Mersin’de hunharca öldürülen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Arslan için Tüm Türkiye’de olduğu gibi Zonguldak’ta da Zonguldak Barosu Avukatları ve Kadın Hakları Komisyonu Üyeleri, basın açıklaması düzenledi. Zonguldak Barosu toplantı salonunda bir araya gelen Avukatlar Özgecan Arslan için basın açıklaması yaptı. Zonguldak Barosu Avukatları ve Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyeleri adına basın açıklamasını Komisyon Başkanı Avukat Goncagül Avcı yaparak şunları söyledi:

“20 yaşında canımız Özgecan’ımız hunharca katledildi. Tek suçu kadın olmaktı, tek suçu insanca yaşamak istemesi ve okuluna gitmesiydi. Okulu bitirince yardımcı olmak istediği kişiler bunu ona çok gördüler. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını yıllardır defalarca dile getirdik. Kadınlarla erkekler arası fiili eşitsizlik ve her türlü ayrımcılığın bir sonucu olan erkek şiddetine karşı acil olarak önlem alması gerektiğini belirttik. Ancak önümüze çıkan acı gerçek sorunun çözümünün toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına karşı bakış açısının değiştirilmesi gerekliliği ve bu konuda bir arpa boyu yol alamamış olmamız. Aile içinde kadın ve erkeğe biçilmiş kalıplarla ve kadını birey olarak görmeyen anlayışla yetişen çocuklar, yaşamı boyunca şiddet uygulamaya eğilimli olmaktadırlar. Bu kısır döngüyü durdurmak için şiddetle mücadelede kararlı bir devlet politikasına ihtiyaçlardır. Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış; bir kişinin kendi annesinin diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen; hamilelerin sokağa çıkmasının edepsizlik olduğunu ileri süren; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek mümkündür diyen zihniyetin; kadın üzerinden yürütülen yanlış politikaların sonucudur. Bu olaylar anımsanamaz, küçümsenemez, münferit kabul edilemez.

Kadın önce insandır; kadınların dolmuşa bindiğinde şoförün kapıyı kapatıp, gaza basarak ıssız bir yere götüreceği korkusuna kapılmadan, bu korku yüzünden tek kalmamak için son inenle birlikte inmek zorunda kalmadan, ıssız bir sokakta, iki adımda bir arkasına tedirginlikle bakmadan, arkasından gelen kişinin adımlarının temposuna kulak kesilmeden, yanından geçen birinin kendisini taciz edebileceği endişesi olmadan, evde, sokakta, işyerinde güvenle yaşayabilmesini  istiyoruz. Bunun için devletimiz çağdaş bir sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmeli, bu konuda gerekli olan hassasiyeti göstererek; eğitim çalışmaları yapmalı ve yasal düzenlemeler ile toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalıdır.

Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için; Devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını, Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar, ana-baba eğitim programlan başlatılmasını, Evde, sokakta, işyerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını,

Öldürülen ya da şiddete uğrayan kadınların; giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine bir saat geç gelmeleri, cep telefonuyla sıkça konuşmaları gibi nedenler tahrik sayılarak büyük ceza indirimleri uygulanmaktadır. Toplumun en savunmasız kesimi olan kadın ve çocukların yaşam hakkına yönelen suçlarda ceza indirimi uygulanmamasını istiyoruz. Özgecanlar güvende yaşasın ve canından olmasın diye, “Kadının İnsan Hakları” ( Yaşama- Okuma - Çalışma-Meslek edinme vb.) mücadelemiz kadın cinayetleri ve şiddet son bulana kadar devam edecektir. Biz susmayacağız söz veriyoruz” dedi.