Yüksel Yıldırım, Tunç Çelebi'nin açıklamasını paylaştı:

67'liler Platformuna ne oldu?

Zonguldak Nostalji'nin kurucusu Yüksel Yıldırım, bir süre önce kurulan 67'liler Platformu'ndaki yaşananlar ve sonrasında Op. Dr. Tunç Çelebi'nin kendisine gönderdiği açıklamayı kamuoyuyla paylaştı.

Yıldırım, açıklamasında, "9 Temmuz 2020 günü sosyal medya hesabımdan “67’LİLERE” konu başlıklı yazımı paylaşmıştım. Yazı bazı yerel medya kuruluşları tarafından da web sayfalarında yayınlanmıştı. Yayınlandıktan sonra oluşumun kurucularından sayın Op.Dr. Tunç Çelebi telefonla ve yazılı bir metinle konu hakkındaki düşüncelerini benimle paylaştı. Ben; Zonguldak için gerek tarihsel ve kültürel, gerekse ekonomik ve güncel anlamda katkı sağlayabilecek bütün etkinliklere faydalı olabilmek için her zaman destek noktasında elimden geleni yapmayı kendime görev bilirim. Bu bağlamda, 67’liler Platformu’nun da çalışmalarını takip etmiş, desteklemiş ve gündemde ses getirmesi için elimden gelenleri yapmaya çalışıyorum ve halen inandığım güvendiğim sürece çalışmalarım devam edecektir.

Tunç beyin konuyla ilgili gelişmeleri ve düşüncelerini altta sizlerin huzuruna sunuyorum. Herkesin Zonguldak için bir şeyler yapabilmek, faydalı olabilmek ana düşüncesinde olduğunu bilerek, empati duygusu ve hoşgörü öngörüsüyle çalışmalara dahil olmalarını diliyorum…

Platformun bundan sonraki yol haritası nasıl olursa olsun, kişiler, aktörler nasıl değişikliğe uğrarsa uğrasın, Zonguldak kazanımlarına hizmet ettiği süreçte destek vermeye kendi adıma devam edeceğim." dedi.

TUNÇ ÇELEBİ'NİN O YAZISI...

…….

Sayın Yıldırım;

10 Temmuz 2020 tarihinde yazmış olduğunuz yazı karşılığında teveccüh ettiğiniz makamlara teşekkür ederken; beklediğiniz iki konudaki açıklamayı bilgilerinize sunarım.

 

Öncelikle ile 67' liler platformu denilen; pandeminin başlangıç zamanında "...ve Zonguldak" söylemi ve o günkü "il valisinin demecini" kınayıp yüksek sesle seslendirme sonrası, WhatsApp grubu oluşturulması fikrini ortaya attım. Bu gurup Muammer GÜNER ve birkaç arkadaşımız ile birlikte oluşturduğumuz 'WhatsApp 67'liler platformudur. Kısacası Face de oluşturulan 67'liler ile alakası sadece isim ve amaç birliğinin benzerliği ve Face deki bazı isimlerin de yer almasıdır. Face grubundan da ilave olarak yöneticisi Recep PERK aramıza dahil edilmiştir, daha sonra da yönetici sayısı genişletilmiştir.

 

67'liler platformunu; diğer kurucusu olduğumuz (ben, Muammer GÜNER, Uğur HAKLAR) Eylül grubu ile birleştirdik. Çünkü ben platformdaki yazıları Eylül'e, Eylüldeki yazıları platforma yolluyorum, ortak paydamız Zonguldak olduğu için. Eylül grubunun isteği üzerine isteyenleri tekrar Eylül grubuna ayıran kişiler de aynı kişiler ve şahsımdır. (67'lilerin platform üye sayısı bu şekilde arttı). 67'liler Face grubuna ilave edilmiştir. Ben de; hiçbir yazı yazmadım ve hala orada mıyım bilmiyorum. Sonuç olarak ikisi farklı gruplardır, üyeleri de farklıdır. Platform için ileride kullanılmak üzere tarafımca patent Enstitüsüne "...ve Zonguldak"ın inadına "Zonguldak ve..." başvurusu yapılmış ve de tüm platforma bildirilmiştir. Ayrıca "67 liler platformu Youtube" gurubu da şahsımın oluşturduğu ve grubumuzun niçin sorularını sorduğu çok beğenilen ve 20.000 kişinin izlediği klip yayını için tarafımca oluşturulmuştur. 21 Haziran'da İlimiz kurtuluş gününde Sevgili Hoca Hamit KALYONCU adına, onun sözleriyle Zonguldak ve platforma uzun ve yorucu uğraş sonucu hediye olarak sunduğum "Karaelmas Marşı" gibi. (Hoş; bu konuda niçin danışılmadı, sesler tiz olmuş vb eleştirilerin gurup içindeki bir kişi tarafından yapılmasını unutmayacağım, aynı şahsıma bugün terbiyesiz ve küstah diye hitap eden arkadaşın bu marşı dinlerken ki duygulu ağlayan resmini bana yollamasını unutmayacağım gibi)

 

Bu netleşmeden sonra açıklama beklediğiniz konularda yanıtlarım şu şekilde olacaktır.

