Zonguldak’ta yaklaşık bir hafta süren “Bağımlılığı değil hayatı seç “ eğitimine konuşmacı olarak katılan Üsküdar Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cemal Onur Noyan Uyuşturucu bağımlılığının en riskli dönemi ergenlik dönemi olduğuna dikkat çekti.

                     Noyan, vermiş olduğu eğitimde şöyle dedi: “Bağımlılık din, dil, ırk, cinsiyet, sosyoekonomik durum, sosyokültürel özellikler, ailevi yaşantılar, yaşanılan travmalar gibi durumlardan bağımsız olarak toplumun tüm kesimlerini etkileyebilen kronik bir beyin hastalığıdır.  Bağımlılık tedavisi olan uzun seyirli bir beyin hastalığıdır. Bağımlılık ne irade eksikliği, ne ahlaki zayıflık ne de kişilik zafiyeti sonucunda ortaya çıkmaktadır. Beynin kontrol mekanizmasının ve ödül merkezinin kullanılan maddeler tarafından bozulması ile ortaya çıkmaktadır.  Uyuşturucu maddeler ile temas için ergenlik döneminin en riskli dönem olduğunu biliyoruz. Bu sebeple bağımlılık gelişmemesi için yapılacak en önemli adım ergenlik sürecindeki gençleri madde ile temas etmelerinden koruyabilmektir.

Ergenlik sürecinde madde denemeleri merak, akran baskısı, kendini göstermek ve kanıtlama çabası, bireysel özellikler, sorunları ile baş etme yöntemi gibi birçok farklı nedene bağlı olabilir. Ama en önemli sebebi meraktır. Ergenlik döneminde madde kullanımına karşı korku ve merak savaş içerisindedir. ‘Korku’ ve ‘merak’ dengesi merak lehine bozulursa birey maddeyi denemeye başlar.  Daha sonra akran baskısı gelir. Birey arkadaş ortamında yapılan ısrarlara dayanamayabilir. Arkadaş grubu tarafından dışlanmak ve küçümsenme endişesine merak da eklenince o dönemde kendisini çaresiz hissettiği durumlarla da karşı karşıya ise madde kullanımı kaçınılmaz olmaktadır. Ergenlik döneminde madde kullanımının önüne geçebilmek için öncelikle çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmak, kendilerine güvenmelerini sağlamak, duygularını tanımak ve ifade etme becerisi kazandırmak,  öfke kontrol becerisi, kendisini daha rahat ifade edecekleri spor, hobi gibi yeni sosyal alanlar oluşturmalarını sağlamak ve her şeyden önemlisi hayır deme becerisini geliştirebilmemiz gerekiyor”