Kimi zaman okullarımızda istemedik, kimi zaman ailesi terk etti, kimi zaman sadece bizim olan dünyaya geldikleri için yaşamamaları istemedik. Kimi zaman korktuk, hep dışladık… Acıdık… Tek nedeni bizlerden sadece genetik farklıkları var diye…

 

Kendi hayatımızı o kadar arabeskleştirdik ki, hayat denen filmin başrolünde hep kendimiz var sandık. Engelli bir bedenle yaşamanın zorluğunu, ta ki kendi başımıza, ya da en çok sevdiğimizin başına gelene kadar hiç anlayamadık. Fakat onlar her fırsatta biz de varız dediler. Biz aslında onlar için hiçbir şey yapmadık. Mesela, siz hiç rastladınız mı caddelerde “Engellilerinin de yaşama hakları var, onlar da benim, senin kadar insan”, diye pankart açıp yürüyüş yapanı? Sosyal hayatın savunucuları neden mitingler düzenlemiyor? Sizin için, hani soy, sop, ırk, siyasi düşüncelerin önemli yoktu? Hani insanları, insan haklarının savunucuydunuz? Onlar da insan. Neden haklarını ararken sadece yapabildikleri farkındalık yaratıp bizde varız dedikleri, “28 Şubat Ender Hastalıklar Günü” hiç kimse yoktu. Toplam 20 kişini bile zor geldiği ender hastalıkları anma gününde siyasiler neden orada değildiniz?

 

Seçim arifesinde her yerde bangır bangır bağıran müzikleriniz içinde neden onlardan bir mısra duymuyorum. AKP, CHP, MHP, SP, DYP gibi partiler sizlere de sesleniyorum, projelerinize yürüyen merdivenler, tramvaylar yapacağım derken engelli vatandaşlarımıza yaşam alanları da sağlayacağız neden demiyorsunuz? Sizce onlar insan değil mi? Senden benden farkı ne? Durun, panik yapmayın ben söyleyeyim tek farkları genlerindeki birkaç sorun o kadar. Onların da duyguları var. Ağlamayı biliyor, ağlatmayı bilmiyorlar. Senin canın yandığını hissediyor üzülüyorlar. Onlar da bizim gibi eğitim aldıklarında üniversite okuyabiliyor, tiyatroya gidebiliyor, resim yapabiliyor. El sanatları gibi farklı ilgi alanları ve becerileri olabiliyor.  İşte size görmek için fırsat: Özel Zonguldak Terapi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumu, Halk Eğitim Merkezi ve Kent Konseyi Kadın Komisyonu ile beraber 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bu çocuklarımızın el becerilerini AKM’de sergileyecek.  Kendi elleriyle ürettikleri tokaları, anahtarlıkları, takıları, sizlerin beğenisine sunacak. Onlar maddi beklenti içinde değil kesinlikle. Güzel olduğunu sizlerden duymak, başarabilmenin gururunu yaşamak istiyorlar. Merakla bekliyorum, bu özel insanlara hangi kurum ve kuruluşlar destek vermek için orada olacak? Hangimiz geçip hangimiz insanlık sınıfında kalacağız…

 

Anne ya da babalığı tatmamış bir insanın annelik, babalık duygusunu bilemeyeceği gibi, engelli olmanın, engelli çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu bizler de bilemeyiz. Fakat engellileri anlamak için engelli olamaya gerek yok bence. Yalnızca onlarla empati kurup, anlamaya çalışmak yeterli olacaktır. Ben gittim gördüm, onlarla geçirdiğim bir haftayı sizlere ilerleyen günlerde aktaracağım. Derdim kimseyi zan altında bırakmak değil. Derdim bizim için çok sıradan olan gülümsemek, yürümek gibi davranışların ancak eğitimle başarabilen o özel insanların varlığını fark ettirmek. O çocukları gördüm ben, annelerini babalarını gördüm. Hayata tutunmak için nasıl çaba harcadıklarını gördüm. Birçoğunun tedavisi olmadığı halde yaşayabildikleri süre içerisinde yaşam kalitelerini artırmak için harcanan çabaları gördüm. Bir annenin yavrusuna yürümeyi başarınca yaşadığı sevinci gördüm. Eğitim aldıkları kurumda sorun yok, yaşam kalitelerini artıracak her türlü tedbir alınmış güzel, ama ya dışarıda? Unutmayalım bu dünya sadece bize ait değil. Sevgiyle kalın.