 

1) Sözcü Ünvanı:

Ben hiçbir zaman platform sözcüsü unvanını talep etmedim ve sözcü olmadım."67 liler Platformu" diye yazılan yazılara benim adımı ilave etmem, gruptaki arkadaşlar tarafından talep edildi. "Gerek yok" dediğimde ise; adını da yazmalısın dediler. "Benim yazdığım belli niçin?" dediğimde de "olsun Platform daha bir ciddiyet alır, yaz sen" dediler. Bilmem belki de birçok nedenle çekindiler mi? Hiç bir yerde "sözcü" unvanını kullandığımı hatırlamıyorum. Hatta kimse tarafından yönlendirilmeden, sadece kendi çabalarımla çıktığım ve amacımın Zonguldak'ı anlatmak olduğu tüm mecralarda "67'liler platformundan Tunç ÇELEBİ " olarak tanıtıldım. (Sanırım tüm arkadaşlarımız aynı çabaları göstermektedir) Ancak Zonguldak'a geldiğimizde de bazı basın kuruluşlarının ismimin başındaki "sözcüsü" unvanını sildiğini gördüm, tekzip etmeye veya üzerinde durmaya gerek görmedim. Belki de gerçekten tekzip mi etmeliydim mi?

 

2) Gruptan çıkarma olayları:

a) Grup sayısı üst sınır 252' yi buldu. Kendi istekleri dışında eş, dost tavsiyesi ile ilave edilenler de vardı, ilave alamadığımız hevesle çalışmak isteyen dostlarımız da vardı. O zaman yine kuruculardan bir arkadaş ile beraber hiç yazışmalara dahil olmadıklarından onları elimine ettik. Elimine etmeden önce de "lütfen katılımcılar sadece izlemesin, görüşlerini az da olsa bildirsin" talebinde bulunduk. Aktif olmayanlar kendiliğinden ayrıldılar, kayıtsız kalanlar da oldu, onları da elimine etmek zorunda kaldık (yer açılsın, aktif 252 kişi olsun, belki içinde şahsımın da yükünü paylaşacak dostlar olur diye) bu işlemi yine kurucu grubunda olan iki arkadaş ile yaptık. Ama işlem benim bilgisayarımdan yapıldığından ben çıkarttım görülüyordu. Bu arada; bu grupta olan kişilerin bazılarının amirlerine ve müdürlerine de şikayet edildiğini duyduk. Ve bu kişiler nasıl gruba ilave olduklarını bilmiyorlardı. Bu işlemin belki de o mağduriyetleri de engellenmiş olduğumu düşündüm ve sevindim. Bu arada 50 yıllık sıra arkadaşım da bu isimler arasındaymış ve Zonguldak'a geldiğimde bir yandan boynuma sarılıyor, bir yandan da bunu anlatıyordu…

 

b) 5 Temmuz Zoom görüşmesi 13 kişi ile gerçekleşti. Herkes fikirlerini söyledi, ben en az konuşan kişi olarak platformdaki bir arkadaş ile (bence çok haklıydım) tartışmamız oldu ve zoom toplantı onun üzerine sona erdi. Ben açıklama yaptım kurucu ve uygulayıcı nüveden ayrıldığımı, ancak geniş platformda aynı şevk ile çalışmaya devam edeceğimi, hatta platformun bizlere yapmadığı eleştirileri de yapan biri olacağımı ve bunun da platform açısından daha iyi ve ortak karar alma yolunda katılımı arttıracağını belirttim.

