Seçimler hayırlı olsun...

Kazanana da kaybedene de...

Kaybeden ders alsın, kazanan da kaybedene bakıp ibret alsın!

Bazı kaybedenler ise "Kendim ettim kendim buldum" desin.

*

Seçimler bitmiştir.

Bugünden itibaren Alan’lara, (alanlara verdiği sözleri hatırlatıp) alanları dar edeceğiz. Kimi zaman da tebrik etmesini bileceğiz.

Tabi ki projeleri hayata geçirebildikleri ölçüde…

Toplum yararına olacağını düşündüğümüz her konuyu, daha önce olduğu gibi bundan sonra da dile getirmeye devam edeceğiz.

Yıkıcı değil, her zaman yapıcı eleştirilerle karşınızda olacağız. Kalemimiz kırık dökük olabilir; ama asla ve asla satılık olmaz.   

Kırıp dökmeden, hakarete başvurmadan, hele hele bel altı çirkin ifadelerden özellikle uzak duracağız.

Bana göre en korkunç şey, birine haksızlık etmektir.

***

Yapıcı olmak deyince...

Dün yaşadığım ilginç rastlantıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Denizbank’ın önünde telefonun ucundaki kişiye seçimleri değerlendirirken, beyaz renkli bir otomobil aniden önümde durdu.

Sanki benim için durdu da, “Sen bunları nasıl yazarsın” diyecekmiş gibi bir hışımla birisi iniverdi arabadan ve dar alanda göz göze geliverdik.

Kimdi dersiniz?

Zonguldak’ın yeni belediye başkanı Dr. Ömer Selim Alan’dan başkası değildi.

“Hayırlı olsun başkanım”
dedim ve yeni başkanla tokalaştık…

Hakikaten, çirkin üslupla yazı yazmış olsaydım, utanır;

“Acaba haksızlık mı ettim” diye yüzüne bakamazdım.

Yapıcı eleştiri olduktan sonra herkesle iletişime açık bir şekilde mesleği icra etmenin güzelliğini, bu işi para için yapanların anlamasını beklemiyoruz.

Herkes kendi karakterinin gereğini ortaya koyar.

Nokta.

***

Dün Zonguldak merkezdeki seçimi değerlendirmiştik. Kısaca bir kez daha yorumlayıp il geneline bakalım.

Merkezde birilerinin “Ali Uzun” takıntısı, Zonguldak halkına tosladı.

Akdemir -çukur yol- faktörüne ilave olarak, bir de yanlış aday tercihinde bulunulması, sonucun en önemli tetikleyicisi oldu.

Yani ilk düğme yanlış iliklendi. 

Ali Uzun veya Tahsin Erdem isimleriyle seçime gidilseydi sonuç farklı olurdu diye düşünüyorum. 

Bunlar yetmezmiş gibi daha göreve gelmeden, “Hesap soracağım”, “alçaklar” gibi tehdit dolu cümlelerle oy isteyen Şenol Şanal’a seçmen kırmızı kart gösterdi.

Halbuki Şanal’ın yapması gereken tek şey, kucaklayıcı bir dille küskünleri ikna etmekti.  

Sonuç olarak ‘Zonguldak halkının, Haberal’lardan büyük olduğu’ görüldü.

*

Peki Ak Parti Zonguldak genelinde başarılı mıydı?

Merkez ilçe çok kritikti ve başardı. Kozlu ve Kilimli’yi de aldı. Ancak elindeki Ereğli’yi, Devrek’i ve Gökçebeyi kaybetti.

Çaycuma ve Alaplı’da ise adeta hezimet yaşadı iktidar partisi.

O yüzden kimse kendine ve başarısına güvenmesin!

Oyların hepsi, emanet verildi.

Halkın mesajını iyi okuyan ve buna göre çalışan; kazanır.

Sandığın dilini anlamayan ise baharı gör(e)meyen kelebekler gibi solar gider!

Kalın sağlıcakla…