MÜSLÜM DEMİRBİLEK
                     (şiir-76)

     Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfı (1972-1973 6 Ed. A) öğrencileri özlem gideriyoruz 50 yıl sonra. Grup olduk, sınıf olduk yeniden.

     Arayı kapatırcasına söyleşmedeyiz. Ne de severmişiz birbirimizi çıkarsız. 50 yılın dökümü önümüzde. Bugünü, yarını yorumluyoruz birlikte. Herkes kendi alanından (Bağ bahçe işleri, zeytin işletmeciliği, el işleri, eğtim-öğretim dünyası, sağlık,  sanat-edebiyat-müzik-resim... ) beceriler, ürünler paylaşıma açıldı. Ben, o günlere de değinen kitabımı (AZ ÇORBA AZ PİLAV ÜSTÜ AZ KURU) gönderdim arkadaşlarıma.

    Müslüm'ün iki kitabı yoldaydı. Kargo bildirimi geldi bir iki gün önce. Bugün, akşama doğru, zilimiz çaldı. Aşağıdan gür ses muştuyu verdi:
     "Posta!"

     Postacı asansörü çağırıp üçüncü kata çıkıncaya kadar içim eski bir şarkıyı çaldı:
     "Bak postacı geliyor selam veriyor
     Herkes ona bakıyor, merak ediyor. 

     Çok teşekkür ederim postacı sana,
     Pek sevinçli haberler getirdin bana."

     Postacı gitti. Hemen kargo paketini açtım. Müslüm'ün eşi NAZLI ELVAN DEMİRBİLEK imzalı BORSADA ÖNDEN KOŞANLAR adlı kitabı, sonra okumak üzere, masanın üstüne ayırdım. Kayırdığım kitabı elime alıp bir köşeye çekildim.

     Kitap da kitaptı ha! Özene bezene basılmıştı. Okunmadan ses veren bir yapı vardı elimde. Karton kapak korumasındaki sayfaları evirip çevirdim çabucak. Nefesimi tuttum, bir sözcük kaçırmadan okumaya başladım.

     Bana ne! Büyük adların, büyük eleştirmenliğine soyunmayacağım hiç! Olduğum gibi olacağım, tat alacağım. Aldığım tadı çevreme yayacağım.

     Bizim Müslüm kitabı yazan. 1956 Tunceli-Pülümür doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü mezunu. Maliye Bakanlığında Hesap Uzmanı olarak mesleğe başlamış. Bizden habersiz, para piyasasında dorukları yaşamış. Ah o günlerde çevresinde olmak varmış!  Neyse!Bana, şiir okuyup duygulanmak kalmış hediye!

     Önsöz'e BİR ARA ÇIĞLIK adını vermiş Barış Pirhasan.

     "Sevgili kızım Deniz ve oğlum Ali için..." derken başlamış şiir zaten. Deniz de Ali de şiir çağrıştırıyor bu yurdun yüreklerinde.

     Kitap, bir sayfada resim-karikatür, karşı sayfada şiir olmak üzere düzenlenmiş. Bilinçli ve canlı çizimler şiirlerin dünyasını veriyor. Şiire, resme dalıp gittim sayfaları çevirirken. Sanat, sanat içinde, ben onların büyüsünde...

     Binlerce şiir okudum şimdiye dek. Arkadaşımın şiirlerini yorumlarken abartı ve yanıltı olmamalı tabii. Ben güzel yaratıların önünde titrerim çoğu kez. Sanatın etkileme gücünün bireyselliğine verin duruşumu.

     Serbest şiirler var, kısa, öz... Yer yer uyakla, ses benzerliğiyle, sözcük yinelemeyle ezgi oluşturulmuş. Sözcük seçimi özenli.

     Müslüm, sayıların dünyasında yaşarken, sanatın değişik dallarında kendini zenginleştirmiş toplumcu bir aydın. İnsancıllığını dökerken gerçeğin esintilerini kullanmış. Sanatın olmazsa olmazı simgeleri, imgeleri renk renk döşemiş dizelerine. Somut varlıklarla, duyguları, düşünceleri titretmiş. 

     İmgelerin, çağrışımların arasında, Müslüm'ü, çevresini, kendimi, tüm insanlığı buldum, yorumladım. Tek anlama sıkışmıyor anlatılar. O yüzden bu tür şiirler emek ister çözüm için. 

     Yaşanılan toprakları bırakıp gitme korkusu, göç etme, çocuk, anne, baba, kayıplara üzülme, gerçeği olduğu gibi kabullenip gelecek umudu yaratma, karanlığın çocukları-anne ve babaları huzursuz edişleri, gözyaşı, yol ve rüzgâr, çığlıkların/acıların/alınganlıkların yanında sevgilide-anne babada, kızda, oğulda sevgiyi bulup yaşama sevinci kurma, mavi, yeşil, gökyüzü, yeryüzü, orman, çiçek, bahar, yağmur, özellikle güneş ve ışık, yürek, serçe, güvercin, toprak, deprem... alıp götürüyor okuyucuyu.

     Şiirler, ders vermiyor, nutuk çekmiyor; korkuları da umutları da görsellerin ardında duyumsatıyor. Şair mutluluk rolleri oynamıyor, katı gerçeğin arkasındaki sevgiyi bulmaya çağırıyor insan yanımızı. Biz de emeksiz hiçbir şey olmayacağını düşünüp karanlığın arkasından gelecek güneşe koşuyoruz. Doğanın gizemleri çözülmeden mutluluk yok yani. Yaşamın tadı da sanatın yol gösterdiği güzellikleri bulmada saklı.

     Ben böyle anladım okuyup izlediklerimi.
Hoşuma gitti şiire kardeş olan resimler de.

     Bu güzel kitabı yazıp bana ulaştıran kardeşimi alkışlıyorum.

      Kitaptan Seçmeler...

     *Ormancı orman sevmez bir kral

     *Tutulmuş gözyaşım ak
     Anne sütünden

     *Bir adım ötesi yok
     Yer gök ve toprak
     Neredeyim ben
     Bul beni çocuk

     *Tavanda asılı gözleri ıslak
     ...
     Yazdı
     Bir şeyler girdi aramıza
     Bir yıldırım düştü
     Az uzağımıza

     *DİLEK
     Bana ömür gerek
                   bir çeyrek
     Ne eksik ne fazla
     Bir kirpik boyu
     Bir kahverengi göz içi
     Uzun siyah saçlı
     Nazlı boylu
     Kucaklarken
     Yaşam kokusu

     *BABALIK
     Baba oldum
     Aşk oldum
     Çoğaldım
     Herkes oldum

     *YAŞAMAK
     Bir an öncesi
     Bir an sonrası
     Olmaksızın
     Bir an
     Bir tek hücrede
     Sonsuz bir coşkuyla
     Yaşamak ne güzel

   Dostun kitabı da dosttur bana.
        
        İyi okumalar...