O andan itibaren tekrar platformda yazışmalara, katkı sunmaya ve önünü açma çabalarını sürdürdüm. Sabahında da; Zonguldak için sözünü aldığım bir ünlü TV sunucusu beni aradı ve Zonguldak'a gitmeyi, kent sorunları ile bir saatlik yayın yapmaya hazır olduğunu söyledi. Ben bunu koruculara bildirdim ve isim vermelerini söyledim. Tam bir buçuk saat sonra iki arkadaş Platformdaki tüm görevlerinden bir gece önce yaptıkları görüşme sonrası çekildiklerini (sanırım benim nüveden ayrılıp, genel platforma geçmeme kızdıklarından / üzüldüklerinden?) yazışmalardan öğrendim. (Halbuki iki arkadaş da TV konuşmaları, gazete yazılarım öncesi bana şunu de, bunu yaz diyen kişilerdi. Niye kendileri o yolları aramazlardı bilemiyorum.) Marmaris'te bulunan üçüncü arkadaşı da arayarak bizlerin de çekilmesi gerektiğini belirttim ve çekileceğini söylemesi üzerine (ki onlar nüve görevinde devam ediyorlardı) ben de bu durumda platformdan çekilmenin ahlaki olacağını ve de grubu kapatacağımı söyledim. Teker, teker kapatma durumuna gittim (en sonda da kendimi çıkaracaktım), buna kuruculardan başladım, ancak tek, tek zor oluyordu, asistanıma bunu tek,tek yapmanın zor olduğunu ve ameliyata yetişmem gerektiğini söyledim,"gençsiniz, bilirsiniz ne yapayım?" dedim. O da bir şeyler yaptı, "şu tuşa basarsanız tamamdır" dedi. Bende bastım , tamam dedim işime döndüm.

Kısa bir süre sonra özelime "rezil, ahlaksız, haddini bilmez, egosu şişkin, herif, ne sanıyorsun kendini, diktatör" gibi yazılar almaya başladım (çoğu, hatta hepsi bana sen bir tanesin, sen olmaz isen bu hareket olmaz diyenler) ayrıca platformun kapatılmadığını ve orada da bana hak edilmeyen cümlelerin söylendiğini, bazı kişilerin bunun yanlış olduğunu yazdıklarını, (ki tabi yanlış) bazı kişilerin de 67 'liler Platformu WhatsApp grubundan ayrıldığını bildirdiler.

Aynı akşam saat 22 civarında gazetelerde de yanlış anlaşılmaya neden olacak ve platformun yürümesi engelleyecek spekülasyonların yapıldığı tarafıma bildirilmesi üzerine; platformun içinde olduğumu, yarın daha da güçlü olacağını, "bizler inandık, sizlerde inanın Zonguldak" sözleri ile biten metni, Zonguldak basını ile paylaştım ve dolayısı ile WhataApp 67' liler platformu ve Eylül grubunda da bu yazılarım yayınlandı.

Olayın üzerinden tam dört gün geçmesine, bazı koruculara ve platform üyelerine olayı anlatmama rağmen tarafıma üzüntü bildiren veya herhangi değişik içerikli dönüş yapılmamıştır. İlk günden beri bütün yazışmalar, randevular, prezentasyon, davet ve organizasyon sağlayan, olayı tamamen finanse eden kişiye hakaret uygun görüldü. (olayın Zonguldak ayağında Berran AYDAN kardeşimin katkıları müthiştir ve benim için unutulmazdır)

 

"...Her şey Zonguldak için sloganı ile hareket edildiğini, samimiyet ve özverilere inanıldığını, bunu kısa süredeki çalışmalarla ispatlandığını, isimler bazında değil, düşünce bazında doğru yol haritası ve gündemde olan aksaklığın çözüme ulaşması sürecinde, Zonguldak bürokrasisi ve medyası da süreci takip etti, oluşturulan hava, içi dolu ve baş döndürücü bir atmosfer yakalamayı başardı. Örgütlü çalışmanın, inanmanın iyi bir örneği, başlangıcı oldu…" diye tanımladığınız "Kısa sürede bir umut gibi parladılar. Böyle olunca da kurucuları toplumsal düşünceden uzaklaşıp, bireysel düşüncelerini ön plana çıkardılar. Tamamıyla insan psikolojisi... “Biz” diye başlayan kelimelerin yerini “ben” ile başlayan cümleler aldı…" kısmından hangi kişinin kast edildiğini anlamayan “Gurubun lideri yok, sözcüsü var” diye kimin ifade edildiğini bilmeyerek "hassasiyetin yerini kişisel egolar bastırır" ile açıklanan ifadelerden şahsımın kastedilme imkanı olmadığını düşündüğüm ve de gerçekten iyi niyetli olduğuna inandığım yazınızla; eğer benden talebiniz özür ise ve bu özverili, erdemli söylem de sırf bana düşüyorsa; yukarıda açıklamasını yaptığım nedenlerle oluşan, yanlış anlaşılma karşısında özrümü tereddütsüz bildirir, size ve WhatsApp 67'liler platformuna başarılar dilerim.

 

Çünkü mesele "Zonguldak" ise benim için; gerçekten her şey teferruattır...

Yazanlar, konuşanlar ne derse desin, gerçeği tarih yazar, yüreği olan süzer, vicdanı olan hisseder...

 

Saygılarım ile. Op.Dr.Tunç ÇELEBİ

10 Temmuz Saat 22.30 İSTANBUL