Neredeyse geliri olmayan ya da ailesinden aldığı harçlık ile geçinen gençlerin sınav ücretlerinin minimuma indirilmesi beklendiğini savunan Erkmen, “Üniversite okumak yeterince zor ve masraflı iken artık birçok öğrenci üniversite sınavına bile giremeyecek. 1 kalem 2 şeker veriyorsunuz diye mi bu rakamlar?” dedi.
Erkmen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Gençlerin üniversite hayallerini gerçekleştirebilmek adına girdikleri, Temel Yeterlilik Testi (TYT), Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve Yabacı Dil Testi (YDT) adlarıyla ayrı ayrı yapılan sınavların başvuru ücretlerine fahiş oranlarda zam yapıldı.
2020’de her bir sınavın ücreti 70 TL iken bu yıl girilecek sınavlar için başvuru ücreti 90 TL olarak belirlendi.
Farklı alanlarda tercih yapmayı düşünen ve dolayısıyla üç sınava da gireceklerin ödeyeceği başvuru ücreti 270 TL oldu.
Yapılan zam oranı yüzde 28,5!
İktidar, hayat pahalılığından ve geçim zorluğundan bir haber olduğunu, açıkladığı enflasyon oranıyla bir kez daha kanıtlamış oldu. Açıklanan, gerçeklikten uzak enflasyon oranına göre, sınav ücretine yapılan zam enflasyon oranının 2 katı!
Yapılan bu zamlara karşılık, üniversite öğrencilerinin aldıkları öğrenim kredilerine sadece yüzde 18 oranında zam yapıldı.
Zam uygulamalarında üstün başarı sağlayan hükümetin, asgari ücret, öğrenim kredisi, emekli maaşı gibi alanlarda da bu performansını sergilemesini bekliyoruz.
Üniversite okumak yeterince zor ve masraflı iken artık birçok öğrenci üniversite sınavına bile giremeyecek. 1 kalem 2 şeker veriyorsunuz diye mi bu rakamlar?
Hükümetin büyük şirketlere uyguladığı vergi aflarının ve sarayların günlük harcamalarının milyonlarca lira tuttuğunu göz önünde bulunduracak olursak, neredeyse geliri olmayan ya da ailesinden aldığı harçlık ile geçinen gençlerin sınav ücretlerinin minimuma indirilmesi beklenmektedir.”
