, “Zonguldak kömür havzasının ticari niteliği olmayan kömür tozlarının kullanılarak enerji elde edilmesi” amacıyla kurulan termik santral özel sektörün oldu böylece… Süreçle ilgili görüşlerimi paylaşmış, pek çok uyarıda bulunmuştum… Kahin olma iddiasında filan değilim ama öngörülerim hep doğru çıktı ne yazık ki… Kimse dikkate almadığı için de hiçbir işe yaramadı. Yaramasın, şairin dediği gibi, ben elmayı seviyorum diye, elma da beni sevmek zorunda değil… Yazmaya devam edeceğiz bu yüzden. Yeni bir sürece giriyoruz Zonguldak’ta çünkü… Kenti puslu kıtalar atlasına çevirmek için yemin etmiş gibi çalışan enerji devi iki şirket, iki yeni doğa ve insan düşmanı proje ile karşımızda yine… 6 - 7 Ağustos’ta önce Eren Enerji’nin dördüncü, sonra da Elsan’ın ikinci santralinin ÇED halkın katılımı toplantısı var.

 

Anımsayan çıkar mı bilmem, 1980’li yılların teknolojisine göre inşa edilen 300 MW gücündeki ÇATES’in yakma verinin son derece düşük, rakiplerine göre kapasitesinin “çocuk oyuncağı sayılacak kadar” küçük, teknolojisinin eski, maliyetlerinin yüksek, ekonomik ömrünün de sınırlarda olduğunu yazmıştım. Bilançosu pek de parlak olmayan bu santrale Elsan’ın bunca parayı neden verdiğini sorgulamış, bulduğu ilk fırsatta yıkıp yerine ithal kömüre dayalı bir santral kuracağını iddia etmiştim. Bilici değildim elbette, kulağıma birileri bir şeyler de fısıldamış değildi. Ama ortalama akılla analiz etmeye çalıştığım rakamlar, bu sonucun kaçınılmaz olduğunu söylüyordu.

 

BİR TAŞLA ÇOK KUŞ

Bilenler biliyordu zaten de, Elsan’ın yeni santralin ÇED sürecini resmi olarak başlatmasıyla Vehbi’nin kerrakesi hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak netlikte anlaşıldı. ÇATES’e onca para mevcut santral için değil ileride hayata geçirilmesi planlanan projeler için verilmişti… Dünyada adı bile anılmayan termik santraller ülkenin dört bir yanından vebalı gibi kovalanırken, Zonguldak’ta ağza leblebi atar gibi rahatça geçirilebiliyordu hayata. Kilimli, Çatalağzı, Muslu bölgesindeki yerel yönetimler sözcüğün tam anlamıyla işbirlikçi, Zonguldak halkı da adı üzerinde “kıvırcık”tı işte… “İş, aş, vatan, millet” hamasetiyle her türlü zillete razı ediliyordu kolayca.  Kollar sıvandı, ihale süreciyle projenin ilk adımı hayata geçirildi…

 

Anımsatmakta yarar var: Çevre Kanunu çıkmadan kurulduğu için 2017’ye kadar ÇED Yönetmeliği’ne tabi olmayan ÇATES, başta baca gazı arıtma dahil pek çok kritere uymadan çalışıyor rahatlıkla. AKP iktidarı çıkardığı yasa ile bu ayrıcalığı özelleştirilen santraller için 2019’a kadar uzattı… Görünen o ki, mali bilançosu çok da iç açıcı olmayan santrali epeyce büyük rakam vererek alan Elsan, 2019’a kadar ithal kömüre dayalı yeni santrali işletmeye aldıktan sonra, mevcut santralde üretimi durduracak. Bunun fikri altyapısı da şimdiden hazır. BEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden kimi hocaların Eren’in sponsorluğunda yaptığı Zonguldak ve çevresinde hava kalitesi modellemesine göre kentte havayı kirleten tek kaynak ÇATES… ÇATES’in beş katı güce sahip olan Eren sigara dumanı kadar bile kirlilik yaymıyor o araştırmaya göre…

 

TESADÜFÜN BU KADARI, ÖYLE Mİ?

Elsan’ın planı işler de 2019 yılına kadar yeni santrali devreye alabilirse, emin olun bu gibi pek çok araştırma bizzat o şirket tarafından kamuoyuna duyurulup yerli kömüre dayalı olarak çalışan mevcut santralin üretimi durdurulacak. Hızla yıkılacak ve yerine ithal kömüre dayalı çok daha büyük bir santral kurulacak. Kamuoyunu böyle ikna ettikten sonra tıpkı rakibi Eren gibi yasal kılıfını da “kapasite artırımı”, “ek ünite” diyerek uyduracak. Cici şirket bir yandan “çevre dostu” olmakla övünürken, ülke ekonomisine yaptığı katkılarla şişinmeye devam edecek. Şuurunu tümden yitirmiş yoğun bakımdaki hasta konumunda olan Zonguldak kömür havzasının fişi de çekilmiş olacak böylece… Ürettiği artık hiçbir halta yaramayacak çünkü… Bir taşla birçok kuş vurulacak böylece…

 

Para hırsından gözü dönmüş Eren’in dördüncü santral projesinin Elsan’la aynı günlerde kamuoyuna duyurulmasına ne demek gerekiyor sizce? “Tesadüfün bu kadarı” hariç her şey… Şurası kesin ki, Eren kendi çöplüğü olarak gördüğü Zonguldak’ta başka rakip istemiyor. Ayrıca emisyon değerleri açısından sıkıntının da ötesinde olan bölgede yeni emisyon kaynağı, başka türlü baş belası onlar için… Korkuları da az buz değil hani… Yarın bir gün AKP iktidarı yıkılır da ÇED Yönetmeliği’ni birebir hayata geçirip, örneğin “kümülatif etki”yi hesap eden bir iktidar gelirse, ne halt edecek bu paragözler? Bunun için anında karşı saldırıya geçti ve koltuğunun altında hazır tuttuğu dördüncü santral projesini yürürlüğe koydu. Maksat Elsan’a geçit vermemek… Hani ülkenin enerjiye ihtiyacı var mıydı?  Para ile aralarındaki ilişki “Ya benim olacaksın, ya da toprağın” diyen marazi aşık gibi bunların… Kendileri kazanmayacaksa yerin dibine batsın ülke de, enerjisi de…